Bu yıl 3. kez düzenlenen İzmir Uluslararası Film ve Müzik Festivali, şehrin önemli bir boşluğunu doldurdu. Birçok büyükşehrin uzun yıllardır devam eden film festivali varken İzmir gibi, sanatçıların ve çevre illerden de sanatseverlerin ziyaret etmekten keyif aldığı bir şehirde bir film festivalinin eksikği göze çarpıyordu. Şimdi festivalin direktörü olan eleştirmen, yazar ve yönetmen Vecdi Sayar’ın önerisiyle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 2019’da göreve geldikten sonra bu açığı kapatmak için çalışmalara başlamış. Pandemi şartlarında festival hayata geçirilmiş. İlk iki senesi “ısınma turu” gibi geçen festival yavaş yavaş havasını yakalıyor. Uluslararası kimliğini de kazanan film festivali, ödüllü yerli yapımları ve dünya festivallerinden önemli filmleri, müziği de içine katarak İzmirlilerle buluşturuyor. Şimdilik tek eksik İzmirlilerin “ayağının alışması” gibi görünüyor. Hem yeni festivali hem de İzmir’in kültür sanat alanında yaptığı atılımı İzmir BŞB Başkanı Tunç Soyer’e sorduk.
- Başkanlığınızda hız kazanan İzmir’in kültür-sanat yatırımlarının hız kazandığına tanık olduk. Son yıllardaki ekonomik kriz bu yatırımları etkiledi mi?
İzmir, ne yazık ki merkezi hükümetten en az pay alan illerin başında geliyor. Bırakın destek görmeyi, hak ettiğimiz payı bile alamıyoruz. Bu her alanda olduğu gibi, kültür sanatta da böyle. Ama biz bu mazerete sığınmadan, sizin de belirttiğiniz gibi, 7/24 kültür-sanat ile yaşayan bir kent yaratmaya çalışıyoruz. Sadece yılın belli dönemlerinde değil, 12 ay boyunca sanatsal üretimlerin olduğu bir kent istiyoruz: yaratıcı, dinamik, evrensel, geçmişi/bugünü ve geleceği bilen, gören, yansıtan… Zira kültür-sanatı bir lüks olarak değil, yaşamın temel ihtiyacı olarak görüyoruz. Bu ihtiyacı da en iyi şekilde gidermeye çaba gösteriyoruz.
‘EN BÜYÜK TEŞVİK…’
- Son zamanlarda İzmir’e yerleşen sanatçılar olduğunu duyuyoruz. Sanatçıları üretimlerini İzmir’de gerçekleştirmeleri için teşvik ediyor musunuz?
İzmir Türkiye’nin yüz akı. Sanatın, sanatçının kendisini en iyi ve en özgür şekilde ifade edebildiği kentlerin başında geliyor. Türkiye’nin herhangi bir ilinde anket yapılsa İzmir yaşanmak istenen kentler listesinin en başında gelir. Son yıllarda sanatın her dalında çok önemli roller üstlenen isimler İzmir’e, İzmir’in ilçelerine yerleşiyor. Çünkü İzmir’in iyi iklimi sadece coğrafyayla ilgili değildir. Bu herkese iyi gelen iklim sosyolojik temellere bağlıdır. Sanatçı özgür olursa üretir. Bu özgür iklim yüzyıllardır İzmir’de vardır. Bizim kentin yöneticisi olarak görevimiz bu iklimi büyütmektir. En büyük teşvik budur. Bu anlamda sanatın, sanatçının yanında durmaya desteklemeye gayret gösteriyoruz.
(Tunç Soyer)
‘KENDİ İMKÂNLARIMIZLA…’
- Diğer büyükşehirlerin film festivalleri varken İzmir’in bu yönden eksik kaldığını görüyorduk. Uluslararası İzmir Film ve Müzik Festivali bu konuda gelenekselleşebilir mi? Önünde ne gibi engeller var?
Gerek bir sanatsever gerekse de kentin bir yöneticisi olarak, İzmir’de ulusal ve uluslararası bir festivalin eksikliğini hissediyordum. Siz de bu eksikliği görmüşsünüz. Göreve geldikten sonra, Sn. Vecdi Sayar’ın bu yönde bir önerisi oldu. Dediğiniz gibi o dönem pandemi devam ediyordu ve o şartlara rağmen festivali başlattık. Ancak festivalin kısa süreli olmaması, uzun soluklu olması, ayaklarının sağlam temellere dayanması, İzmir’i, İzmirliyi en iyi şekilde temsil etmesi ve yansıtması gerekiyordu. Bu yıl üçüncüsünü düzenliyoruz ama aslına bakarsanız, bu kaygılarımızı ve hedeflerimizi yansıtması açısından ilk iki yıl hazırlık aşaması olarak da geçti diyebiliriz. Bu yıldan itibaren festivalimiz hem ulusal hem de uluslararası sanat dünyasında adını yazmaya başladı. Bundan sonraki yıllarda adını çokça duyacaksınız. Buradaki en büyük engel, ekonomik kriz ortamında olmak. Merkezi hükümetten destek görememek. Bütün festivali kendi imkânlarımızla karşılıyoruz. Elimizden geldiğince en iyisini yapmaya çalışıyoruz.
‘HERKESİ DAVET EDİYORUM’
- Festivalin gelişimiyle ilgili planlarınız var mı? Özellikle İzmirlilerin daha fazla ilgi göstermesinin sağlanması gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda İzmirlilere mesajınız var mı?
Bir başkan olarak hayata geçirdiğim bütün projelerin uzun soluklu olmasını, büyüyerek yıllarca devam etmesini ve gelişerek sürdürülebilir olmasını isterim. Biliyorum ki festivalin bu hale gelmesi için önce İzmir’in, İzmirlinin ona sahip çıkması, desteklemesi, bu yolda katkı sunması gerekiyor. Size katılıyorum; halkımızın festivale çok daha fazla ilgi göstermesi, salonları doldurması lazım. Bu yönde çağrılarımızı yapıyoruz, duyurularımızı artırıyoruz. Zamanla istediğimiz seyirci, izleyici hedefine de ulaşacağız. Elbette tüm İzmirlileri festivallerine davet ediyorum.