Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektörü ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra kısa bir süre içerisinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan öncü bir göstergedir.
Hazır Beton Endeksi 2023 Temmuz Ayı Raporu’na göre, Faaliyet Endeksi haziranda son 21 ayın en yüksek değerini gördükten sonra temmuzda aşağı yönlü hareket etse de hâlen eşik değerin ve yıl ortalamasının üzerindedir. Beklenti Endeksi mayıs ve haziran aylarındaki konumunu sürdürememiş ve eşik değerin altına gerilemiştir. Güven Endeksi de haziran ayındaki değerine kıyasla aşağı yönlü hareket sergilemiş görünmektedir. Endekslerdeki gerilemeye rağmen inşaat sektörünün son 3 aylık performansı dikkat çekicidir.
Beklenti Endeksi hariç diğer 3 endeks, inşaat sektörünün geçen yılın aynı ayına kıyasla daha iyi bir performans sergilediğini ortaya koymaktadır. Özellikle Faaliyet Endeksi’ndeki artış göze çarpmaktadır. Güven Endeksi de geçen yılın temmuz ayına kıyasla daha iyi durumdadır.
Raporun sonuçlarını değerlendiren THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, haziranda son 21 ayın en yüksek değerini gören Faaliyet Endeksi’nin temmuzdaki aşağı yönlü hareketine rağmen hâlen eşik değerin ve yıl ortalamasının üzerinde yer aldığını ifade ederek, “Endekslerdeki gerilemeye rağmen inşaat sektörünün son 3 aylık performansı dikkat çekicidir.” dedi.
Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörüne yönelik değerlendirmelerde bulunan THBB Başkanı Yavuz Işık, “Para politikasında son dönemde atılan normalleşme adımlarının, ülkemiz reel sektörünün ve tüketicilerin finansmana erişim sorununa dönüşmemesi gerekmektedir. Türkiye ekonomisinin dengeli bir büyüme rotasına girmesi önemlidir. Haziran ayında ipotekli konut satışlarında yaşanan geçen yılın aynı ayına kıyasla %66’lık düşüşü, inşaatta hâlen devam eden olumlu tablonun ilerleyen dönemde tersine dönebileceğinin işareti olarak okumak mümkündür. Yılın ikinci yarısında inşaat maliyetlerindeki artış ile birlikte finansmana erişim sorununun tırmanması durumunda, ülkemiz ekonomisinin lokomotif sektörü olan inşaat ve ona girdi sağlayan bağlantılı sektörlerin düşük bir performans göstermeleri kaçınılmaz hâle gelebilecektir.” dedi.