Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından deprem uzmanlarından Türkiye’nin risk haritasıyla ilgili uyarılar peş peşe gelmeye devam ediyor. Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Yedisu Fayı’na dikkat çekerek 3 il için uyarıda bulundu. Görür, “Kuzey Anadolu fayında, ortalama 250 yıllık periyotlarda büyük deprem olduğunu düşünürsek, söz konusu bölgede 7.2, 7.4’lük deprem riski var” dedi. Deprem uzmanı, fayın kırılma periyodunun dolduğunu söyledi.
Türkiye’de 500’den fazla canlı fay olduğunun altını çizen Görür, “Artık dilimizde tüy bitti.. Bingöl, Erzincan, Tunceli ve çevresi de deprem dirençli kentler haline getirilmeli” uyarısında bulundu.
Naci Görür’den İstanbul depremi uyarısı: Bu rakamlar bizi korkutuyor
Görür ayrıca olası İstanbul depremiyle ilgili de “Her dairde de 4 kişi olsa demek ki 4 milyon insanın can güvenliği doğrudan tehdit altında olacaktır. Yani, bu insanların göçük altında kalma olasılıkları fazla olacaktır. Bu rakamlar bizi korkutuyor” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Naci Görür’ün Haberglobal’e yaptığı açıklamalar şöyle:
“Erzincan ve Karlıova arasında Kuzey Anadolu fayının Yedisu segmenti yer alıyor. Bu bölgedeki tarihsel depremleri incelendiğimizde son büyük depremin 1784 yılında olduğunu görüyoruz. Kuzey Anadolu fayında, ortalama 250 yıllık periyotlarda büyük deprem olduğunu düşünürsek, söz konusu bölgede 7.2, 7.4’lük deprem riski var. Tunceli ve ilçeleri için daha büyük risk söz konusu. Tunceli ve çevresindeki yerleşim alanlarının depreme dayanıklı, dört dörtlük yapılar olmadığı biliniyor. Tarihsel açıdan Yedisu fayının kırılma periyodu doldu.
Bingöl, Erzincan, Tunceli, Karlıova’ya dikkat
Böyle bir deprem; Bingöl, Erzincan, Tunceli, Karlıova arasını etkiler. Yer bilimciler olarak paniğe neden olacak söylemlerden uzak durmalıyız. Israrla uyarılarda bulunuyorum. Özellikle yerel yönetimleri uyarmamın nedeni, deprem gelmeden önce hazırlık yapmaları… Her yerde ‘deprem dirençli kentlerden’ söz ediyorum. Deprem dirençli kentlerin nasıl ve kimler tarafından yapılacağını tüm Türkiye’yi dolaşıp anlatıyorum. Artık dilimizde tüy bitti.. Bingöl, Erzincan, Tunceli ve çevresi de deprem dirençli kentler haline getirilmeli.
Başta Tunceli olmak üzere, sözünü ettiğim yerleşim yerlerinde depreme hazırlık çalışmaları vakit kaybetmeksizin başlatılmalı. Yedisu fayı ebediyen orada duracak. Deprem bugün olmazsa, yarın olacak… O yüzden kentleri depreme dirençli hale getirerek deprem derdinden kurtulmamız gerekiyor. Türkiye’de 500’den fazla canlı fay var.
Doğu Anadolu fayının pek çok noktasında depremler oldu. Stres birikiminin Antakya ve Kahramanmaraş’tan kuzeye kayması söz konusu değil. Karlıova, Erzincan arasındaki segmente tarihsel depremsellik periyodundan ötürü dikkat etmek gerektiğini söylüyorum. Şimdiye kadar Türkiye’de hiçbir kent depreme dirençli hale getirilmedi.
Başta Yedisu fayının geçtiği yerler olmak üzere ülke genelinde mikro bölgeleme çalışması yapılmalı. Bu çalışma büyük ölçüde; fay analizi, deprem dalgalarının o bölgedeki zeminle etkileşimi, zeminin niteliği, deprem dalgalarının hızı, ivmesi, şiddetin dağılımı, nerelerde sıvılaşmanın olacağı, nerelerde kaya düşmelerinin olup olmayacağı gibi tüm verileri içermeli. Ne yazık ki, İstanbul dışında mikro bölgeleme çalışmaları doğru düzgün hiçbir yerde yapılmıyor.
“4 milyon insanın can güvenliği doğrudan tehdit altında”
İstanbul’da 1 milyon yüz bin yapı stoğu var. Dolayısıyla bir milyon yapı stoğundan İBB’nin verilerine göre, yaklaşık 97 bin tanesi kabaca 100 bin tanesi diyelim çok büyük hasar alacak. Yıkılacak binaların içerisinde olan rakam bu. 100 bin bina, her binada yaklaşık 5 katlı olsa 500 bin kat demektir. Her katta 2 daire olsa 1 milyon daire yapar. Her dairde de 4 kişi olsa demek ki 4 milyon insanın can güvenliği doğrudan tehdit altında olacaktır. Yani, bu insanların göçük altında kalma olasılıkları fazla olacaktır. Bu rakamlar bizi korkutuyor.