Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Dünya İklim Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, koronavirüs salgını sonrası tüketim alışkanlıklarının değişmesi dolayısıyla şehirlerde hava kalitesinin iyileştiğine, deniz, hava ve kara trafiğinin azalmasının, nesli tükendi sanılan birçok canlının tekrar görünmesine vesile olduğuna dikkati çekti.
Kurum, “Doğa yeniden hayat buldu. Bu zor günler bizlere, doğaya ne kadar çok zarar verdiğimizi gösterdi. İnsanlığın doğal döngünün bir parçası olduğunu, bu döngü bozulduğunda bizim de ne kadar etkileneceğimizi bir kez daha hatırlattı.” değerlendirmesini yaptı. Uluslararası kuruluşların küresel risk raporlarının tamamında, dünyaya dair en büyük tehditlerden birinin iklim değişikliği olduğunun vurgulandığına işaret eden Kurum, ancak birçok ülkenin bu gidişatı düzeltmek için gerektiği kadar fedakarlıkta bulunmadığının altını çizdi.
Ülkelerin, ekonomik büyüme ile çevre dengesi arasında kaldıklarında, büyümeyi tercih ettiklerini belirten Kurum, şöyle devam etti:
“Sonuç olarak bugün dünya; toprak, su, hava ve radyoaktif kirlilikle birlikte iklim değişikliği tehdidi ile karşı karşıya. Türkiye olarak sanayi yatırımlarımızı gerçekleştirirken doğayı koruma adına en etkili adımları, projeleri hayata geçiriyoruz. Fakat iklim değişikliğinin etkilerinin en çok hissedildiği bölgelerden biri olan Akdeniz Havzası’nda yer aldığımız için diğer ülkelerin duyarsızlıklarından biz de etkileniyoruz.”
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE UYUM ÇALIŞMALARI
İklim değişikliğinin kuraklık, çölleşme, şiddetli yağışlar, seller ve hortumlar olarak insanlığın karşısına çıktığına ifade eden Kurum, bu afetleri en az hasarla atlatabilmek için tüm illere İklim Değişikliği ve Afet Önlemleri Genelgesi gönderdiklerini hatırlattı.
Karadeniz Bölgesi’yle başlattıkları Bölgesel İklim Değişikliği Eylem Planı hazırlanması çalışmalarını Türkiye’nin diğer coğrafi bölgelerinde eş zamanlı olarak sürdürdüklerini bildiren Kurum, bu çalışmaların yanı sıra, illerde Yerel İklim Değişikliği Eylem Planlarının hazırlanmasına ilişkin mevzuat çalışmalarını devam ettirdiklerini aktardı.
2017-2020 yılları arasında gerçekleştirilen “İklim Değişikliği Alanında Ortak Çabaların Desteklenmesi Projesi” ile iklim değişikliği alanında toplumun bütün kesimlerine yönelik eğitim ve bilinçlendirme faaliyetleri yürütüldüğünü, iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik 27 ilde 37 projeye hibe desteği sağlandığını anımsatan Kurum, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu çalışmanın bir nevi devamı mahiyetinde geçtiğimiz yıl ekim ayında Avrupa Birliği ve Bakanlığımız eş finansmanı ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye tarafından yürütülmekte olan Türkiye’de İklim Uyum Eyleminin Güçlendirilmesi Projesi’ni başlattık. Proje ile Türkiye genelinde öncelikli sektörlerde gerçekleştirilecek etki ve etkilenebilirlik analizleri sonucunda İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planımızı güncelleyeceğiz. Ayrıca, dört pilot şehirde iklim değişikliği uyum eylem planlarını hazırlayacak ve ülkemizde iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik projeler için toplam 6 milyon 800 bin Avro tutarında hibe desteği sağlayacağız. İklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için yatırımı doğadan yana kullanıyoruz. Ülke genelinde korunan alan miktarımızı artırıyor, 81 ilimize 81 milyon metrekare büyüklüğünde millet bahçeleri, 22 ilimize ekolojik koridorlar yapıyoruz. Pandemi sürecini atlattıktan sonra millet bahçelerimizin açılışlarını Cumhurbaşkanımızın da teşrifleriyle hep birlikte gerçekleştireceğiz. Genciyle yaşlısıyla 7’den 70’e bütün vatandaşlarımız millet bahçelerimizde tabiatla buluşacak ve huzurlu vakit geçirecek. Önümüzdeki süreçte hava kalitemizi korumak için yeşil yürüyüş yollarına ve bisiklet yollarına ağırlık vereceğiz. Bugüne kadar yerel yönetimlerimiz tarafından bin 150 kilometre bisiklet yolu yapımına destek olduk. 2023 yılı sonuna kadar ülke genelinde bisiklet yolu ağını 3 bin kilometreye çıkaracağız. Bisiklet yollarımız böylece şehir içlerinde ulaşıma entegre olacak, şehirler arasında da özellikle bisiklet turizmine ve ulusal, uluslararası spor organizasyonlarına hizmet verecek. Ayrıca Avrupa Bisiklet Yolları Ağı’na (EuroVelo) ülkemizin de entegrasyonunu sağlamış olacağız.”
KİŞİ BAŞINA YEŞİL ALAN MİKTARI 15 METREKAREYE ÇIKACAK
Yaya ulaşımına katkı sunmak için de 2023 yılına kadar 3 bin kilometre yeşil yürüyüş yolu yapacaklarını belirten Kurum, tüm bu çalışmalarla, kişi başına düşen yeşil alan miktarını 8’den 15 metrekareye, doğal alan oranını da yüzde 9’dan OECD ortalaması olan yüzde 17’ye çıkaracaklarını ifade etti.
2017 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde başlatılan Sıfır Atık Projesi kapsamında şimdiye kadar 39 bin kurum binasının uygulamaya geçtiğini hatırlatan Kurum, 2023 yılına kadar Sıfır Atık Sistemi’ni ülkenin tamamında uygulamış olacaklarını vurguladı.
Bakan Murat Kurum, şunları kaydetti:
“Dünya yedinci kıtayı konuşurken, biz Sıfır Atık Mavi hareketi ile denizlerin ve nehirlerin atıktan temizlenmesi için ülke çapında bir seferberlik başlattık. Projemizin hayata geçtiği günden bu yana 261 bin metreküp deniz çöpünü toplayıp bertaraf ettik. Her iki projemizden de çevresel anlamda büyük kazanımlar elde ettik, etmeye devam edeceğiz. Ancak, toplumun tüm kesimlerini ve tüm ekonomik sektörleri etkileyen iklim değişikliği ile mücadelede için Bakanlığımız, kamu kurumları ve diğer paydaşlarla yürüttüğümüz çalışmalar tek başına yeterli değildir. İklim değişikliği ile mücadelenin anahtarı toplumun tüm kesimlerinin dahil olduğu ortak çabalardır. Dolayısıyla, iklim değişikliği ile mücadele için gerekli olan davranış değişikliklerinin hepimiz tarafından benimsenmesi ve uygulanması gerekmektedir. Gelin iklim değişikliği ile mücadeleye hep birlikte omuz verelim. Çocuklarımıza daha güzel, daha yeşil, daha mavi bir dünya bırakmak için iklim değişmeden biz değişelim.”