Rokoko kelimesi, Fransızcada kaya anlamına gelen “rocaille” ile midye kabuğu anlamına gelen “coquillage” sözcüklerinin birleşmesinden oluşmuştur. Rokoko, çıktığı dönemde “modası geçmiş olan” anlamında kullanılmaktaydı. Günümüzde de aşina olduğumuz rokoko kelimesi; mimari, sanat, mobilya ve müzik gibi çeşitli alanlarda belirli bir tarzı ifade etmek için kullanılmaktadır.
Bu yazımızda, konutların iç tasarımına kadar etkilemiş belki de ilk mimari stil olan rokoko sanatının mimari yansımalarını inceleyeceğiz.
Rokoko Mimari Ne Zaman ve Nerede Ortaya Çıkmıştır?
Rokoko mimari 18. Yüzyılın başlarında Paris’te ortaya çıkmıştır. Birçok sanat akımında olduğu gibi rokoko da kendisinden bir önceki akım olan barok mimarinin özelliklerine eleştirel bir yaklaşım olarak kendini göstermiştir. Kronolojik olarak incelediğimizde Rokoko mimari, Barok mimari akımının sonunda ortaya çıkmış ve 18. yüzyıl sonlarına doğru yerini Neoklasizm almıştır. Mimari bir akım olmanın ötesinde Rokoko, Fransız Kralı XIV. Louis in 1715’deki ölümünden 1789 Fransız devrimine kadar geçen süreyi ifade etmektedir. Hatta bazı kaynaklar tarafından 18. Yüzyıl, Rokoko dönemi olarak kabul edilir.
Dekorasyon alanında klasik süslemelerden oldukça farklı olan bu hafif ve eğri çizgili süsleme anlayışının bilinen ilk örneklerinden birini Paris’te ki Hotel de Soubise salon süslemelerinde görmek mümkündür.
Rokoko mimarisinin ilk çıktığı yer Paris olsa da, göreceli olarak barış ortamında doğan bu tarz, gezici sanatçılar sayesinde kısa sürede kendini Fransa’nın dışında İngiltere, Almanya, Rusya, Avusturya, İspanya gibi ülkelerde de göstermeye başlamıştır.
Rokoko Mimari Neden ve Nasıl Ortaya Çıkmıştır?
Rokoko Mimari, ‘Güneş Kral’ olarak adlandırılan XIV. Louis’in sarayında yaşayan soylu saray üyelerinin, Barok mimariden sıkılarak yenilik aramaları sebebiyle ortaya çıkmıştır. Versay Sarayı’nda yaşamak zorunda kalan saray üyeleri, kendilerini ya saraydaki dar ve bakımsız konutlarda ya da kasabanın kötü konutlarında buldular. Bu dönem içerisinde Le Brun tarafından Barok klasik üslupta tasarlanan, ağır ve kasvetli iç mekanların verdiği sıkıntıyı oldukça fazla yaşadılar.
Bunların etkisi temelinde XIV. Louis’in ölümüyle beraber Versay’dan dışarı büyük bir göç başladı. Soylular Versay’dan ayrılarak Paris’in merkezine gitmiş ve kentin kenar mahallelerinde kendilerine özel ferah evler ve oteller yaptırmışlardır. Bu yapılar ev tasarımındaki yeni özgürlüğün habercisi olmuştur. Jean Courtonne tarafından 1722 tarihinde tasarlanan Hotel de Matignon bunun en güzel örneklerinden biridir.
Rokoko Mimarinin Özellikleri Nelerdir?
İlk bakışta merak ve huzur duygusu yaratan Rokoko tarzı, Barok mimarinin aksine dinsel öğelerden daha çok iç mekanlar ve konut, otel vb. yapılar üzerinde kendini göstermiştir. Rokoko; akıp giden kıvrımlı formların zenginliği ve estetik tasarımları ile öne çıkar. Açık renklerin ve ferah atmosferlerin baskın olduğu Rokoko mimarinin genel özellikleri kısaca şunlardır:
- Süslemelerde C ve S kavisi kullanımı
- Deniz kabuğu, yaprak, kuş ve bitki motifleri kullanımı
- Çiçek ve otların büyürken oluşturduğu kıvrımlardan ilham alan çizgiler
- Ayna ve mücevherlerle kaplanmış yüzeyler
- Asimetrik ve düzensiz unsurlar
- Beyaz alçı sıvanın abartılı kullanımı
- Binaların dış tasarımın sade, iç tasarımın ise detaylı oluşu
- Çin ve Japon tarzı desenlerin kullanımı ve oryantalist tasarımlar
- Barok mimariye göre daha sade, yalın ve yumuşatılmış bir stil
Rokoko Mimari ile Barok Mimari Arasındaki Farklar Nelerdir?
İlk bakışta benzer ve birbirlerinden sonra gelen akımlar olduğundan tarz olarak yakın oldukları düşünülse de Rokoko ve Barok Mimari arasında bazı temel farklar mevcuttur. Bu iki tarzın en belirgin farklarını şöyle sıralayabiliriz:
- Barok mimari temelinde din öğesi daha baskındır ve çıkış amacı Katolik dinini Protestanlığa karşı yüceltmektir. Rokoko mimarinin temelinde ise yaşam alanlarını güzelleştirmek vardır.
- Barok mimari daha çok şatafat, ihtişam ve gösteriş odaklı iken; Rokoko tarzında biraz daha sadelik ve ferah ortamlar oluşturmak ön plana çıkmaktadır.
- Rokoko mimaride asimetrik eğri, C ve S şeklinde kıvrımlar kullanılır. Barok mimari de ise bu tarz kıvrımların kullanımı azdır.
- Rokoko mimaride doğal figürlerin ve çiçek figürlerinin kullanımı oldukça fazladır. Barok mimaride ise çiçek figürleri fazla tercih edilmez.
- Rokoko tarzı süslemelerde Çin ve Japon kültürüne ait öğeler kullanılır. Barok mimaride bu tarz bir kullanım söz konusu değildir.
- Barok mimarinin çıkış yeri Roma-İtalya iken, Rokoko tarzı Paris-Fransa’da ortaya çıkmıştır.
- Rokoko mimarinin temel öğesi iç mekan tasarımıdır. Barok mimari, iç mekanın yanı sıra peyzaj tasarımı konusunda da oldukça önemli bir stildir.
Avrupa’dan Rokoko Mimari Örnekleri:
Amalienburg Sarayı, Münih, Almanya
Rokoko tarzı 1730 yılından 1770 yılına kadar uzanan süre zarfında Almanya’da etkili olmuştur. Fransa basınını takip eden kesimin yanı sıra, gezgin Fransız mimar ve dekoratörlerin etkisi ile Almanya’da görülmeye başlamıştır. Alman mimarlar rokoko tarzını benimsemiş, ancak Fransız tarzının ötesinde daha asimetrik ve daha süslü bir şekilde kullanmayı tercih etmiştir. Dik açıları olmayan beyaz ve soluk pastel duvarlar, yaldızlı ve gümüş içeren dekoratif öğelerle süslenmiştir. İlk önemli yapı, Fransız mimar François de Cuvilliés tarafından 1739 yılında yapımı tamamlanan Münih şehrindeki Amalienburg Sarayı ve av köşküdür.
Branicki Sarayı, Varşova, Polonya
Almanya ile benzer özellikler gösteren Polonya içerisinde de Rokoko tarzında farklı mimari eserler bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi Varşova’ da bulunan ve Polonya’nın Versay’ı olarak bilinen Branicki Sarayı’dır.
Catherine Sarayı, St. Petersburg, Rusya
1.Petro namı diğer Deli Petro’nun eşi olan İmparatoriçe Catherine tarafından, Rococo temelli restorasyon geçiren saray 1756 yılında tamamlanmıştır. Restorasyonu esnasında iç tasarım için yaklaşık 100 kg altın kullanıldığı ifade edilen saray, Rococo mimarisinin en ihtişamlı eserlerinden biridir. Bir dönem Rusya’nın Versay’ı olarak da adlandırılmıştır.
Türkiye’de Rokoko Mimarinin Uygulandığı Önemli Yapılar:
Ülkemizde rokoko tarzı, Fransa karalı XV. Louis’in devrin sanat özelliklerini yansıtan hediyeleri, Sultan III. Ahmed’e göndermesinden sonra görülmeye başlamıştır. İlk başlarda çok tasvip edilmese de daha sonra süslemelerde yerini almaya başlayan rokoko tarzı, Osmanlı mimarisinde de kendine bir yer edinmiştir.
Dönem içerisinde gerçekleştirilen bazı rokoko uygulamaları;
- Dolmabahçe Sarayı Muayede Salonu’ndaki kemerler, çiçekli vazolar, kubbe eteğinde kıvrımlı, kartuşlu, istiridye kabuklu, vazolu bir süsleme kuşağı rokoko tarzı süsleme özelliklerini yansıtmaktadır.
- Dolmabahçe Cami içindeki süslemelerde; geniş yapraklar, dallar ve çiçek demetlerinde rokoko tarzı görülmektedir.
- Ortaköy Cami’nin cephelerinde yer alan rokoko tarzındaki kabartmaların yanı sıra cami içinde istiridye kabuğunu andıran formlar ve bunların arasında bulunan yeşil renkli dallarda rokoko tarzını görmekteyiz.
- Yine Küçüksu Kasrı, Ihlamur Kasrı, Beylerbeyi Sarayı, Yıldız Sarayı bünyesindeki Şale Köşkü’nün odalarında ve salonunda zengin rokoko süsleme örnekleri mevcuttur.