Yönetim Kurulu Başkanımız Hakan Güldağ moderatörlüğünde gerçekleştirilen 40’ıncı Türkiye İMSAD Gündem Buluşmaları’nda “Pandeminin Domino Etkisi: 2021’e Girerken Sektör Değerlendirmesi” konulu panelde konuşan İMSAD Başkanı Tayfun Küçükoğlu, renovasyonun yoğun olarak yaşandığın 30 ilde son 3 yıldır kentsel dönüşüm beklentisiyle yatırımların ertelendiğini söyledi. Bu yıl ise pandeminin yenileme pazarına büyük katkı sağladığını aktaran Küçükoğlu, “Hizmet, eğlence ve gezi sektörü gibi alanlar durma noktasına geldi. Bu alana giden paradan fon oluştu. Ayrıca ucuz kredi gibi ucuz para desteği muazzam bir talep yarattı. Bunların etkisiyle son 10 ila 15 yıl da görülmeyen bir büyüme oldu. Boya sektöründe yüzde 20 büyüme yaşandı” diye konuştu.
Malzeme sektörü inşaatın üzerinde büyüyecek
İnşaat malzemeleri sektörünün, test dönemi olarak görülen 2020 yılını tahminlerin üstünde büyümeyle tamamladığını aktaran Küçükoğlu, “Bu yılın ilk çeyreğinde sektörümüz yüzde 8 büyürken, ikinci çeyrekte yüzde 8 küçüldü. 3.çeyrekte ise yüzde 14,4 büyüdük. İlk iki çeyrekte küçülen inşaat sektörü ise 3. çeyrekte yüzde 6,4 büyüdü. İhracatta ise 50 milyon tonun üzerine ve 21 milyar dolar rakamına erişmeyi hedefliyoruz. Ancak son anda ihracata başladığımız için bu yıl ton başı fiyatlarımızda ucuzlama oldu” açıklamasını yaptı.
2021 yılında inşaat sektörünün yüzde 4 büyümesini beklediklerini aktaran Tayfun Küçükoğlu, inşaat malzemesi sektöründe ise yüzde 6-7 arasında büyüme yaşanabileceğine dikkat çekerek, “İnşaat sektörünün ikinci dönemde para maliyetlerinin ucuzlamasıyla uzun soluklu yeni bir ivmeye gireceğini düşünüyoruz” dedi.
Depremin aşısı yok, bilinçlenme ile dönüşüm şart
Türkiye’de inşaat malzeme pazarının geliştiğini artık uzaktan iş yapabilecek seviyeye eriştiğini aktaran Küçükoğlu, buna karşın 6,7 milyon konutun hala riskli konut niteliğinde olduğunu ifade etti. 1999 depreminden sonra 1,3 milyon konutun dönüştürüldüğünü aktaran Küçükoğlu şöyle konuştu: “22 milyon vatandaşımız hala riskli yapılarda oturuyor. Özellikle Marmara Bölgesi hem nüfus yoğunluğu hem de sanayi tesislerine ev sahipliği yapması açısından önemli. Eğer iyileştirme yapmazsak, Marmara’da yaşanacak bir depremde ekonominin yarısını kaybederiz. Depremin aşısı yok. Dolayısıyla 20 yılı kapsayacak dönüşme toplumsal bir bilinçlenme ile gitmemiz lazım. Bunun için de tüm taraflar taşın altına elini koymalı.”
Güven biriktirerek yabancıyı çekeceğiz
Tarihçilerin 2021’i geleceğin yeni bir dönemi olarak tarif edeceğini aktaran Yönetim Kurulu Başkanımız Hakan Güldağ, “Bu dönemin ebeliğini ise COVID -19 yaptı” dedi. Türkiye’de açısından bir süre yüksek faizlerin süreceğini ancak dengelemenin sağlanmasıyla mayıstan sonra enflasyonunda geri çekileceğini belirten Güldağ, “Döviz satarak kurların kontrol edilemediği, 130 milyar doları eriten politikalarla devam etmenin mümkün olmadığı görüldü. Ancak güven biriktirerek yabancıların girmesiyle bu yapılabilir. Yabancıların yeniden Türkiye’ye güvenmeye başladığını, 18 Aralık’ta son 3.5 yılın en yüksek sermaye girişinden ve yeni ekonomi yönetiminin değiştiği 6 Kasım’dan bu yana 4 milyar doların üzerindeki döviz girişinden anlıyoruz. Eğer yerliler olarak bizde buna inanırsak döviz yavaş yavaş aşağı inecek” diye konuştu. 2021’in ikinci yarısından itibaren faizlerin de düşüşe geçmesini beklediğini belirten Güldağ, sonrasında Türkiye’nin lig atlayıp dünyada ilk 10 ekonomi arasına girmek için cari açık sorununu çözmesinin önemine değindi. Güldağ, sadece ekonomide lig atlamanın yetmeyeceğini, aynı zamanda dünyada yaşamak istenilen ilk 10 ülke arasında yer almanın da önemli olduğuna işaret etti.
Dönüşüm akıllı şehirlere evriliyor
Cumhurbaşkanlığı tarafından 2019’da yayımlanan Akıllı Şehirler Yönetmeliği’nin 2021-2023 hedefine, Akıllı Şehirler Planı’nın konulduğunu aktaran Türkiye İMSAD Başkan Vekili Ferdi Erdoğan, bunun da kentsel dönüşümün akıllı şehirlere evrilmesinin bir göstergesi olduğunu söyledi. “Dolayısıyla kentler yeniden yapılırken, sadece konfora bakılmayacak, yangına dayanım, depreme dayanım, su yalıtımı, ısı yalıtımı, enerji verimliliği sera gazı salınımı gibi unsurlar olacak” dedi. Aynı zamanda atıkların, gıdaların, enerjinin, suyun yönetilmesi gibi kaynak yönetiminin de kentsel dönüşümün bir numaralı hedefi olacağını dile getiren Erdoğan, “Güvenlik zaten olmazsa olmaz. Aslında iklim değişikliğiyle, akıllı şehirle, yeşil ekonomi gibi bazı trendler yan yana geliyor” dedi. Artık hayatında temassız hale gelmeye başladığını kaydeden Erdoğan, “Dolayısıyla temassız hayat binalarda, ulaşımda her yerde hatta… Sensörlü bir hayat başlıyor” diye konuştu.