10- Eyfel Kulesi, Paris / Fransa
Fransa, romantizmin başkenti olarak da kabul edilen başkenti Paris olmak üzere, Avrupa’nın ve dünyanın başta gelen tarihi ve turistik ülkelerinden biri… Özellikle Eyfel Kulesi Paris’in adeta simgesi…Eyfel Kulesi’ni her yıl ortalama 6-8 milyon arası turist ziyaret ediyor. Kule, 1887 ve 1889 yılları arasında Fransız Devrimi’nin yüzüncü yıl kutlamaları anısına Dünya Fuarı için yapılmış. Aslen 1888 fuarı için Barcelona’ya yapılması planlanan kule, bu fikir reddedilince Paris’te Seine Nehri’nin kıyısında Champ de Mars’da yapılmasına karar verilmiş. Kule ismini, tasarımını yapan Gustave Eiffel’den alıyor.
9- Sagrada Familia, Barselona / İspanya
Antoni Gaudi y Cornet İspanya’da Art Nouveau akımının öncüsü olan Katalan bir mimar. 16 adet eserinden Sagrada Familia en popüler projesidir ve tamamlanamamıştır. ‘Bitmeyen Kilise’ olarak da adını duyuran bu bazilika 1882 yılında yapımına başlanan ve günümüzde de yapımına devam eden projelerinden biri. Sagrada Familia her yıl binlerce turisti çekiyor. Yapıda ilginç detaylar da bulunuyor. Örneğin batı cephesinde Facade de la Muerte’ tarafında, bir kare içerisinde rakamlar bulunuyor. Bu kare içerisinde yer alan rakamların, her yöndeki toplamı 33’ü verir. 33 rakamı ise, Haz İsa’nın ölüm yaşını sembolize eder. Görmeyenler daha önce, ikinci gelişlerinde dikkat edebilirler.
8- Büyük Kanal, Venedik / İtalya
Büyüleyici ve yorucu bir şehir Venedik. Keşfetmek kolay değil. Sürekli hareket halinde olan şehir, modern sanatın önemli merkezlerinden biri. Büyük Kanal boyunca açılan lüks otel ve pasajlar, yenilenen barlar ve restoranlar kentin yıldızını biraz daha parlattı.
7- Stonehenge, Wiltshire / İngiltere
bir kaya yığınından çok daha fazlasıdır. MÖ 3 bin civarında inşa edilmiş tarih öncesi bir anıt ve gizemini hâlâ koruyor. Nasıl yapıldıkları merak konusu. En son Anadolulu göçmenlerin inşa ettiği iddiası ortaya atılmıştı. BBC’nin Doğa Ekolojisi ve Evrim adlı bilimsel yayına dayandırdığı haberine göre, araştırmacılar İngiltere’de Neolitik dönem insan kalıntılarından elde edilen DNA’yı, o dönem Avrupa’da yaşayanların DNA’larıyla karşılaştırdı. DNA araştırması, İngiltere’deki Neolitik dönem topluluklarının Anadolu’dan göç ettiğini ortaya koydu. MÖ 6 binlerde Anadolu’da başlayan büyük göç dalgası sırasında bir grup, Tuna Nehri’ni izleyip Orta Avrupa’ya yönelirken, bir grup da Akdeniz boyunca ilerleyip Avcı ve toplayıcı halkların yerini aldılar. O dönem avcılık ve toplayıcılık yapan göçebe grupların yaşadığı Avrupa’ya tarımı getiren Anadolulular, yaklaşık MÖ 4 binde İberya’dan İngiltere’ye geçti.
Her ne kadar o dönem İngiltere’de avcı ve toplayıcı topluluklar yaşasa da iki grup birbirine karışmadı ve zamanla Anadolu kökenli çiftçiler bu insanların yerini aldı. Ayrıca İngiltere’deki avcı ve toplayıcı toplulukların esmer ve mavi gözlü, çiftçilerin daha açık tenli, kahverengi gözlü, siyah veya koyu kahverengi saçlı olduğu tespit edildi. Neolitik dönem göçmenleri, tarımın yanı sıra megalit olarak bilinen büyük taşlarla anıt yapma geleneğini de İngiltere’ye getirdi. MÖ 3 binde yapılan ve Londra’nın 130 kilometre batısında yer alan Stonehenge’in de bu geleneğin parçası olduğu kaydedildi. Stonehenge’in tam olarak ne için yapıldığı bilinmese de anıt, astronomi, astroloji, geometri, meteoroloji ve paganizmle ilişkilendiriliyor. Turistlerin büyük ilgi gösterdiği anıtı, geçen yıl bir milyon 555 bin kişi ziyaret etti.
6- Trevi Çeşmesi, Roma / İtalya
‘Aşk Çeşmesi’ olarak da bilinen Trevi Çeşmesi Roma’nın en popüler adresi. Papa 12. Clement, heykeltıraş Nicola Salvi’ye yaptırtmış bu çeşmeyi. Trevi, İtalyanca ‘üç yol’ anlamına geliyor. Bu ismi çeşmenin bulunduğu meydana çıkan üç yoldan dolayı almış diyorlar. Ama üç yeraltı su yolunun aynı noktada toplanmasından bu ismi aldığını söyleyen tarihçiler de var. Buraya gelen herkes Roma’ya yeniden gelmek için sırtını çeşmeye dönüp sağ eliyle sol omuzunun üstünden çeşmeye parayı atıyor. Eğer bunu yaparsa o kişinin dileği gerçekleşir ve Roma’ya tekrar gelirmiş.
5- Buckingham Sarayı, Londra / İngiltere
Kocaman bahçesi ve müthiş ihtişamıyla görenleri kendine hayran bırakıyor. Tertemiz oksijeni, çeşitli türde hayvanları ve adı gibi yemyeşil olan Green Park’ın içinden geçerek saraya ulaşıyorsunuz. Altın yaldızlı kocaman kapıların ardından muhteşem kırmızı kıyafetleriyle kraliyet askerlerini göreceksiniz. Hele birde keyifli bir müzik eşliğinde yaptıkları nöbet değişim saatini yakaladıysanız tadından yenmez.
4- Sistine Şapeli, Vatikan
Bu ünlü şapel, Papa’nın resmi konutu olan Apostolik Sarayı’nda yer alıyor. 15. yüzyılda inşa edilen şapel en çok ilgi gören adreslerden.
3- Anne Frank House, Amsterdam / Hollanda
Anne Frank’ın Evi, 2. Dünya Savaşı’nın sembolik isimlerinden biri olan Anne Frank ve ailesinin iki yıl boyunca saklandığı yer. Fakat kapısında uzun kuyruklar olduğu için internetten bilet almanızda fayda var.
2- Kolezyum, Roma / İtalya
İtalya deyince insanın aklına ilk Roma’mı gelir yoksa Venedik mi? Aklına ilk Roma gelenlerin, Roma’da gezilecek yer deyince birinci ya da ikinci sırada mutlaka Kolezyum gelir. Adeta Roma’nın simgesi halini almış olan Kolezyum’un, 2 bin yıllık geçmişi bulunmakta. Roma İmparatorluğu dönemine ışık tutan mekan, son derece büyülü bir atmosfere sahip. Flavian Amfitiyatrosu olarakta bilinen Kolezyum, zamanında gladyatörlerin dövüşlerine, mahkumların infazına ve egzotik hayvanların sergisine ev sahipliği yapmış. Şimdilerde ise Roma’nın en çarpıcı turistik noktalarından birisi.
1- Big Ben, Londra / İngiltere
Londra’da Westminster Sarayı’nın yanındaki ünlü saat kulesi. Dünyanın en büyük ikinci dört yüzlü saati olarak biliniyor. ‘Big Ben’ aslında saat kulesinin çanının adıdır ancak zamanla halk tarafından tüm yapıyı belirtmek için kullanılır olmuş. 26 Haziran 2012 tarihinde kulenin ismi kraliçenin tahta çıkışının 60. yılı onuruna parlamentonun aldığı kararla ‘Elizabeth Kulesi’ olarak değiştirilmiş.