Ever Given adlı geminin karaya oturması ile birlikte Süveyş Kanalı dünyanın gündemine bomba gibi düştü. Göründüğünden çok daha büyük lojistik sorunları yaratacak olan bu tıkanma ise Süveyş Kanalı’nın tarihindeki ilk karmaşa değil.
Kanalın firavunlar ile başlayan hikayesinde bir noktada Osmanlı İmparatorluğu, İngiltere, Fransa ve başka pek çok ülke konuya dahil oluyor. Karmaşık bir tarihe sahip ve oldukça yoğun olan bu kanalda sorunlar yaşanması da normal.
Firavunların Hayali
Antik Mısır’da nehirler ve su yolları büyük önem taşırdı. Çok fazla dalganın olmadığı ancak bölgenin yapısı gereği sığ olan çaylar, nehirler ve diğer akarsularda yayvan tekneler ile taşımacılık yapılırdı. Büyük gemiler ise çok ciddi bir sorun oluştururdu, zira bu araçları bir gemiden diğerine geçirmek mümkün olmazdı. O dönemde ne uzun yolculukların nasıl yapılacağı ne de gezegenin yapısı konusunda kimsenin bir fikri olmadığını da hatırlatalım.
En azından taşların taşınması ve bazı gemilerin geçmesi için çeşitli zamanlarda kanal çalışmaları yapılmış olsa da, araştırmacılar bu kanalların kısmen mi inşa edildiğini yoksa bugünkü gibi doğrudan geçiş mi sağladığı konusunda farklı görüşlere sahip.
Farklı dönemlerde kanal için başka girişimler olsa da sonuç olarak Süveyş Kanalı defalarca açıldı ve kapandı, tamir edilmediği için çöl tarafından yutuldu ve yeniden ortaya çıkarıldı. Osmanlı Dönemi’nde de Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın projeleri arasında bu kanalın açılması ve Akdeniz ticaretinin yeniden ayaklandırılması yer alıyordu.
Napolyon’un etkisi
Süveyş Kanalı’nı gerçek ve modern bir kanal olarak açma fikri ise döneminin Fransız İmparatoru Napolyon tarafından ortaya atılmıştı. 1799’da başlayan çalışmalar, Akdeniz ile Kızıldeniz arasındaki yükseklik farkı nedeniyle durduruldu. Aslında bu ölçümün hatalı olduğu sornadan ortaya çıktı. Napolyon’un amacı bu kanal sayesinde İngiliz ticaretini baltalamaktı.
Çeşitli engellerle karşılaşan proje ancak 1858 yılında başlayabildi. Kanalı tamamlama işi ise Mısır valisi İsmail Paşa tarafından gerçekleştirildi. Kanalı işletme hakkı 99 yıllığına Fransız La Compagnie Universelle du Canal Maritime de Suez şirketine verildiyse de haklarının bir kısmı İsmail Paşa’ya aitti.
1888 yılına kadar sürekli sorunlar yaşanan kanalın durumu, 29 Ekim 1888 tarihinde Britanya İmparatorluğu, Alman İmparatorluğu, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, İspanyol İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Hollanda, Rus İmparatorluğu ile Osmanlı İmparatorluğu’nun imzaladığı İstanbul Sözleşmesi ile netleştirildi. Bu anlaşma öncesinde İngiltere, kısmi haklarını İsmail Paşa’dan aldığı kanala hükmetmek için Mısır’ı işgal etmişti.
Süveyş Kanalı savaş çıkardı
Mısır’ın topraklarında bulunmasına rağmen Mısır’ın neredeyse hiç söz hakkının olamadığı Süveyş Kanalı, 1956 yılında dönemin hükümeti tarafından kamulaştırıldı. Bu karara çok sert tepki veren büyük devletler ile Mısır savaşa tutuştu. Mısır’ın İngiltere, Fransa ve İsrail’e karşı mücadele ettiği bu savaşta kanal geçişlere kapatıldı.
Süveyş Kanalı son olarak 1967 ile 1975 yılları arasında kapalı kaldı. Mısır ile İsrail arasındaki savaş sona erene kadar kanaldan geçiş yapmak mümkün olmadı. Kanalın son uzun süreli kapalı kaldığı olay bu olmuştu.
2010 yılından bu yana Süveyş Kanalı’ndan geçmesine izin verilen gemilerin ölçüleri en fazla 66 ft draft ve 240000 DWT yüklü maksimum ağırlık olacak şekilde bir karar alınmıştı. Ayrıca bu dev kanalın son raporlara göre uzunluğu 193,3 km, en dar yerinde yüzey genişliği 313 metre ve derinliği 24 metre olarak açıklandı.