Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, “‘Türk Malı’ artık dünyanın dört bir yanında kalitenin sembolü haline gelmiş ve ve tercih edilen bir ürün haline gelmiş.” dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “Bugüne kadar ‘Türk Malı’ ibaresi belki hiçbir değeri, kıymeti yoktu ama bugün baktığınızda ‘Türk Malı’ artık dünyanın dört bir yanında kalitenin sembolü haline gelmiş ve ve tercih edilen bir ürün haline gelmiş. Bu başarının altında tabii ki siz sanayicilerimizin çok büyük katkıları var.” dedi.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis toplantısına katılan Kurum, oda bünyesinde sanayici ve inşaatçıların iç içe çalıştığını belirterek, “Tabii biz istiyoruz ki aslolan sanayi tarafının daha güçlü olması. Biz sanayi sektörümüzü büyüterek tabii ki inşaat sektörümüzü de büyüteceğiz. İstihdamımızı arttıracağız. Aslında bakarsanız, birbirini destekleyen iki sektör olduğunu düşünüyorum. Her zaman bu tartışmayı ülkemizde yaşamışızdır, ‘İnşaat sektörü mü, sanayi sektörü mü?’ Bu bence yersiz bir tartışma. Biz bir kere her şeyi planlı yapmak zorundayız. Planlı yaparak hareket etmek zorundayız ve sanayimizi olduğu yerden yukarıya çekmek zorundayız.” diye konuştu.
Bakan Kurum, son 17 yıldır ülkenin geleceğine ilişkin hemen her konuda iş dünyasıyla istişare etmeye özel önem verdiklerini ifade ederek, aldıkları tüm kararların, ortak aklın, ortak hayalin ürünü olması için gayret gösterdiklerini söyledi.
Eksikler de olabileceğini belirten Kurum, eksiklikleri giderme konusunda gayret gösterdiklerini ve birlikte çözüm yolları geliştirdiklerini anlattı.
İstanbul Sanayi Odası’nın giyim eşyalarından makineye, kimyasal ürünlerden plastik sanayisine kadar yüzlerce sektörden oluşan bir kurum olduğuna dikkati çeken Bakan Kurum, İSO’nun yatırım, ihracat, istihdam dinamikleriyle geleceğin de güvencesi olduğunu kaydetti.
“Türk Malı’ dünyanın dört bir yanında kalitenin sembolü haline geldi”
Birlik ve beraberlik içinde yola devam edilmesi gerektiğini söyleyen Kurum, “Bugüne kadar ‘Türk Malı’ ibaresi belki hiçbir değeri, kıymeti yoktu ama bugün baktığınızda ‘Türk Malı’ artık dünyanın dört bir yanında kalitenin sembolü haline gelmiş ve ve tercih edilen bir ürün haline gelmiş. Bu başarının altında tabii ki siz sanayicilerimizin çok büyük katkıları var.” diye konuştu.
Katkılarından dolayı sanayicilere teşekkür eden Bakan Kurum, bakanlığın İstanbul sanayisine, sanayinin yerleşimine ve çevre düzeni planına dair görüşlerini aktarmak ve önerileri dinlemek için toplantıda olduğunu belirterek, geçmişten bugüne İstanbul’da devlet ve özel sektör işbirliğiyle birçok sanayi alanının üretildiğini ve üretilmeye de devam edildiğini belirtti.
Kurum şöyle devam etti:
“Örnek verecek olursak, İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’den İSTOÇ’a, Tuzla’dan Dudullu’ya, Gaziosmanpaşa’dan Beylikdüzü’ne kadar toplam 2 bin 410 hektar büyüklüğünde bir alanı, sanayimize, sanayicimize kazandırdık. Diğer taraftan, İstanbul’un yakın çevresinde de Gebze, Dilovası, Çorlu, Çerkezköy’de de birçok sanayi alanımız var. Bugün yine İstanbul’u çok yakından ilgilendiren; Tekirdağ’ımızda yaklaşık 10 milyon metrekare bir sahanın da Organize Sanayi Bölgesi amaçlı kamulaştırılmasına yönelik çalışmalar başlatılmış durumda. Yine Arnavutköy Ömerli bölgesinde yaklaşık 1 milyon metrekare alanın da lojistik amaçlı kamulaştırılmasına ilişkin çalışmalarımız devam ediyor. Ülke geneline baktığımızda, 2012 yılından bugüne kadar; Küçük sanayi siteleri için 8,5 milyon metrekare yüz ölçümlü 1.263 adet taşınmazımızı devrettik. Organize Sanayi Bölgelerine 36,5 milyon metrekare yüz ölçümlü 726 adet taşınmaz kazandırdık. Kalkınmada öncelikli illerimizde ise 79 milyon metrekare yüz ölçümlü 1.606 adet taşınmazımızı OSB’lere bedelsiz olarak devrettik.”
Bakan Kurum, 2009 yılında yapılan Çevre Düzeni Planı’na değinerek, şöyle konuştu:
“Bugün tartışılan en önemli konu ‘Sanayi alanları doğru yerde mi?’ İşte bu yüzden ülkemizin geleceği için biz Mekansal Strateji Planı çerçevesinde bakanlığa gelir gelmez bakanlık olarak gördüğümüz en önemli işimiz bu oldu. Tüm Türkiye’de bu stratejiyi çalışıyoruz. İstanbul Çevre Düzeni Planı incelendiğinde, ana stratejimiz; sanayi sektörünün yapılaşmasının daha sağlıklı hale getirilmesi ve yapısal dönüşümünün sağlanmasıdır. Tabii şunu belirtmekte fayda var. Güçlü şehirler ancak güçlü sanayilerle, sanayicilerle oluşur. Yani Güçlü bir İstanbul istiyorsak, sadece planlamayla yetinemeyiz. Planlamanın yanında, sanayi politikalarının da bu planları ve hedefleri desteklemesi şarttır.”
Sanayi sektörlerinin şehrin dışına çıkarılması
İstanbul’un bir sanayi geleneği ve vizyonu olduğuna vurgu yapan Kurum, “Bu vizyon doğrultusunda bazı sanayi sektörlerimizin İstanbul’un merkezi yerlerinden dışarı çıkarılması, çok daha yeni ve modern alanlara taşınması önemli. Bunun yanında, devir işlemleri tamamlanan İstanbul Arnavutköy Hadımköy’de bulunan 1,5 milyon metrekarelik alanın planlama çalışmalarımız devam ediyor. Sanayicimizin istediği bir alan. Yine üçüncü havalimanı güzergahı üzerinde master planı tamamladığımız alanda da ‘dumansız sanayi’ diyeceğimiz alanlarımız mevcut. Burada da sanayicilerimizin talebi üzerine projeler geliştirebiliriz. İstanbul’da şehir içinde sıkışmış sanayi alanlarımızın şehir dışına taşınması noktasında çok büyük bir adımı atmış olacağız. Teknolojik nitelikleriyle, modern yapılaşmasıyla ideal bir projeyi hayata geçirerek diğer illerimize de örnek olacağız.” değerlendirmesini yaptı.
Bakan Kurum, dört yıl genel, beş yıl da yerel seçim olmayacak bir sürece girildiğini anlatarak, “Bu ülkemiz ve sanayicimiz adına çok önemli bir süreç. Ülkemiz bu anlamda gerçekten 4-5 yıl böyle bir seçimsiz dönem yaşamadı. Biz de bu noktada sayın cumhurbaşkanımızın koyduğu hedefler doğrultusunda tüm sektörlerimize hizmet edecek çalışmalar yapmaya gayret gösteriyoruz.” dedi.
Kurum, Türkiye’de son 17 yılda her yıl ortalama yüzde 6,5 oranında büyüyen bir sanayi sektörü olduğunu ifade ederek, sözleriniz şöyle tamamladı:
“2002 yılında sadece 30 milyar lira iken, 2019 yılında bunun 4-5 katına yükselmiş bir özel sektör yatırımı var. Sanayicimizin, kapasite kullanım oranları yüzde 80’lerin üzerine çıkmış durumda. Bugün TOBB verilerine göre; 251 Organize Sanayi Bölgemiz var. 17 yılda 186 yeni Organize Sanayi Bölgesi kurmuş durumdayız. Çok şükür makineler çalışıyor, işçilerimiz çalışıyor, kapasite her geçen gün artıyor, verimlilik artıyor, üretim, ihracat, istihdam artıyor. İşte “muasır medeniyetin üstüne çıkma” hedefinin bu olduğunu düşünüyorum.”