Bankanın belirgin faiz indirimine gerekçe olarak, güncel tahminlerin yıl sonu itibarıyla enflasyonun Nisan Enflasyon Raporu’nda verilen öngörülerin bir miktar altında kalabileceğine işaret etmekte olmasını öne çıkardığını hatırlatan Bürümcekçi, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Kurul’un, para politikası duruşuna ilişkin mesaj cümlesi ise, ‘Enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, parasal sıkılığın düzeyi ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlenecektir.’ olarak değiştirilmişti. Bu ise, önden yüklemeli olarak başlayan faiz indirim sürecinin ‘makul’ bir reel faizi hedefleyecek şekilde devam edeceğini ima etmekteydi.
Bir diğer deyişle, banka gelecek enflasyon beklentileri ve enflasyonun ana eğilimini baz alıp buna Türkiye için makul olacak bir reel faiz ekleyerek hesaplayacağı patikaya uygun bir şekilde politika faizini belirlemeye devam edecektir. Ancak, TCMB Başkanı Murat Uysal reel faiz seviyesi için Enflasyon Raporu’nda bir paylaşımda bulunmamıştır. Türkiye’nin CDS priminin 420 civarı olması ve diğer gelişmekte olan ülkelerin politika reel faizleri dikkate alındığında TCMB’nin baz senaryosunda politika faizini yıl sonuna kadar yüzde 16 civarına yaklaştırma hesabı olduğu söylenebilir. Merkez Bankası faiz indirimlerine devam edecek.”
“Eylülde 225 baz puan faiz indirimi gelebilir”
Deniz Yatırım Stratejisti Orkun Gödek de ağustos ayında enflasyon gelişmelerinin aşağı yönde sürprize işaret ettiğini söyledi.
TÜFE’nin aylık bazda aşağı yönlü sürpriz yapmasında 2018’in aynı dönemine kıyasla baz etkisi sürecinin başlamasının ve ulaştırma, gıda ve alkolsüz içecekler ile giyim ve ayakkabı kalemlerinin düşürücü etkilerinin önemli rol oynadığını belirten Gödek, 2018 Ağustos gelişmeleri dışarıda bırakıldığında 2003-2017 döneminde ortalama ağustos ayı TÜFE gelişiminin yüzde 0,21 artış şeklinde gerçekleştiğini, 2018 yılında 15 yıllık dönemden 2,09 puan yukarı yönde sapma gösterdiğini anımsattı.
Gödek, ÜFE’nin aylık bazda temmuzun ardından bir kez daha negatif gelişim gösterdiğini ve Kasım-Aralık 2018’den bu yana ilk kez söz konusu durumun takip edildiğini ifade etti.
Son 3 ay içerisinde kümülatif ÜFE performansının yüzde eksi 1,49 olduğunu söyleyen Gödek, şunları kaydetti:
“Ortalama sepet kur seviyesinin temmuz ayındaki 6,01’den ağustosta 5,97’ye gerilemesi ve Brent petrol fiyatlarındaki ortalama aylık performansın 5 dolar düşüşe işaret etmesi maliyet fiyatlarındaki gerilemeye katkıda bulundu. Keza, düşük iç talebin de ÜFE-TÜFE makasının 33 ay sonra ilk kez -1,56 ile negatif bölgeye taşımasını eklemek gerekiyor. Çekirdek C endeksi aylık bazda yüzde 0,06, yıllık değişimde ise yüzde 13,60 artış gösterdi.
İşlenmemiş gıda fiyatları birbirini takip eden dördüncü ayda da gerileyerek ağustos döneminde yüzde eksi 2,32 düzeyinde performans sergiledi. Benzer şekilde taze meyve ve sebze grubu da beşinci ayda düşüşe işaret etti. Altın hariç dayanıklı mallar grubunun yüzde eksi 1,42’lik gelişimi 5 ay sonra ilk kez gerçekleşti. Baz etkisinin eylül-ekim aylarında da devam edeceğini öngörüyoruz. Eylül ayındaki TÜFE gelişiminin ardından yıl sonu TÜFE kapanışı yüzde 14-15 aralığında olabilir. Beklenti gerisinde kalan enflasyon rakamlarının ardından TCMB’ye yönelik eylül ayı faiz indirim beklentimizi 125 baz puandan 225 baz puan seviyesine, yüzde 17,50 olarak güncelliyoruz.”