Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, Silivri açıklarında meydana gelen ve tüm İstanbul’da hissedilen deprem ile ilgili yaptığı açıklamada, “Depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Binalarımız gerçek bir testten geçti.
Deprem kuşağında yer alan ülkemizde riski depremin değil güvensiz yapıların oluşturduğunun bilinciyle hareket etmeliyiz. Kamu kurumlarının uyarılarını dikkate alarak temkinli olmalı ve hasarlı binalara girmemeliyiz. İçinde bulunduğumuz süreçte tüm binaları yıkıp yeniden yapamayacağımıza göre, kentsel dönüşüm kapsamında binaları depreme karşı güçlendirme çözümünü iyi değerlendirmeliyiz” dedi.
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD), İstanbul’un tüm bölgelerinde hissedilen deprem nedeniyle bir açıklama yaptı. Türkiye’de riski depremin değil güvensiz yapıların oluşturduğunu belirten Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, “İstanbul’da ciddi paniğe neden olan, son 20 yıldır bölgede böyle bir deprem aktivitesinin yaşanmadığı açıklanan deprem sonucunda binalarımızın gerçek bir testten geçtiğini söyleyebiliriz. Ancak toplum olarak temkinli olmalı, bilimsel bir konuda her önüne gelenin söylediklerini değil, bilim insanları, valilik, belediye ve kamu kurumlarının uyarılarını dikkate almalıyız. Binalarda hasar tespiti yapılması gerektiğine ve hasarlı binalara girilmemesi gerektiğini vurgulayan Ferdi Erdoğan, açıklamasında şunları söyledi:
“Avrupa Birliği üyesi ülkelerden farklı olarak deprem kuşağında yer alan ülkemizde, güçlendirme/yenileme çalışmalarının ihmal edildiğini ve Avrupa’ya göre geride kaldığımızı görüyoruz. Tüm binaları yıkıp yeniden yapamayacağımıza göre, kentsel dönüşüm sürecinde binaları depreme karşı güçlendirme çözümünü iyi değerlendirmeliyiz.
2019’da yürürlüğe giren ‘Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’ ile aslında kentsel dönüşümün yeni başladığını ve binaları yıkmadan da depreme hazırlıklı olmamızın mümkün olduğunu dile getirmiştik. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 12 Eylül’de açıkladığı ‘Kentsel Dönüşüm Eylem Planı’ da, güçlendirme çalışmalarının hızlandırılması gerektiği konusunda önemli bir adım oldu. Eylem planında, hâlihazırda acil dönüştürülmesi gereken 1 milyon 500 bin konutun 5 yıl içerisinde dönüştürüleceği, aynı zamanda mevcut yapılar için vatandaşlara güçlendirme ruhsatı verileceği, bu çerçevede her yıl 50 bin konutun güçlendirilerek kullanılabileceğinin belirtilmesi çok önemli. Eylem Planının 8’inci maddesinde imar affı kapsamındaki binalar kastedilse de mevcut imarlı binaların güçlendirilmesi ya da yıkılıp yeniden yapılması modelini unutmamalıyız.”
Güçlendirme/yenileme çalışmaları ile binaları yıkmadan depreme hazırlıklı olmamız mümkün. Uluslararası alanda ‘Deep Renovation’ denilen, ülkemizde de ‘Derin Yenileme’ olarak adlandırılan çalışmalar; bir yapının güçlendirilmesinden, dış cephesine, iç makyajlanmasından bacasına tesisatına kadar her unsurunun yenilenmesini kapsıyor. ‘Derin Yenileme’ aslında, güçlendirme, iklimlendirme, ısıtma-soğutma, aydınlatma ve yangın güvenliğinin yanı sıra enerji verimliliğini de kapsıyor.
“Konutlarımızı dayanıksız tüketim malı olmaktan çıkarmalıyız”
Depremlerin yerkabuğunun kaçınılmaz bir gerçeği olduğunu hatırlatan Ferdi Erdoğan, “Önemli olan deprem gerçeğine uyum sağlayabilmek, bu gerçekle birlikte yaşayabilmek ve bütün planları buna göre yapmaktır” dedi. Uzun ömürlü binaların inşasında denetimin öneminin de altını çizen Ferdi Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı: “Dayanıklı tüketim malları için yapılan sorgulamayı binalar ve konutlar için yapmadığımız müddetçe, başımızı soktuğumuz konutlar birer dayanıksız tüketim malı gibi olmaya devam edecektir.”