Türkiye’nin en acı gerçeği olan deprem, bu sabah kara yüzünü bir kez daha gösterdi. Saat 04:08’i gösterdiğinde, merkez üssü Düzce olan 6.0 büyüklüğünde bir deprem gerçekleşti. İstanbul dahil tüm Kuzey Batı Anadolu’da hissedilen deprem, neyse ki can kaybı olmadan atlatılabildi. Yapılan resmi açıklamalara göre sadece 1 vatandaşımız, yüksekten atlama nedeniyle ağır yaralandı.
Resmi kaynaklara göre deprem, 43-45 saniye boyunca devam etti. Ancak sosyal medyada paylaşım yapan vatandaşlar, o anların saniyelerle ölçülemeyeceğini düşünüyorlardı. Ayrıca depremin büyüklüğünün 6.0 olduğuna inanmayanlar da vardı. Zira güvenlik kameralarına yansıyan görüntüler, depremin açıklanandan çok daha güçlü olabileceğini düşündürüyordu. Peki bu nasıl mümkün oluyor? Kandilli Rasathanesi’nin sistemleri ‘hatalı’ olabilir mi?
Depremlerin büyüklüğü ile hissettirdiği neden farklı oluyor?
*Sabah saatlerinde yaşanan deprem, Düzce Adliyesi’ni bu hale getirdi…
Benzer tartışmalar, hemen her depremden sonra kendisini gösteriyor. Hattta bu ayın başında İzmir’in Buca ilçesinde gerçekleşen 4.9’luk depremin de “5.5-6.0 civarında” olduğu düşünülmüştü. İşte tüm bu tartışmaların nedeni, aslında kullanılan terimlerin tam olarak anlaşılamıyor olmasından kaynaklıydı. “Nasıl yani?” demiş olabilirsiniz. Açıklayalım…
Depremin şiddeti, bulunduğunuz yere göre değişir!
Söz konusu deprem olduğunda, “büyüklük” ve “şiddet” kavramlarını sıklıkla duyarız. Bu kavramların her ikisi de o an yaşanan durum için telaffuz edilir. Ancak bu yaklaşım pek de doğru değildir. Büyüklük dediğimiz kavram, richter ölçeğine göre hesaplanır ve matematiksel olarak bir karşılığı vardır. “Şiddet” ifadesinde ise böyle bir durum söz konusu değildir.
*Depremden sonra sosyal medyada paylaşılan bir görüntü. Düzce’deki bir evin, depremden sonra bu hale geldiği ifade ediliyor.
Deprem terimleri arasında yer alan şiddet ise aslında değişken bir yapıya sahiptir. Örneğin; Düzce’deki depremin Düzce’deki şiddeti ile İstanbul’daki şiddeti aynı değildir. Hatta deprem, Düzce’nin her yerinde de aynı şekilde hissedilmemiştir.
Bir başka deyişle ‘büyüklük’, tıpkı celsius, metre, rakım gibi ölçüm yapılan sayısal bir veridir. Şiddet ise depremin etkisini açıklamak için kullanılan bir ifadedir. Yaşadığınız zemin ve bina çok da sağlam değilse depremi daha şiddetli hissedebilirsiniz. Bazı depremlerin açıklanandan daha büyük olduğuna inanılmasının nedeni de tam olarak budur.
Deprem olduğu sırada NTV canlı yayınında yaşananlar:
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan isimlerden bir tanesi, İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ziyadin Çakır oldu. Sözcü’ye konuşan Çakır, neden böyle bir durum yaşandığını şu sözlerle açıkladı: Düzce ve civarındaki köylerde zemin artırımı olduğu için hasar olacağını düşünüyorum. Umarım can kaybı olmaz. Hem bina yapılarını hem bölgenin zemini biliyoruz. Kaya zeminlerde binalara bir şey olmuyor, doğal dolgu yani çakıl, kumla kaplı nehir kenarları bu şekilde dolgu olduğu için burada 6’lık deprem, 7 gibi hissediliyor. Bu nedenle daha büyük bir hasar veriyor.
Webtekno ekibi olarak; yaşanan depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz…