Şöyle bir günümüzden geçmişe doğru bakıp da insanların önem verdiği şehirleri incelediğimiz zaman, tarihin her döneminde mutlaka İstanbul ile karşılaşırız. Çünkü bu şehrin hepimizin bildiği gibi altı ayrı, üstü ayrı güzel. Elbette bu önemi nedeniyle sayısız kez işgal edilmiş, pek çok kültürde kendine yer bulmuş ve daha da önemlisi her millet tarafından her dönemde farklı isimlerle anılmıştır.
1453 yılında Fatih Sultan Mehmet komutasındaki Osmanlı ordusunun fethetmesi sonrası bu şehir Türklerin yönetimine geçmiş, yıkıldığı güne kadar imparatorluğa başkent olmuş ve tüm dünya tarafından İstanbul olarak anılır hale gelmiştir. Peki İstanbul eski adı, daha doğrusu adları nelerdi? Bulmacalarda bile sık sık karşımıza çıkan bu sorunun yanıtına gelin yakından bakalım ve hem diğer milletler hem de Osmanlı İstanbul’a ne derdi bunu görelim.
İstanbul eski adı nedir? İşte tarih boyunca kullanılan İstanbul isimleri:
- Bizantion
- Augusta Antonina
- Nova Roma
- Konstantinopolis
- Kostantiniyye
- İslambol
- Miklagård
- İstanbul
Bizantion:
Antik Roma dönemi tarihçisi Plinius’a göre İstanbul’a verildiği bilinen en eski isim Ligos’tur ancak bu konuda başka bir kaynak olmadığı için Bizantion adının ilk olması konusunda pek çok uzman hemfikir durumdadır.
Milattan önce 667’li yılında, bir Antik Yunan kenti olan Megara’daki Hint – Avrupa kökenli göçebe bir millet olan Dor asıllı oldukları düşünülen Yunanlılar İstanbul’a gelerek burada bir koloni kurdular. Kralları Byzas’ı onurlandırmak için buraya Byzantion ismini verdiler. Milattan sonra 1. yüzyılda kentin Romalılar tarafından işgal edilmesi üzerine bu isim Byzantium olarak Latinceleştirilmiştir.
Augusta Antonina:
Milattan sonra 1. yüzyılda Romalıların İstanbul’u işgal etmesi ile birlikte burası bir Roma kenti haline gelmiştir. Milattan sonra 3. yüzyılda dönemin Roma İmparatoru Septimius Severus′un Antonius isimli bir oğlu dünyaya geldi. Daha sonra Caracalla adıyla tahta geçecek bu oğlunu onurlandırmak isteyen imparator, kısa süre de olsa şehrin adını Augusta Antonina olarak ilan etti.
Nova Roma:
Milattan sonra 3. yüzyıldan itibaren İstanbul şehri daha da önemli bir hale geldi. Öyle ki 330 yılında dönemin Roma İmparatoru I. Konstantin bu şehri başkent ilan etti. Daha önce buradaki yazımızda anlattığımız gibi şehrin asıl kurucularından olan I. Konstantin, başkentin adını Nova Roma yani Yeni Roma olarak duyurdu. Ancak bu isim imparator dışında pek kimse tarafından sevilmedi.
Konstantinopolis:
Gelelim İstanbul şehrinin en yaygın bilinen eski adlarından bir tanesine. 337 yılında şehrin kurucularından Roma İmparatoru I. Konstantin’in ölümü üzerine onu onurlandırmak için buraya Konstantin’in kenti anlamına gelen Konstantinopolis ismi verildi. Bu isim Bizans İmparatorluğu yıkılana kadar kullanıldı. Ancak söylenmesi epey zor olan bu isim halk arasında pek kullanılmadı ve kısaca Polis olarak anıldı.
Ufak bir detay. 1453 yılında şehrin Fatih Sultan Mehmet komutasındaki ordu tarafından fethedilerek Türklerin eline geçmesi sonrası batılılar Konstantinopolis adını yaygın olarak kullanır oldular. Batılıların İstanbul adını kabul etmeleri ise ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile mümkün oldu.
Kostantiniyye:
Osmanlı İstanbul’a ne derdi diye merak ediyorsanız cevap Kostantiniyye. Aslında Kostantiniyye, Konstantinapolis’in Arapça karşılığıdır ve Konstantin’in yeri anlamına gelir. Fetih sonra Osmanlı’da ve Arapçanın yaygın olarak kullanıldığı diğer devletlerde İstanbul için Kostantiniyye denilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu’nun resmi devlet kayıtlarında ve Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi gibi eserlerde Kostantiniyye adıyla karşılaşıyoruz. Ancak Osmanlı’nın İstanbul için kullandığı farklı adlar da vardı. Osmanlı’daki İstanbul isimlerinden bazıları şu şekilde;
- Mutluluk kapısı anlamına gelen Dersaadet
- Yüce kapı anlamına gelen Derâliye
- Yüce kapı anlamına gelen Bâb-ı Âli
- Başkent anlamına gelen Pâyitaht
- Devletin eşiği anlamına gelen Asitane
İslambol:
İslambol da İstanbul şehri için kullanılmış adlardan bir tanesidir ancak düşündüğümüz kadar yaygın kullanılan bir isim değildir. Evliya Çelebi’nin Seyahatname eserinde İslambol adı, Kostantiniyye adından çok daha fazla kullanılmıştır. İslam sözcüğüne bol eki getirilmesi ile oluşturulan bu ad zaten etimolojik olarak da doğru bir kullanım değildir.
Miklagård:
İstanbul yalnızca bölgesinde değil, tüm dünyada popüler bir şehirdi. Öyle ki bir dönem burası barbar Vikingler tarafından bile işgal edilmeye çalışılmıştır ve Vikingler bu kente Miklagård adını vermişlerdir. Bu isim büyük anlamına gelen mikla ya da mykil kelimesi ile kale ya da duvar anlamına gelen gård kelimesinin birleştirilmesi ile oluşturulmuştur.
İstanbul:
Osmanlı döneminde bu şehre pek çok farklı ad verildiğini söylemiştik, bunlardan bir tanesi de bugün kullanmakta olduğumuz İstanbul ismidir. İstanbul isminin Yunanca şehirde, şehrin içinde, şehir içi gibi anlamlara gelen eis tin polin tamlamasının Türkçeleştirilmesi ile oluştuğu düşünülmektedir. Milattan sonra 2. yüzyıla tarihlenen bazı Ermenice kaynaklarda Istanbol ve Istınbol gibi adlar da kullanıldığı görülmüştür.
İstanbul adı ile karşılaştığımız ilk eser, 1360 yılında yazıldığı tahmin edilen Dânişmendnâme isimli destandır. Gazavât-ı Sultan Murad adlı eserde de İstanbul adı kullanılmaktadır. Halk arasında da İstanbul adının kullanıldığı biliniyor. Aynı zamanda bazı devlet kurumlarında da ordu komutanı için İstanbul Ağası gibi unvanlar kullanıldığı görülmektedir.
Batılılar ve imparatorluk sınırları içinde yaşayan gayrimüslimler Konstantinopolis adını kullanmaktaydılar. Hatta 1918 yılında İstanbul işgal edildiği zaman Yunan azınlıklar işgalcileri “İşte Konstantin (İstanbul), işte Konstantin!” diye tezahüratlar yaparak karşılaşmışlardır. Bu noktadan sonra bu isim, masum bir isim olmaktan çıkmıştır.
Topraklarımız işgalcilerden temizlenip Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra 1928 yılında Latin alfabesine geçildi. Bu cumhuriyet devrimi ile birlikte İstanbul adı resmiyet kazandı ve Konstantinopolis adının kullanılması yasaklandı. Türkiye Cumhuriyeti’nin güçlü duruşu ve Latin alfabesi kullanımı sayesinde İstanbul adı tüm dünya tarafından kabul edildi.
Bonus: İstanbul’un bölgesel adları da vardı
Bugün İstanbul il sınırları genişletilerek büyük bir şehir haline gelse de aslında tarih boyunca İstanbul olarak anılan yer oldukça küçük bir alandı. Bu nedenle Roma İmparatorluğu döneminde şehrin Avrupa Yakası’nda bulunan bölgesi Tracia yani Trakya, Anadolu Yakası’nda bulunan bölümü ise Bithynia yani Bitinya olarak anılıyordu.
Bir bonus daha: “Bu Türkler hariç kimseyi ilgilendirmez”
Türkiye Cumhuriyeti sayesinde adı tüm dünya tarafından kabul edilen İstanbul eski adı nedir sorusunu yanıtlayarak tarih boyunca bu güzel kente verilen farklı isimler ve anlamlarından bahsettik. Konu hakkındaki düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.