Kadastro ülkemiz sınırları içerisinde bulunan bir taşınmazın sınırlarını ifade eden arazi ve harita üzerinde tespit ederek belirlenmesini sağlayan ve taşınmazın sınırlarıyla ilgili olsun ya da taşınmazla ilgili başka hukuki durumları tespit etmek için kullanılan bir işlem bütünüdür. Ayrıca kadastro işlemlerinin gerçekleşmesi durumunda kesinleşmesi amacıyla taşınmaz malın sınırları ve diğer tespit elden durumlar tapu siciline tescil edilerek diğer kişiler tarafından da bilinmesi sağlanır. Tapu siciline tescil edilen bu hakların yazılı olduğu belgeye de tapu denmektedir. Ve bu tapu da taşınmaz üzerindeki hak sahiplerine verilir
Ülkemizde taşınmazları ele aldığımızda kadastrosu yapılmamış taşınmaz yüzdesi %1’dir. Bu da daha çok doğal hukuki olaylar nedeniyle oluşan taşınmazlardan kaynaklanmaktadır. Tapu kadastronun amacı nedir? Tapu kadastronun yapılmasının amacı haritada bulunmayan taşınmazların haritaya bağlanmasını sağlamak yani tapuya kayıtlı olmayan taşınmazlara bir nevi kimlik vermek ve devletin korumuş olduğu mal mülkiyetinin bu taşınmazlar üzerinde de gerçekleşmesini sağlamak.
Tapu Kadastro Mahkemelerinde Tapu Kadastro Davası Nasıl Açılır?
Tapu kadastro davalarının görüldüğü mahkeme kadastro mahkemeleridir. Kadastro mahkemelerinin baktığı davalarda şunlardır:
- Sınır ve ölçü uyuşmazlıklarına
- Tapuya tescil ve şerh edilecek olan yahut tapuda beyanlar hanesinde gösterilecek sair haklara
- Kadastro ve tapu sicilini ilgilendiren diğer benzeri davalar kadastro mahkemelerinin görevi alanına giren davalardır.
Diğer davalarda elbette vardır. Bizim saydıklarımız sadece örnek mahiyetindedir.
Tapu kadastro davalarında davayı kadastro hâkimi açmaktadır. Kadastro hâkimi ilgili kanunun 28. maddesinde kadastro hâkiminin açabileceği davaları ifade etmiştir. Tapu kadastro davasını eğer hâkim açmayacak dava tüzel ya da gerçek kişiler tarafından açılacaksa bu durumda davacı taraf ya da taraflar davanın açılma sebebini ve uyuşmazlığa ait delilleri göstermek zorundadırlar. Eğer sebep ve deliller göstermezse hâkim davanın açılmamış sayılmasına karar verecektir. Mahkeme gerektiğinde tanık dinler ve keşif yapar.
Kadastro mahkemeleri 20 Temmuz ile 31 ağustos arasında her yıl gerçekleştirilen adli tatil kapsamında değerlendirilmez yani adli tatile tabi olmayan mahkemeler arasında yer alır. Kanunda farklı bir hüküm bulunmadıkça da kadastro mahkemelerinde basit yargılama usulü uygulanır.
Kadastro mahkemelerinde görülen davalar 3’e ayrılmaktadır. Bu dava yollarını liste halinde izah edersek şunları söyleyebiliriz:
- Genel mahkemelerin kendilerini görevsiz ve yetkisiz görmeleri nedeniyle aktarılan davalar
- Kadastro müdürlüklerinin yetkisi kapsamında değerlendirilmeyen hususların intikal ettiği davalar
- Askı süresiyle ilan süresi arasında açılan davalar
Burada kısaca askı süresiyle ilan süresi arasında açılan tapu kadastro davalarından bahsedersek şu şekilde izah edebiliriz:
Kanun koyucu askı süresi olarak 30 gün belirlemiştir. Ve kadastro ile ilgili yapılacak olan işlemlerin itirazı da ilana kadar olan bu süre zarfı içerisinde yapılması gerekir. 30 gün içerisinde dava açılmamış ise bu durumda somut olayla ilgili verilen tutanaklar kesinleşir. Kesinleşen bu tutanaklara karşı dava yolu devam etmektedir. Fakat genel mahkemelerde tutanağın kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içerisinde – 10 yıl hak düşürücü süredir.- dava açılabilmektedir.
Tapu Kadastro Davalarında Zamanaşımı Meselesi
Tapu kadastro davalarının açılması ve zamanaşımı için öngörülen süre bağlanmamıştır. Kanun koyucunun öngördüğü şekilde hak düşürücü nitelik taşımaktadır. Bu nedenledir ki genelde hak düşürücü süre olarak değil de zamanaşımı olarak ifade edilen oysaki birbirinden farklı bu 2 kavramı ifade etmekte fayda vardır. Hak düşürücü süreyle zamanaşımı süresi arasındaki farkı kısaca izah edersek şunu söyleyebiliriz. Zamanaşımına uğramış bir uyuşmazlık üzerine dava açılabilir ve hâkim bunu usulden reddetmez. Zamanaşımı hâkimin taraflardan birinin ileri sürmeden göz önünde bulunduracağı bir husus değildir çünkü. Hak düşürücü süre ise ilk itiraz niteliğinde olup hâkim tarafından da taraflardan aleyhine olan kişinin/ kişilerin söylemeden hâkimin göz önüne alması gereken hususlardandır.
Peki, tapu kadastro davalarında zamanaşımı ne kadardır sorudu yanlış bir soru olmaktadır. Bu nedenle tapu kadastro davalarında hak düşürücü sürenin ne olduğunu sormak doğru olur. Tapu kadastro davalarında hak düşürücü süre kanun koyucu tarafından 10 sene olarak belirlenmiştir. Fakat Devlet kurumları tarafından dava açılacaksa Devlet kurumları bu hak düşürücü süreden etkilenmemektedirler.
Kadastro Tespitine İtiraz
Yetkililer kadastro çalışmasının yapılacağı alanı belirledikten sonra bunu ilan etmektedirler. Kadastro çalışmasının yapılacağı ilanın kişilere tebliğinden itibaren 7 yıl içerisinde bu kişiler Kadastro Müdürlüklerine itiraz edebilirler.
İtiraz müdürlüğe karşı sunulan bir talep olsa da yetkili bunun geçerli olmadığını kabul ederse ve itirazı reddederse verilmiş olan bu ret kararına karşı 7 gün çerisinde Kadastro Mahkemesine dava açabilir. Kadastro mahkemesinin açılmış olan bu kadastro davasına karşı vermiş olduğu kararlar kesindir. İstinafa ve temyize götürülemez. Kadastro mahkemesi kendisine gelen bu uyuşmazlık üzerinde 15 gün içerisinde evrak üzerinde inceleme yaparak karar verir. Gerekli olduğu durumlarda da keşif yapabilmektedir.
Tapu kadastro davalarıyla ilgili bütün anlatılanları özetlersek dikkat edilmesi gereken hususları şu şekilde yeniden izah edebiliriz:
- Kadastrosu yapılmamış taşınmazların ülkemiz kapsamında %1’lik kısımda olduğu bu nedenle tapu kadastro mahkemelerinin artık olağan bir iş akışına sahip olmadığını,
- Tapu kadastronun amacının taşınmazın harita üzerinde gösterilmesini sağlamak olduğunun ve Devletçe verilmiş olan mülkiyet hakkını kadastro ile güvence altına alınmış olunduğunu
- Tapu kadastro davalarında görevli ve yetkili mahkeme taşınmazın bulunduğu yerdeki kadastro mahkemesi olduğunu
- Tapu kadastro davalarında dava yolunun yani 3 farklı şekilde mahkemeye konu olabildiğini
- Tapu kadastro davalarında zamanaşımı süresinin bulunmadığını kanun koyucunun 10 yıllık bir hak düşürücü süreyi öngördüğünü ve bu hak düşürücü sürenin tapu kadastro davalarında davacı tarafın devlet kurumu olması dâhilinde işlemeyeceğini,
- Dava yollarından biri olan askıyla ilan süresi arasında açılan davada kanun koyucu bu süreyi 30 gün olarak belirlediğini ve 30 gün içerisinde kadastro mahkemesine dava açılması gerektiğini aksi takdirde genel hükümler kapsamında dava açılması için 10 yıllık bir hak düşürücü süre olduğunu kısaca özetleyebiliriz.