Deprem, yer kabuğunda meydana gelen ani ve şiddetli sismik hareketlerdir. Bu hareketler, yer kabuğundaki kayaların gerilme ve kırılma sonucu ani olarak serbest bırakılmasıyla meydana gelir. Deprem oluşumunun ana nedeni, Dünya’nın iç yapısında sürekli olarak meydana gelen hareketler ve enerji birikimiyle ilgilidir.
Depremlerin temel nedenleri şunlardır:
- Plaka Tektoniği: Dünya’nın dış katmanı olan kabuk, büyük parçalardan oluşmuş hareketli levhalarla kaplıdır. Bu levhalar sürekli olarak yer değiştirir ve birbirleriyle etkileşir. Levhaların birbirine sürtünmesi, çarpışması veya uzaklaşması sırasında gerilim birikir. Gerilim miktarı bir noktada belirli bir sınıra ulaştığında, kayalar ani şekilde kırılır ve serbest kalan enerji depreme neden olur.
- Kabukta Yer Değiştirmeye Neden Olan Diğer Faktörler: Volkanik faaliyetler, kırılma hatları, fay hatları, yer kabuğunun çökmesi veya yükselmesi gibi diğer faktörler de depremlere yol açabilir.
Depremler, odak ve epicenter olarak adlandırılan iki temel kavram etrafında tanımlanır:
- Odak: Depremin yer kabuğu içinde başladığı noktadır. Burası, kayaların gerilip kırıldığı ve enerjinin açığa çıktığı yerdir.
- Epicenter: Odak noktasının yeryüzüne olan dikey mesafesine göre belirlenen noktadır. Yeryüzünde depremin en şiddetli hissedildiği ve en büyük hasarın meydana geldiği yer epicenterdir.
Depremler sismik dalgalar olarak adlandırılan enerji dalgaları şeklinde yayılır. Bu dalgalar, yer kabuğunun içinden geçerek, Dünya’nın farklı bölgelerinde hissedilebilir ve oluşturduğu titreşimler nedeniyle yapı ve can kaybına neden olabilir.
Depremler, dünyanın birçok yerinde meydana gelir ve çeşitli büyüklüklerde olabilirler. Depremlerin büyüklüğü, Richter ölçeği veya Moment Magnitude Scale (Mw) gibi sismik ölçeklerle ölçülür. Büyük depremler, genellikle daha büyük hasara ve etkiye neden olurlar. Depremlerle ilgili çalışmalar, deprem bilimi veya sismoloji adı verilen bir bilim dalı altında yürütülür.
Dünyanın en büyük fay hatları
Dünyanın en büyük ve en önemli fay hatları şunlardır:
- Büyük Rift Vadisi: Afrika kıtasının doğu kısmında yer alan Büyük Rift Vadisi, kıtayı ikiye bölen uzun bir fay hattı sistemi olarak bilinir. Doğu Afrika’dan Güneybatı Asya’ya kadar uzanır.
- San Andreas Fay Hattı: Kuzey Amerika’da yer alan ve özellikle Kaliforniya eyaletinde önemli bir bölümünü oluşturan San Andreas Fay Hattı, dünyanın en ünlü fay hatlarından biridir. Kuzey Amerika levhası ile Pasifik levhası arasında geçmektedir.
- Hint-Avustralya Levhası ve Avrasya Levhası Fay Hattı: Hindistan-Avustralya levhası, Avrasya levhasına doğru hareket ederken, bu etkileşim sonucu oluşan uzun bir fay hattıdır. Himalayalar’ın oluşumunda önemli bir rol oynamıştır.
- Kuzey Anadolu Fay Hattı: Türkiye’nin kuzeyinden geçerek, Karadeniz’den Akdeniz’e kadar uzanan bu fay hattı, dünyanın en aktif fay hatlarından biridir. Büyük İstanbul depremi gibi büyük depremlere neden olabilen tehlikeli bir faydır.
- Filipin Denizi Levhası ve Pasifik Levhası Fay Hattı: Filipin Denizi levhası, Pasifik levhası ile etkileşime girerken, birçok farklı fay hattı oluşturur. Bu bölgede sık sık depremler ve volkanik aktiviteler meydana gelir.
- Alaska-Aleutyan Fay Hattı: Kuzey Amerika ile Pasifik levhası arasında yer alan uzun bir fay hattıdır ve Alaska’nın güneyinden Aleutian Adalarına kadar uzanır. Büyük depremlere ve tsunamilere neden olabilen önemli bir faydır.
- Wellington Fay Hattı: Yeni Zelanda’da yer alan Wellington Fay Hattı, Pasifik levhası ve Avustralya levhasının birleşme noktasında bulunur. Bu bölgede sık sık depremler yaşanır.
Bu liste, dünyanın en büyük ve en belirgin fay hatlarından sadece birkaçını içermektedir. Dünya üzerinde pek çok farklı fay hattı bulunmaktadır ve bunların çoğu depremlerin ve sismik aktivitelerin yaygın olduğu bölgelerde yer almaktadır.
En sık depremler olan fay hatları
En sık depremlerin meydana geldiği fay hatları, dünyanın deprem kuşakları olarak bilinen bölgelerinde yer alır. Bu deprem kuşakları, aktif tektonik hareketlilik ve plaka sınırlarındaki gerilimin yoğun olduğu bölgelerdir. En sık deprem meydana gelen fay hatları şunlardır:
- Pasifik Ateş Çemberi: Dünya üzerinde en fazla deprem ve volkanik aktivitenin meydana geldiği bölgelerden biridir. Pasifik Ateş Çemberi, Büyük Okyanus’un çevresini takip eden bir dizi fay hattı ve deniz tabanı levhalarının birleşiminden oluşur.
- Hint-Avustralya Levhası ve Pasifik Levhası Fay Hattı: Hint-Avustralya levhasının Pasifik levhasıyla etkileşiminde birçok farklı fay hattı meydana gelir. Bu bölgede depremler sık sık meydana gelir.
- Kuzey Anadolu Fay Hattı: Türkiye’nin kuzeyinden geçerek, Karadeniz’den Akdeniz’e kadar uzanan ve sık sık deprem üreten aktif bir fay hattıdır.
- Güney Amerika Fay Hattı: Güney Amerika kıtasında, Nazca levhası ile Güney Amerika levhasının etkileşiminden kaynaklanan bir dizi fay hattı bulunur. Bu bölgede depremler ve volkanik faaliyetler sık sık görülür.
- Alaska-Aleutyan Fay Hattı: Kuzey Amerika ile Pasifik levhası arasında yer alan uzun bir fay hattıdır ve Alaska’nın güneyinden Aleutian Adalarına kadar uzanır. Büyük depremlere ve tsunamilere neden olabilen önemli bir faydır.
- Filipin Denizi Levhası ve Pasifik Levhası Fay Hattı: Filipin Denizi levhası, Pasifik levhası ile etkileşime girerken, birçok farklı fay hattı oluşturur. Bu bölgede sık sık depremler ve volkanik aktiviteler meydana gelir.
Bu fay hatları, deprem kuşakları olarak adlandırılan bölgelerde yer alır ve dünya genelinde depremlerin yoğun olduğu alanları oluştururlar. Bu bölgelerdeki depremler, plaka tektoniği nedeniyle meydana gelir ve büyüklükleri ve sıklıkları bölgeden bölgeye farklılık gösterebilir.
Deprem tusunami bağlantısı
Deprem tsunamiyi tetiklemesi genellikle şu şekilde gerçekleşir:
- Yerin Denizaltı Sarsıntısı: Bir deprem meydana geldiğinde, özellikle deniz tabanının altında veya yakınında oluşan bir sarsıntı yer kabuğunu ve deniz tabanını etkiler. Eğer deprem denizin altında veya hemen yakınında meydana gelirse, su kütlesi üzerinde büyük bir etkisi olur.
- Deniz Tabanının Yükselmesi veya Alçalması: Depremin yer kabuğundaki hareketi, deniz tabanının yükselmesine veya alçalmasına neden olabilir. Eğer deniz tabanı yükselirse, su sütununun üzerine doğru kuvvetli bir itici güç uygular. Aynı şekilde, deniz tabanı alçalırsa, su sütununda bir çökme meydana gelir.
- Su Kütlesinin Hareketi: Deniz tabanının hareketi, su kütlesinin dalgalar halinde hareket etmesine neden olur. Bu dalgalar, deniz tabanındaki sismik hareketin şiddetine ve su kütlesinin derinliğine bağlı olarak uzaklara doğru yayılır.
Tsunaminin dalga boyları depremin büyüklüğüne ve suyun derinliğine göre değişiklik gösterebilir. Tsunami dalgaları açık denizde yüzlerce kilometre uzunluğunda olabilir ve hızları ortalama olarak 500 ila 800 kilometre/saat (300 ila 500 mil/saat) arasında değişebilir.
Açık denizdeki tsunami dalgaları genellikle düşük yüksekliğe sahiptir ve gemilerin üzerinden hemen hemen fark edilemezler. Ancak, kıyıya yaklaştıkça suyun derinliği azalır ve tsunami dalgaları yükselebilir. Kıyıya ulaştığında, dalgaların yüksekliği artar ve genellikle büyük tahribata neden olabilir. Tsunami dalgaları yüzlerce metreye kadar çıkabilir ve kıyı bölgelerini sular altında bırakabilir, yapıları yıkabilir ve büyük can kayıplarına yol açabilir.
Deprem olmaya başladığında gökyüzündeki ışıkların anlamı nedir?
Deprem sırasında gökyüzündeki ışıklar, doğal olarak oluşan bir fenomen olan “deprem ışıkları” veya “seismik ışıklar” olarak bilinir. Ancak, bu olay nadir görülür ve hala tam olarak anlaşılamamıştır. Deprem ışıkları, deprem sırasında veya hemen öncesinde ortaya çıkan garip ışık fenomenleridir ve şu ana kadar bilimsel olarak tam olarak açıklanamamıştır.
Deprem ışıklarının ortaya çıkmasına dair bazı teoriler şunlardır:
- Elektromanyetik Etkileşim: Deprem sırasında veya öncesinde, yer kabuğundaki kayaçların ani hareketiyle elektrik yükleri açığa çıkabilir. Bu elektrik yükleri, atmosferdeki gazlarla etkileşime girerek ışık oluşumuna yol açabilir.
- Kaya Çatlaklarından Salınan Gazlar: Deprem sırasında yer kabuğu çatlarken, bu çatlaklardan metan ve diğer gazlar serbest bırakılabilir. Bu gazların yanması veya parlaması, ışık oluşumuna neden olabilir.
- Piezoelektrik Etki: Bazı mineraller, mekanik stres altında kaldıklarında elektrik yükleri üretebilir. Bu fenomen, deprem sırasında yer kabuğundaki bazı minerallerin piezoelektrik etkisiyle deprem ışıklarının oluşumuna katkıda bulunabilir.
Deprem ışıkları, genellikle deprem merkezine yakın bölgelerde veya deprem fay hatları üzerinde görülür. Ancak, olayın nadir olması ve genellikle deprem sırasında diğer tehlikeli durumların önceliği nedeniyle gözlemlemesi zor olabilir. Ayrıca, olayın tam olarak belirlenmesi ve incelemesi için daha fazla bilimsel araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
Deprem anında ve sonrasında yapılması gerekenler hayati öneme sahiptir ve doğru davranışlar sayesinde can güvenliğinizi koruyabilirsiniz. İşte deprem anında yapılması gerekenler ve yapılmaması gerekenler:
Yapılması Gerekenler:
- Hemen Korun: Deprem başladığında, hemen güvenli bir yer arayın. Eğer mümkünse, masanın altına veya dolgun, sert bir mobilyanın yanına sığının ve başınızı koruyun. Eğer bu tür bir yer yoksa, başınızı korumak için ellerinizle başınızı ve boyununuzu kapatın.
- Pencere ve Camlardan Uzak Durun: Deprem sırasında pencere ve camlardan uzak durun. Kırılan camlar ciddi yaralanmalara neden olabilir.
- Asansör Kullanmayın: Deprem sırasında asansör kullanmayın. Asansörde sıkışabilir veya arıza yapabilir.
- Kalabalıklardan Uzak Durun: Deprem sırasında kalabalık alanlardan uzak durmaya çalışın. Panikleşen insanların oluşturabileceği tehlikeli durumlardan kaçının.
- Yangın Alarmı veya Gaz Kaçağı Sesiyle Karıştırmayın: Deprem sırasında duyduğunuz titreşim ve gürültüleri yangın alarmı veya gaz kaçağı sinyaliyle karıştırmayın. Eğer duyduğunuz sarsıntılar depremle ilişkiliyse, güvenli bir yer bulmaya odaklanın.
- Sismik Dalgalar Dinene Kadar Bekleyin: Depremin ilk sarsıntıları durduktan sonra bile, artçı sarsıntılar olabilir. Sismik dalguların dinmesini bekleyin ve güvenli bir şekilde bina ve yapıları terk edin.
Yapılmaması Gerekenler:
- Kapı ve Merdiven Altına Koşmayın: Eski bir deprem efsanesi olan kapı ve merdiven altına koşma fikri yanıltıcı ve tehlikelidir. Kapılar açık kalabilir ve sarsıntılar sırasında kolayca hareket edebilirler. Ayrıca, merdiven altında da ciddi yaralanma riski olabilir.
- Asansörü Kullanmayın: Deprem sırasında asansör kullanmaktan kaçının. Eğer asansör sarsıntı sırasında arızalanırsa, sıkışabilirsiniz.
- Pencere Yakınında Durmayın: Deprem sırasında pencere ve camlardan uzak durun. Kırılan camlar ve cam parçaları ciddi yaralanmalara neden olabilir.
- Panik Yapmayın: Deprem sırasında veya sonrasında panik yapmayın. Sakin ve kontrollü davranmaya çalışın.
- Açık Alanlarda Yüksek Binaların Altına Sığınmayın: Deprem sırasında açık alanda yüksek binaların altına sığınmak, düşebilecek nesnelerin tehlikesine maruz kalmanıza neden olabilir.
- Sıcak Su ve Gaz Borularını Kapatmayın: Deprem sırasında doğal gazın sızıntısını önlemek için gaz vanasını kapatmak yerine, deprem sonrasında gaz kokusu alırsanız yetkililere haber verin. Sıcak su veya soğutma sistemiyle ilgili tesisatları da deprem sırasında kapatmamalısınız.
Unutmayın ki deprem anında yapılması gerekenler, binanın yapısal durumuna, depremin büyüklüğüne ve yerel acil durum prosedürlerine bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, deprem ve afet durumlarına yönelik önceden belirlenmiş acil durum planları ve bilgi kaynaklarına ulaşmak önemlidir. Ayrıca, yerel yetkililerin ve kurtarma ekiplerinin talimatlarını dikkatlice takip etmek de hayati önem taşır.
İlhan ÇAMKARA / Turk Emlak Haber Ajansı