Riskli yapıların bulunduğu yerlerde dönüşüm projeleri çerçevesinde taşınmaz maliklerine ait mevcut inşaat alanının bir buçuk katına kadar olan yeni inşaat alanında yapılacak olan konutlara ilişkin inşaat taahhüt işleri”ndeki KDV oranı yüzde 1 oldu.
3470 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile “6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapıların bulunduğu yerlerde dönüşüm projeleri çerçevesinde taşınmaz maliklerine ait mevcut inşaat alanının bir buçuk katına kadar olan yeni inşaat alanında yapılacak olan konutlara ilişkin inşaat taahhüt işleri”ndeki KDV oranı yüzde 1 olarak belirlendi. Bu indirim kentsel dönüşüm projelerindeki vergisel bir haksızlığı giderme açısından önemli ve yerindedir. Malum ülkemiz deprem kuşağında ve deprem gerçeği ara ara kendini hatırlatmaktadır. Mevcut bina stokunun da önemli bir kısmı depreme dayanıklı olmayıp bu binaların yenilenmesi gerekmektedir. İşte 6306 sayılı Kanun bu kentsel dönüşümü hızlandırmak amacıyla çıkarılmıştı, ancak uygulama maalesef istendiği gibi olmadı. İstanbul Fikirtepe bölgesindeki başarısız ve “tuhaf” yapılaşmalara yol açtığı gibi başarılı örnekler de yok değil.
Kentsel dönüşümde bina sahipleri müteahhitlerle “arsa karşılığı kat” şeklinde sözleşmeler yaptığı gibi, bu tür bir anlaşmaya girmeden bir müteahhit firmasından hizmet alarak da binalarını yeniletebilmektedir. İki yöntem benzer sonucu verse de vergisel olarak farklı sonuçlar doğurdu. İlk yöntemde müteahhit arsa alıp karşılığında kat mülkiyeti/irtifakı teslim ettiğinden Maliye bunu bir takas olarak değerlendirip müteaahhitin teslim ettiği konutun 150 metrekareden düşük olması durumunda yüzde 1 oranında, 150 metrekareden yüksek olması durumunda ise yüzde 18 oranında KDV uygulatmakta iken ikinci yöntemde müteaahhidin yaptığı işlemin bir konut teslimi olmadığı, arsa sahiplerinin müteahhitten müteahhitlik hizmeti satın aldığı gerekçesiyle yapılan inşaatın metrekaresine bakmadan yüzde 18 oranında KDV uygulanmaktaydı. Bu nedenle, ikinci yöntemde ilave yüzde 17’lik KDV bir adaletsizliğe neden oluyordu. İşte bu yeni Karar ile bu adaletsiz duruma son verilmiş olacaktır. Yerinde ama gecikmiş bir indirim!
Bu indirimden kimlerin yararlanacağını şu şekilde belirtebiliriz.
1) İndirimden 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapı şerhi konulmuş binalar yararlanacak,
2) riskli yapı için dönüşüm projesi olacak,
3) mevcut inşaat alanının 1.5 katına kadar yeni inşaat alanı olacak,
4) indirimden sadece konutlar yararlanacak,
5) yapılan iş inşaat taahhüt işi olacak.
Görüldüğü üzere, indirimin kapsamı ve sınırları belirlenmiş durumdadır. Projede konut dışındaki ticari alan inşaatı indirim dışındadır. Ayrıca indirimden sadece inşaat taahhüt hizmetleri yararlanacaktır. Bu nedenle müteaahhit tarafından yapılan ve inşaat taahhüt işi dışında kalan işler indirimden yararlanamayacaktır. Maliyenin açıklığa kavuşturması gereken iki konu olduğunu düşünüyorum. İlki, projede konut olarak gözüken ama fiilen işyeri olarak yapılan teslimlerin (veya tersi) durumunun ne olacağıdır. İkinci olarak, projenin mevcut inşaat alanının 1.5 katını aşması durumunda indirimin uygulanıp uygulanmayacağı konusudur. İkinci soru için 1.5 kata kadar yüzde 1’lik oranın uygulatılmasının düzenlemenin amacına uygun ve hakkaniyetli olacağını düşünüyorum. Ayrıca bu KDV indirimi ile müteaahhitlerin sundukları yüzde 1 oranına tabi müteaahitlik hizmetlerine ilişkin olarak yüklenip indiremedikleri yüzde 18 KDV’yi iade almalarının önü açılmış oldu.
Yazımı aynı Resmi Gazete’de yayımlanan 2021-32/59 numaralı Tebliğden bahsederek sonlandıracağım. 2018 yılında yapılan bir düzenleme ile döviz cinsinden ve dövize endeksli sözleşme düzenleme yasağı getirilmiş, sonrasında da döviz cinsinden düzenlemesine izin verilen sözleşmeler belirlenmişti. İşte yayımlanan bu son tebliğ ile “Türkiye’de yerleşik kişilerin Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli konaklama tesislerinde akdedeceği konaklama hizmet sözleşmeleri” de dövizli sözleşme yasağının dışına çıkarılmış oldu. Bu düzenleme sonrasında artık vatandaşlarımızın yapacağı konaklama hizmetleri döviz cinsinden olabilecek. Bu düzenleme ile pandemi nedeniyle turist gelmeyince zor günler geçiren otelleri Türkiye’de yerleşiklerin ödeyeceği dövizlerin kurtaracağı varsayılıyor olsa gerek. Artık otel konaklamaları daha pahalı olacak gibi…
Dünya