Bloomberg Intelligence Analisti Tomasz Noetzel, paylaştığı bir raporda, dolarizasyon, petrol fiyatları ve enflasyonun Türk bankaları ve Türk lirası için en önemli riskler olduğunu belirtti. Noetzel, Türkiye kredi temerrüt risk priminin (CDS) 400 baz puanın üzerine yeniden çıkmasının politika yapımındaki belirsizliklerin bir hatırlatıcısı olduğunu ve hükümetin müdahalesinin ülkeye gelen yatırımlara karşı en büyük tehdit olduğunu söyledi.
Zorunlu karşılık oranlarında yapılan değişikliğin, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın politika kredibilitesi göz önüne alındığında dolarizasyonu tersine çevirmek için yeterli olmayacağını belirten Noetzel, Döviz rezervlerinin minimal kullanımıyla kurun sabitlenebileceğini, TL’deki değer kaybı trendi ve dolarizasyonun tersine çevirilebileceğini vurguladı.
Türk lirasında Mart ayından bu yana yaşanan yüzde 15’lik değer kaybının ve 70 doların üzerine tırmanan petrol fiyatlarının enflasyonu düşürmenin önündeki önemli engeller olduğunu belirten Noetzel, “TCMB’nin çekirdek enflasyona odaklanmasıyla beraber erken bir parasal genişlemeye dair endişeler de artıyor” dedi.
Türk lirasıyla ilgili beklentilerin Türk bankalarının hisse fiyatlarındaki ana belirleyici olacağını belirten Noetzel, Mart ayında TCMB’nin bağımsızlığıyla ilgili endişelerin artmasından sonra Borsa İstanbul Bankacılık Endeksi’nin dolar kuruyla korelasyonunun yükseldiğine dikkat çekti.
Noetzel, Türk bankalarının 2021 ilk yarı sonuçlarına bakıldığında sektörün makroekonomik oynaklıklarla etkili bir şekilde mücadele edebildiğini ve hisse fiyatlarının yıl başında yüzde 30 civarında çakıldıktan sonra birinci çeyrek sonundan itibaren yüzde 15 yükseldiğini dile getirdi.
Yatırımcılar TCMB faiz kararına odaklandı
Türk lirası fiyatlamalarında perşembe günü yapılacak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısına dair beklentiler de etkili oldu. TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası ekonomi toplantısında yaptığı konuşmada Merkez Bankası’nın odağını manşet enflasyondan çekirdek enflasyona çevirdiğini belirtmişti.
Bloomberg anketine katılan ekonomistlerin beklentisi perşembe günü yapılacak toplantıda faizin sabit bırakılacağı yönünde. Beklenenden erken gelecek bir faiz indiriminin ise Türk lirasında kayıpları artırabileceği düşünülüyor.
Deutsche Bank, yayımladığı bir araştırma raporunda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın söylem değişikliğinin yerel varlıklar için negatif olduğunu ve Merkez Bankası’nın çekirdek enflasyon hedeflemesi yapacak bir lükse sahip olmadığını söylemişti.
Deutsche Bank Araştırma CEEMEA Müdürü Christian Wietoska ve Türkiye Ekonomisti Fatih Akçelik, enflasyon seviyesi düşünüldüğünde faiz indirimi için alan kalmadığını ama faiz artırımının da seçenekler arasında bulunmadığını belirtmişti.
Credit Agricole’den ‘cesareti olanlara’ TL tavsiyesi
Credit Agricole, Türk lirasının cazip faiz oranları ve sınırlı oynaklık ile diğer gelişen ülke para birimlerinden ayrıştığını ve “cesareti olanlar” için ilgi çekici carry trade fırsatları sunduğunu belirtti.
Türk lirasındaki yüzde 19 faiz oranının diğer yüksek faiz veren para birimleri Rus rublesi, Hint rupisi ve Meksika pesosuna kıyasla daha avantajlı olduğunu ve Türk lirasının düşük oynaklığından dolayı carry trade/volatilite oranı düşünüldüğünde cazip olduğunu belirtti.
Türk lirasının cesareti olanlar için ilgi çekici carry trade fırsatları sunduğunu belirten Gelişen Piyasalar Araştırma Müdürü Sebastien Barbe, “Buradaki risk ise erkenden gelebilecek büyük bir faiz indirimi” dedi. Barbe, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın dördüncü çeyrekten itibaren kademeli bir faiz indirimine başlamasının temel senaryoları olduğunu söyledi.
Fed’in varlık alımı azaltımının Kasım ayından önce başlamayacağını düşündüklerini belirten analistler, birçok gelişen ülke merkez bankasının Fed’den önce para politikalarını sıkılaştırdıklarını belirtti.