Türkiye ile Çin arasındaki iş yaşamına yön verecek Çin Türk Ticaret Odası’nın kuruluşu için geri sayım başladı. Çin Türk Ticaret Odası hazırlık komitesi başkanlığını yürüten DTİK (Dünya Türk İş Konseyi) Asya Pasifik Başkanı Nejdet Demiryürek, “Kuruluş çalışmaları devam eden Çin Türk Ticaret Odası, önümüzdeki 29 Ekim’de hizmete girecek” dedi.
Bünyesinde oldukları DEİK ile Türkiye ticaretinin ‘diaspora diplomasisini’ üstlendiklerini belirten Demiryürek, Dışişleri Bakanlığı’nın ‘Yeniden Asya’ vizyonuyla paralel hareket ettiklerini hatırlatarak “Eskiden yüzümüz batıya bakıyordu. Pandemiden sonra artık tüm oklar Çin ve etrafındaki Asya’yı gösteriyor” dedi.
Gazeteci Kerem Köfteoğlu’nun CRI Türk Radyosu’ndaki sorularını yanıtlayan Nejat Demiryürek, Çin Türk Ticaret Odası’nın kuruluş komitesinde aralarında bayrak taşıyıcımız THY, İş Bankası, Beko, Aksa, Çimtaş gibi bu ülkede yatırımı olan firmalardan temsilcilerin olduğunu söyledi. İş insanlarımıza ülkeyi iyi bilen danışmanlarla çalışıp, Çin pazarına çok iyi hazırlanmalarını öneren Demiryürek bu konuda şu bilgileri verdi: “Türkiye’nin geleceği ve Türk ekonomisinin güçlenmesi için artık suyu tersine akıtmanın zamanı geldi. Faaliyete geçiş müjdesini 29 Ekim’de vereceğimiz Çin Türk Ticaret Odası’nın kuruluş komitesinde ülkede yatırımı olan, ülkeyi bilen, pazar konusunda deneyimli birbirinden değerli iş insanlarımız var. Onların bilgi ve birikimlerinden hareketle, Çin’i radarlarına alacak girişimcilerimize de her türlü desteği vereceğiz. Ticaret odamızın, Çin’deki büyükelçiliğimiz, konsolosluklar ve ticaret müşavirliklerimiz gibi kamu kuruluşlarından sonra güvenilir ikinci kaynak olacağına inanıyorum.”
Çin pazarına dönük pratik öneriler
Çin’de mücevherat ve değerli taş alanında Anatolia Jewelry markasıyla hizmet veren Anatolia Mücevherat Genel Müdürü Uğur Arzoğulları ise hali hazırda Şanghay’da dört, Harbin ve Shenyang’da da birer olmak üzere toplam altı mağazası bulunduğunu söyledi. Ülkenin kendine özgü yönleri olduğuna dikkat çeken Arzoğulları “Örneğin Çinli tüketicilerin parmakları çok ince. Pazara özel üretim yaptığımızdan, bileklik ve yüzükleri Türkiye’dekilerden en az iki boy küçük olarak tasarlıyoruz” dedi.
‘Çin pazarı’ denilince, Asya-Pasifik bölgesi olarak algılanması gerektiğine vurgu yapan Arzoğulları, tüketici eğilimleri ve Türk girişimcilere önerilerini de şöyle özetledi: “Asya-Pasifik bölgesinde, Türkiye ve Ortadoğu’dan farklı olarak, ayarı yüksek, tasarımı abartılı olmayan sade ürünler rağbet görüyor. Çin’in ihtiyaçları açısından baktığımızda ise, kuru meyve, fındık ve zeytinyağı gibi gıda sektörünün hareketli olduğunu görüyoruz. Son dönemde tüketimi artan süt ve süt ürünleri de gelecek vaat ediyor. Ülke başta gıda olmak üzere birçok alanda Türk girişimcilerimize fırsatlar sunuyor. Yeter ki girişimcilerimiz sabırlı olup bunu görsün. Çin’e mal satmak yerine, buraya gelip imalat yapsınlar. Girişimcilerimize, çok özel ve kaliteli mallar üretip, Çin’in giderek güçlenen iç pazarına yönelmelerini tavsiye ediyorum”.