Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı Başkanı Haluk Sur, Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 10 ilde 30 bine yakın binanın yıkıldığı depremler sonrasında bölgenin yeniden inşasında bölgeye özel finansal enstrümanlar geliştirilebileceğini söyledi. Sur, “Sadece o bölgeye özel gayrimenkul yatırım ortaklığı, gayrimenkul yatırım fonları oluşturulabilir. Bunların hepsi mümkün. Buralara yurt içinden, yurt dışından kaynak da bulunur” dedi. Türkiye’de aslında deprem bölgelerindeki yapılaşmayı kapsayan şartnameler bulunduğunu kaydeden Sur, “Bölgesel bazda depreme karşı birinci, ikinci bölge gibi yönetmelikte karşılığı var. Mesela Konya’da uygulanan tasarımla İstanbul’daki, Kahramanmaraş’taki kriterler farklı. Buna rağmen yeni binaların da yıkıldığını görüyoruz. Artık bugün söylememiz gerekenleri söylemek zorundayız. Herkesin siyasi çekişmeleri, oy kaygılarını bırakıp birlik içinde hareket etmesi gerekiyor” dedi.
“Yapı denetimi müteahhitlik çatısında olmaz”
Yönetmeliklerin kağıt üzerinde kalmaması gerektiğini vurgulayan Haluk Sur, “Müteahhit gidip yapı denetim firmasıyla anlaşıyor. Çıkar çatışması olan yerde bu kasaba koyun teslim etmektir. Müteahhide ‘git kendi yapı denetim firmanı kendin seç’ deniyor. Müteahhitten iş alan o denetim firması nasıl bağımsız denetim yapabilir? Çıkar çatışması burada başlıyor. Nasıl bir kanuni mesuliyetle karşı karşıya olduğunun farkında değil. İnsanlar da ‘yapı denetiminden geçti’ diye güvenip alıyor” diye konuştu. Kaçak yapılaşma konusunda asla ödün verilmemesi gerektiğini vurgulayan Sur’un dikkat çektiği bir nokta da af çıkacak diye kaçak yapılaşmaya izin verilmesi konusu oldu. Sur, bu konuda da şunları söyledi: “Birisi af çıkar diye yönetmeliği yok saymış. Bir diğeri kanunda ne varsa harfiyen uymuş. Aynı bölgenin içinde yıkılmayanlar var. Demek ki isteyince oluyor.”
“Rant değil beka meselesi”
Depremden etkilenen 10 ilde yıkılan 25 bin binanın 30 binden fazla cana mal olması konunun başta İstanbul olmak üzere ne denli acil olduğunu ortaya koydu. Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı Başkanı Haluk Sur da konunun acil olduğuna bir kez daha dikkat çekti. “Deprem milli bir güvenlik melesedir” diyen Haluk Sur, yeniden yapılandırma ve kentsel dönüşümün rant aracı olamayacağını belirtti. “Bu fakirin malını zengine peşkeş çekmek değildir” diye konuşan Sur’a göre, gerekirse devlet res’en ya da kamulaştırma yoluyla riskli binaları dönüşüm kapsamına almalı. Depreme hazırlık için riskli binaları ‘yıkalım’ diyen Haluk Sur, “Daha iyisini, daha sağlamını yapmak için davulla zurnayla yıkalım” dedi.
“Acıda olduğu gibi dönüşümde de kenetlenelim”
Türkiye’nin Kahramanmaraş depremleri sonrasında acıda kenetlendiğini ifade eden Sur, “Depremi milli seferberlik sebebi saymak durumundayız. Bu olmadığı sürece havanda su dövmeye devam ederiz. Devlet, millet, özel sektör, finansçılar hepsi elini taşın altına koymak, kenetlenmek zorunda” dedi. Türkiye’de deprem yönetmeliği, şartnamesi olduğu halde organizasyon, planlı çalışma, master planı bulunmadığını dile getiren Sur, şunları söyledi: “Bir kişinin çıkarı kollanacak diye bireysel menfaatler toplumsal menfaatin önüne alınırsa bu işin yapılma şansı yok. 6306 sayılı kanunun ilk halinde nitelikli çoğunluk üçte bir olayı vardı. Sonra Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapıldı.”
“İstanbul Türkiye’nin kalbi”
Acil dönüşümün her an deprem beklenen İstanbul’dan başlaması gerektiğini söyleyen Haluk Sur, “Yenilenmesi gereken 7 milyon konutun 2 milyonu İstanbul’da. İstanbul’da en az 54 bin bina komple yıkılacak. 54 bin binada 270 bin konut var. Her konutta 4 kişi yaşasa 1 milyona yakın insan eder. Böyle büyük bir riskle karşı karşıyayız. İstanbul, Türkiye GSMH’nın yüzde 25’ini, vergi gelirlerinin yüzde 35-40’ını oluşturuyor. İstanbul’un yiyeceği darbe bizi 40 yıl geri götürür. Türkiye’nin kalbi sökülür” dedi.