İş hayatına adım atan herkesin aklından mutlaka “ne zaman emekli olacağım” sorusu en az bir kere geçer.
Emeklilik, insanların çalışma gücü ve yeteneklerini yitirip, çalışma hayatından ayrılmalarıyla gelir kaynaklarının ortadan kalkması üzerine kazandıkları haktır.
Emeklilik sayesinde, prim ya da kesenek ödeyen işçi, memur ya da bağımsız çalışanların yasayla belirlenmiş bir süre sonunda işten ayrılarak, bir hizmet karşılığı olmaksızın aylık alması sağlanır.
Ömrünün en verimli dönemlerini ülkesine, milletine ve insanlığa hizmet etmekle geçiren emekli vatandaşlarımız için her yıl 28 Haziran – 4 Temmuz tarihleri arası Emekliler Haftası, Mustafa Kemal Atatürk‘ün emekliye ayrıldığı tarih olan 30 Haziran ise Emekliler Günü olarak kutlanıyor.
Peki emekli olmak nasıl ortaya çıktı? İşte tarihçesi…
Emekliliğin tarihçesi
Yaşlılara ve sakatlanarak artık toplum içindeki işlevini yerine getiremeyenlere bakma eğilimi tarih öncesi zamanlarda, hatta neandertal toplumlarda bile vardı.
Anne babaya saygının birçok din tarafından telkin edilmesi, aile içi iş bölümünde yaşlılara daha söz temelli, ve danışma yönü ağır basan görevler düşmesi de çok yaygın olgulardır. “Süt hakkı” gibi kavramlar bir çeşit emeklilik benzeri oluşumdur.
Roma’da başladı
Emekliliğin ilk devlet eliyle kurala bağlanması Augustus döneminde savaşçılara emeklilik şeklinde omuştur. Roma devletinin bu yüzden fazla yükümlülük altına girmesinin sonunda yıkımına sebep olduğu iddia edilir.
Daha sonra kabile üyelerinin bakımı (8.yüzyıl, Irlanda), gazilerin bakımı (1593, İngiltere), kilise rahiplerinin dul kalan eşlerinin emekliliği (1645, Almanya), öğretmenlerin emekliliği (1667, Almanya), Otto von Bismarck tarafından başlatılan devlet garantili, ve her konudaki çalışanları kapsayan yaşlılık ve malüllük sigortası (1889), yaşlılık sigortası (1908, İngiltere) gibi tarihi gelişmeler gelir.