Kültepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu başlattıkları projeyle; 2014 yılından bu yana UNESCO’nun Türkiye’deki Dünya Mirası Alanları Geçici Listesi’ndeki Kayseri-Sivas karayolu üzerinde bulunan Kültepe-Kaniş-Karum Ören Yeri’nde yapılan kazılardan elde edilen verilerde, o dönemki insanların yaşadıkları evin kökenini tespit etmeye çalıştıklarını söyledi.
Kayseri tarihini 4 bin yıl önceye dayandıran belgelerin gün ışığına çıkarıldığı Kültepe-Kaniş-Karum ören Yeri; Anadolu’daki ilk yazılı tabletleri barındırması ve dünyanın ilk organize ticaret merkezi olmasıyla ön plana çıkıyor. Asur çivi yazısı ile yazılan tabletlerde, dönemin siyasi ve hukuki ilişkilerini gösteren mektuplar, senetler, mühürler ve anlaşma metinleri bulunuyor.
Kültepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, başlattıkları projeyle kazılarda bulunan tüccar ve yerli evlerin içerisindeki eşyalardan orada yaşamış olan insanların kökenini tespit etmeyi amaçladıklarını söyledi. Prof. Dr. Kulakoğlu, “Kültepe’deki kazılarda bulunmuş olan tüccar veya yerli evler ve bunların içerisinde bulunan eşyaların, eserlerin anlaşılması için geçen sene bir projeye başlamıştık. 2 hocamız ile birlikte başladığımız bir proje. Projede işin biraz analize dayana bir boyutu var. Hemen sonuç alamız mümkün değil. Bir yıla yakındır bunların analizleri yapılıyor. Bizim buradaki amacımız, burada yaşamış olan insanların kökenini tespit etmek. Yani o evin sahibi kimdi? Bunları başka yöntemle bulamıyoruz. Çünkü bulunan kap kacak ve mimariler aynı. Hepsi Anadolu geleneğine göre yapılmış. Ancak biliyoruz ki orada arşivler var. Orada belgeler var. Muhtemelen o analiz yaptığımız insan yabancı mı değil mi? Anlayabilmek için bu tarz stronsiyum element analiz dediğimiz analiz ile bunların kökenini saptayabiliyoruz. Esasen zaten daha önce bir bu konuda doktora tezi yapılmıştı. Bu onun bir üst aşaması. Onları anlamaya çalışıyoruz ve sanıyorum çok kısa bir zaman içerisinde bu sonuçlar gelecek. Bizim hedefimiz burada ne kadar yabancı insan yaşadığını saptamak ya da yabancılar ile yerliler toplu mu yaşıyordu? Yoksa ayrık mı yaşıyordu? Bunu öğrenmek. Bunu pozitif bilişim aracılığı ile ispatlamaya çalışıyoruz. Tabletlerden bunları anlıyoruz” dedi.
4 bin yıl önce yaşayan insanların akrabalık bağlarını da araştırdıklarını kaydeden Kulakoğlu, “Bir taraftan da bu insanların akrabalık ilişkilerini yan yana oturan insanların arasındaki akrabalık ilişkilerini anlamaya çalışıyoruz. Hatta ikinci kuşağı da içerisine katarak anlamaya çalışıyoruz. Yani farklı iki ırktan evlenen insanların çocuklarının haritasını çıkartmaya çalışıyoruz. Burada sınırlı sayıdaki insanların soy ağaçlarını çıkartmaya çalışıyoruz. Çünkü elimizde malzeme sadece Kültepe’den oluşan bir malzeme ama şöyle bir şey var, Kültepe’de çalışmalarımızı yaptıktan sonra farklı tarihlerde yaşayan topluluklardan da kanıtlar bulsak, o zaman gerçekten Anadolu’nun soyağacı ortaya çıkmış olacak. Onun için belki de bu projeyi biraz daha geliştirerek, farklı kazılardan, farklı kültürlere ait tabakaların bulunduğu kazılardan da örnekler alarak bu soyağacını çıkartmak mümkün olabilir” diye konuştu.