İnşaat malzemeleri sanayisinin uluslararası oyuncuları, Türkiye İMSAD tarafından 9’uncusu düzenlenen ‘Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi’nde bir araya geldi. ‘Rekabetin Şifreleri: Sınırsız Ticaret’ temalı zirvenin öğleden sonraki sohbet oturumunda konuşan TAV Havalimanları Yönetim Kurulu Üyesi ve İcra Kurulu Başkanı Dr. M. Sani Şener, küreselleşmenin sermayeyi, bilgiyi transfer edebilmeyi mümkün kılmasına karşın kültürleri transfer etmeyi sağlamadığını ancak Türk olmanın kültürleri transfer etmeyi mümkün kıldığını söyledi.
İnşaat malzemeleri sektörünün çatı kuruluşu Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD), 2009 yılından bu yana gerçekleştirdiği ‘Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi’nin 9’uncusunu, bu yıl ‘Rekabetin Şifreleri: Sınırsız Ticaret’ temasıyla 5 Kasım Salı günü Swissotel The Bosphorus İstanbul’da düzenledi. İş ve ekonomi dünyasının önde gelen isimlerinin katıldığı zirvede, sektörün her kesiminden 500’ü aşkın katılımcı bir araya geldi.
Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, “Zirvemizin bu yılki teması ‘Rekabetin Şifreleri: Sınırsız Ticaret’ çünkü Türkiye olarak inşaat malzemesi üretiminde dünyanın en büyük 5 ülkesinden biriyiz. Hedefimiz, dış ticarette bizi sınırlayan kendi engellerimizi ortadan kaldırmak ve sektörümüzün büyümesini yeni açılımlarla sağlamaktır” dedi.
Küreselleşme kültür transferini sağlamıyor ama Türk olmak bunu mümkün kılıyor
Zirvenin öğleden sonraki bölümünde ‘Uyvar Önünde Bir Türk’ başlıklı sohbet oturumunda konuşan TAV Havalimanları Yönetim Kurulu Üyesi ve İcra Kurulu Başkanı Dr. M. Sani Şener, küreselleşmenin sermayeyi, bilgiyi transfer edebilmeyi mümkün kılmasına karşın kültürleri transfer etmeyi sağlamadığını kaydetti. Türk olmanın ise kültürleri transfer etmeyi mümkün kıldığını belirten Şener, “Katar’da Japonlar ile birlikte bir proje üstlenmiştik. Projenin müşavirliğini ABD’liler yapıyordu. ABD’liler bağırdığında Japonlar başlarını öne eğip güceniyordu. Türkler Japonlara gidip onları teskin edebiliyordu. ABD’lilere gidip onlarla anlaşabiliyordu. Katarlılarla iki ülke vatandaşlarının da Müslüman olması nedeniyle ilişki kurabiliyorlardı” dedi. Yurtdışında Türk müşavirlik firması olmadığını hatırlatan Şener, müşavirlik firmalarının büyük alımları kendi ülkelerinden yapılmasını zorunlu kıldığını, bu nedenle Türk müşavirlik firmalarının da yurtdışında mutlaka olmaları gerektiğini anlattı.
Her kuşak her şeyi bilmeli
Kuşaklararası farklılıklar olduğuna dikkat çeken Şener, şöyle devam etti: “Önemli olan bunları birbirine eklemleyebilmek. Her kuşağın her şeyi bilmesi gerektiğine inanıyorum. Fiziğin kanunları aynı ama pratikleri değişiyor. Bu pratikleri yakalamamız lazım. Zamanı yakalayan parayı kazanıyor. Yoksa şansınız yok. Türkiye 1990-2000 yılları arasında küreselleşmeye ayak uyduramamıştı. Şirket olarak özelleştirmenin başlayacağını öngörüyorduk. Başlayınca da hemen yakaladık. Biz kültürleri de eklemleyebiliyoruz. Bugün 28 ülkedeyiz. 28 ülkenin kültürüne ayak uydurmak zorundayız. 28 ülkenin de Cumhurbaşkanını, Başbakanını tanıyacaksınız.”
İnşaat malzemelerine yönelik merkezler açık fuar olarak tesis edilmeli
Zirvede TÜSİAD Dış Ticaret Çalışma Grubu Başkanı Asım Barlın, Lojistik Derneği (LODER) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tanyaş, TEB Kurumsal Bankacılık İş Geliştirme Çapraz Satış ve Kamu Bankacılığı Direktörü Arda Akarsu, TOBB Türkiye Çimento ve Çimento Ürünleri Meclisi Başkanı Dr. Tamer Saka, Turner International Türkiye Ülke Direktörü Mehmet Sami Kılıç’ın katılımıyla ‘Sınırsız Ticaret’ başlıklı oturum gerçekleştirildi.
Katma değeri az ürünlerde daha çok koruma duvarı var
Oturumun moderatörü TÜSİAD Dış Ticaret Çalışma Grubu Başkanı Asım Barlın, “İnşaat malzemesi sektörünün en son 2018’de üçüncü sektör konumuna gelip 22 milyar dolar seviyesindeki ihracatı ciddi onur vericidir. Bunun daha artırılması için önerilerimizden biri de ihracat yaptığımız ülkede ihraç ettiğimiz ürünlerle ilgili bilgi sahibi olmaktır. Özellikle ihraç ettiğimiz ürünün gümrük tarifesinden başlayıp o ülkedeki sakıncaları veya o ülkedeki vergi mevzuatı hakkında bilgi sahibi olmamız, bizim ihraç ürünümüzle ilgili ne kadar rekabet içinde olabileceğimiz, neleri kolaylaştırabileceğimiz, ihraç ettiğimiz ülkedeki ilgili kişilere daha da faydalı ve etkili olacaktır. Son zamanlarda uluslar, koruma duvarlarını örmeye başladıklarında katma değeri az ürünlerde daha çok koruma duvarına yönelik mevzuatlar yaratıyorlar. Katma değeri yüksek ürünlerin ihracında ise biraz daha kolaylaştırmaya dönük mevzuatlar düzenliyorlar” dedi.
Lojistiği birlikte planlayan bir ajansa ihtiyacımız var
“Türkiye’de zamanında karayoluna mahkûm bir yapı oluşturulmuş diyen” Lojistik Derneği (LODER) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tanyaş, şunları söyledi: “Taşımanın yüzde 90’ı karayoluyla yapılmaktadır. Hâlbuki; yavaş veya hızlı veya güvenli gidecek malım var. Bir çeşitlilik sunulması ve bu çeşitliliği sağlayacak koridorların sağlanması gerekiyor. Ülke olarak bir an önce bu taşıma koridorlarını sağlamamız lazım. Kombine taşımacılık hatlarını ihracat için mutlaka geliştirmeliyiz. Doğudan batıya ve kuzeyden güneye bu hatları kurmadığımız sürece lojistik maliyetlerini istenen seviyeye getirmemiz mümkün değil. Ayrıca hangi ülkeye gireceksek lojistik sektörünün oraya göre hazırlık yapması lazım. Lojistiği birlikte planlayan bir ajansa ihtiyacımız var. Ulaştırma Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı bir tarafta, bir ajans marifetiyle bu işin toparlanması ve planlanmasında büyük fayda var.”
Afrika’daki projelere uzun dönemli finansman sağlanabilir
Belli şartlar oluşmadığı zaman bazı büyük projelerin desteklenmediğini belirten TEB Kurumsal Bankacılık İş Geliştirme Çapraz Satış ve Kamu Bankacılığı Direktörü Arda Akarsu, “Afrika’daki projelere uzun dönemli finansman sağlanabilir. Bunlar çok potansiyel projeler. Elimizden geldiğince Türk firmalara destek olmaya, sigorta konusunda ise elimizi taşın altına koymaya ve kesinlikle sektöre odaklanmaya çalışıyoruz. Böylece müşteriye daha fazla katkıda bulunuyoruz. Yurtdışında da ortağımızın belli sektörlerde uzmanlıkları var. Tarım, tekstil, madencilik alanında ilgili firmalarla görüşmelerimizi tamamladıktan sonra bilgilerimizi onlarla paylaşıyoruz. Riski paylaşarak ilerliyoruz.” Özellikle Türkiye İMSAD ve Türkiye Müteahhitler Birliği ile iş birliğine çok önem verdiklerini ifade eden Akarsu, hem sektörün özelliklerini daha iyi kavramak hem de yeni müşteriler tanımak istediklerini dile getirdi.
Teknolojik tesislerimiz bizi bir adım öne çıkarıyor
Türk çimento sektörünün rakip ülkelere kıyasla ihracat konusunda avantajlı olduğuna dikkat çeken TOBB Türkiye Çimento ve Çimento Ürünleri Meclisi Başkanı Dr. Tamer Saka, “Sektörümüzde hizmet veren şirketler operasyonel anlamda tecrübe ve bilgi birikimleri ile müşterilerle uzun vadeli ilişkileri sayesinde ihracatta öne çıkıyor. Bunların yanı sıra Avrupa ve ABD ile mukayese ettiğimizde daha yeni ve üst teknolojilerle donatılmış, kendi enerjisini üreten tesislere sahibiz. Tüm bu özellikler bizi bir adım öne çıkarıyor” dedi. İhracatta rekabet için kalite ve marka algısının önemini vurgulayan Saka, “Global piyasalarda katma değerli ürünler seviyesine baktığımız zaman dünya pazarında küçük oyuncularla varız. Bu durum karşı tarafta bizim marka algımızın yukarı çekilmesinde sıkıntı yaratıyor. Küçük olsun benim olsun demek yerine güçlerimizi birleştirmemiz gerekiyor. Değer zincirinin tümüne hakim olmadan fark yaratmamız mümkün değil” diye konuştu.
Mimarlar bir numaralı müşavir
Dış ticarette daha rekabetçi olabilmek için müşavirlik sektörünün önemine değinen Turner International Türkiye Ülke Direktörü Mehmet Sami Kılıç, mimarların bir numaralı müşavir olduğunu belirterek, “Mimarlardan sonra mühendisleri de müşavir olarak tanımlayabiliriz. Global pazarda iş yapan büyük yüklenicilerimiz, müteahhitlerimiz var ancak müşavir şirketimiz yok. Yurt dışında teknik şartnamelere girmek için network büyük önem taşıyor. Bunun yolu da müşavirlik hizmetlerinden geçiyor. Doğru ve kaliteli işlere imza attığımızda farklı ülkelerde, pazarlarda olabiliriz. Dolayısıyla kendi ürünlerimizin de kullanılmasını sağlayabiliriz” dedi.
Artırılmış gerçeklikle modellemeyi fiziksel dünyaya taşıyoruz
Danimarkalı yazılım geliştirme şirketi DALUX’un BIM FM Danışmanı Dennis Nordli Hansen, ‘Herkes İçin Artırılmış Gerçeklik’ başlıklı özel sunumunda; şirket olarak 2 yıl içinde tek ülkeden 9 ülkeye yayılmayı başardıklarını kaydetti. Hiç pazarlama girişimleri olmayan ülkelerden bile yazılımlarının indirildiğini kaydeden Hansen, dünyada BIM lideri olmayı hedeflediklerini ifade etti. Geliştirdikleri yazılım ile BIM modellerinin fiziksel dünyaya entegrasyonunu sağladıklarını söyleyen Hansen, “Artırılmış gerçekliği kullanıcı dostu olarak mobil telefonlara uygulayan ilk firmalardan biri olduk. Yazılımımızı kullananlar herhangi bir şey doğru yerleştirilmediyse müteahhidi görevlendirip, ne yapmaları gerektiğini 3 boyutlu olarak görüyorlar ve düzeltilmesini istiyorlar. BIM modellerini sahaya taşımak isteyen şirketler bizim ürünümüzü kullanıyorlar” diye konuştu.
İnşaat sektöründe dijitalleşmeye ayak uydurmalıyız
Zirvede ‘İnşaat Sektöründe Bilgi Daha İyi Nasıl Yönetilir?’ başlıklı özel sunum yapan coBuilder Kurucusu Lars Christian Fredenlund, Avrupa’nın inşaat sektöründe dijital dönüşümün gerekliliğinin farkına vardığını ve BIM stratejilerine yönelik uygulamaların başladığına dikkat çekti. Fredenlund, şunları söyledi: “Değişim konusunda kolay adım atamıyoruz ancak ne yaparsak yapalım dijitalleşme sürecini yavaşlatıp durdurmamız mümkün olmayacak. Bu yüzden dijitalleşme sürecine hızlıca ayak uydurmalıyız. Bugün BIM dendiği zaman insanların aklına sadece 3 boyutlu teknolojiler geliyor. 3D bunun bir parçası ancak en önemlisi değil. Sektörümüzde en önemli unsur veri. Bilginin daha iyi yönetilmesi için silolama çalışması yapmamız gerekiyor. İnşaat sektörünün temsilcileri olarak bilgi birikimimize sahip çıkmalı, doğru bir şekilde yönetmeli ve bu veriler ışığında hareket etmeliyiz.”