Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait çok sayıda tarihi eseri bünyesinde barındıran Sivas, adeta açık hava müzesini andırıyor. Kent merkezinde yaklaşık 4-5 kilometrelik alanda bulunan Atatürk Kongre Müzesi, Ulu Cami, Çifte Minareli Medrese, Şifahiye Medresesi, Gökmedrese, Buruciye Medresesi, Kale Cami, Eğri Köprü ve Kesik Köprü’nün yanı sıra çok sayıda cami, hamam, han, köprü ve türbe, Sivas’ın tarihi zenginliğini gözler önüne seriyor.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “En büyük eserim” dediği Cumhuriyet’in temellerinin atıldığı kentte 1892 yılında inşa edilen, Sivas Kongresi’nin yapıldığı, önce “Mülki İdadi”, daha sonra “Sultani” olarak hizmet veren bina, dikkati çeken tarihi eserler arasında yer alıyor.
Sultan Alaaddin tarafından vakfedilen, minaresi kendi eksenine göre 25 derece eğik Ulu Cami, Kanuni Sultan Süleyman’ın vezirlerinden Sivaslı Koca Hasan Paşa tarafından yaptırılan Meydan Camisi ve Sivas Valisi Mahmut Paşa tarafından 1580 yılında inşa ettirilen Kale Camisi, kent merkezindeki tarihi dokuya çeşitlilik katıyor.
Kale Camisi’nin yanındaki Çifte Minareli Medrese de dikkati çeken eserler arasında yer alıyor. Çifte Minareli Medrese’nin karşısındaki, Selçuklu Sultanı I. İzzeddin Keykavus tarafından 1217 yılında yaptırılan Şifahiye Medresesi, Anadolu Selçuklu tıp okullarının ve hastanelerinin en eskisi olarak biliniyor. Şifahiye’nin yanındaki Buruciye Medresesi de taç kapıdaki taş işçiliğiyle dikkati çekiyor.
Anadolu Selçuklular döneminde Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından 1271 yılında yaptırılan, taç kapı üzerinde yükselen tuğla örgülü iki minaresindeki mavi çinilerle ön plana çıkan Gökmedrese ile Selçuklu dönemine ait, Kızılırmak üzerindeki Kesik Köprü ve Eğri Köprü de Sivas’ın tarihi zenginliğini gözler önüne seriyor. “Yeni cazibe merkezleri oluşturuyoruz”
Vali Salih Ayhan, AA muhabirine, Sivas’ın turizm potansiyeli ile adeta açık hava müzesini andıran bir kent olduğunu söyledi. Sivas’ın tarihi meydanının dünyadaki en güzel meydanlar arasında yer aldığını dile getiren Ayhan, şehri ziyaret edenlerden bu olumlu tepkiyi aldıklarını belirtti.
Ayhan, Sivas’ın birçok medeniyetin izlerini taşıyan ve başkentlik yapan müstesna bir şehir olduğunu vurgulayarak, kentin coğrafi büyüklüğü, farklı iklimsel özellikleri ve birçok doğal zenginliğe de ev sahipliği yaptığını anlattı.
Sivas’ın yüksek hızlı trenle bulaşmasına az bir zaman kaldığını ve bunun turizm açısından da büyük bir şans olduğunu dile getiren Ayhan, şunları kaydetti “Bu avantajı en üst düzeyde kullanmak için birçok çalışmayı hayata geçiriyoruz, yeni cazibe merkezleri oluşturuyoruz. Hamidiye Kültür Parkı, Altınkale ve geleneksel çadır kültürü, Sıcak Çermik’te sağlık turizmini hızlandırdık. Yıldız Dağı kış evlerini yapıyoruz. Müze Şehri Sivas Projesi kapsamında Sanayi Mektebi Müzesi’ni, Şehir Müzesi’ni, Gök Medrese Vakıf Müzesi’ni, Zanaatkarlar Çarşısı ve Müzesi’ni, Aşık Veysel Ozanlar ve Müzik Kültürü Müzesi’ni, Savaş Atları Müzesi’ni, Tarım Müzesi’ni, Abdülhamit Han Anı Evi’ni, Aşık Ruhsati Anı Evi’ni ve Muhsin Yazıcıoğlu Anı Evi’ni yakın zamanda hizmete alıyoruz.”
İlçelerde de turizmle ilgili sayısız projeleri hayata geçirdiklerini ve geçirmeye devam ettiklerini söyleyen Vali Ayhan, Gürün Gökpınar, Zara Tödürge ve Hafik Gölleri’nde çalışma yürütüldüğünü anlattı. Ayhan, Divriği ilçesinde de Cam Teras ve Seyir Alanları Projesi ile Arasta Projesi’nin hizmete sunulacağını belirtti.
1 MİLYON TURİST HEDEFLENİYOR
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından en çok etkilenen sektörlerin başında turizmin yer aldığını, Sivas’ın da bundan etkilendiğine dikkati çeken Ayhan, sözlerini şöyle tamamladı “Geçtiğimiz yıllarda Sivas’a kayıtlı 600 bin civarında turist geliyordu. Geçen yıl bu sayı 397 bine kadar düştü. Biz Sivas’ta bir hedef koyduk, yıllık en az 1 milyon turist. Yüksek hızlı trenin inşallah 4 Eylül’de görkemli bir törenle açılışını gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Salgın, insanların turizm anlayışında çok bir değişiklik yarattı. Deniz ve çok yıldızlı otel bakışından daha çok butik, doğal ve kültürel turizm şekline döndüğünü de görüyoruz. Salgın sonrası çok büyük bir turizm beklentisi var. İnsanlar 15 aylık bir travma yaşadı, bunu da daha çok doğa turizmi ve sakin şehirlerde atacaklarını düşünüyorum. Karavan turizmi çok ön plana çıkmaya başladı ve ilimizde de bunun altyapısını oluşturuyoruz.
Ülkemizin genel turizm yönetimine, dünyadaki gelişmelere yönelik bizler de konumumuzu alıyoruz. Sivas’ın adının turizm açısından bundan sonra ülke gündeminde çok daha fazla yer alacağını hep birlikte göreceğiz.”