Varank, Koza Altın İşletmeleri Ağrı Mollakara Tesisi Temel Atma Töreni’nde yaptığı konuşmada, Ağrı’nın bulunduğu diyarın Türkiye’nin Asya’ya açılan kapısı olduğunu kaydederek, bunun bilinciyle, ülkenin her köşesini olduğu gibi bu kadim toprakları da üretim ve istihdamın dinamosu olacak projelerle buluşturduklarını söyledi.
Bugün temeli atılan tesisin hem Ağrı hem de ülke ekonomisi için öneminin çok büyük olduğunu dile getiren Varank, tesisin yaklaşık 160 milyon dolarlık yatırımla tamamlanacağını, Ağrı’nın kalkınmasını ve gelişmesini hızlandıracağını, altın üretimi konusunda Türkiye’nin gücüne güç katacağını vurguladı.
Varank, AK Parti iktidarından önce Ağrı’nın diğer bölge illeri gibi yatırımlar bakımından göz ardı edildiğini ve geri plana atıldığını belirterek, son 19 yılda eğitim, ulaştırma, tarım, sağlık ve şehircilik konuları başta olmak üzere birçok alanda yaptıkları yatırımlarla bunu tersine çevirdiklerini anlattı.
Yaklaşık 20 milyar liralık yatırımla şehre modern hastaneler, eğitim kurumları, yollar, sosyal tesisler ve çok sayıda hizmet kazandırdıklarını aktaran Varank, bakanlık olarak Serhat Kalkınma Ajansı ve DAP Bölge Kalkınma İdaresi aracılığıyla kentte kamu, özel sektör ve STK’ların 260’a yakın projesine 120 milyon liradan fazla destek sağladıklarını söyledi.
Varank, bakanlık olarak kentte hayata geçirdikleri hizmetlerden bahsederek, yakın zamanda Van ve Şanlıurfa’da uygulayıp çok başarılı sonuçlar elde ettikleri tekstilkent projelerini Ağrı’da da yaygınlaştıracaklarının altını çizdi.
Bakan Varank, “Bu kapsamda Ağrı’nın Tutak, Eleşkirt, Patnos ve Doğubeyazıt ilçelerine tekstilkentler kazandıracağız. Emek yoğun sektörleri bölgeye çekerek işsizlik sorununu bitirme noktasında önemli adımlar atacağız.” diye konuştu.
Ağrı’nın gelişimi için destek vermeye devam edeceklerini kaydeden Varank, kaynaklarını bu kent için seferber etmeyi sürdüreceklerini anlattı.
– “Türkiye dünyanın sayılı altın üreticileri arasına girdi”
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, “Türkiye’nin madencilik sektöründe kat ettiği mesafeyi gösteren en önemli hususlardan birisi bugün temelini atacağımız tesisin faaliyet alanı olan altın üretimi. Altın, kültürümüzün ve finansal sistemin vazgeçilmez bir parçası. Gerek takı olarak gerekse yatırımlarımızda kullandığımız önemli bir maden. Elbette dünya ekonomisinin de hala en başat aktörü.” açıklamasında bulundu.
Türkiye’nin büyüyen ekonomisinin ihtiyaçlarını karşılamak için madencilik sektörünün gelişimine özel önem verdiklerini dile getiren Varank, bu alanda son dönemde yaptıkları çalışmalardan, projelere verdikleri desteklerden, yatırımcılara sundukları teşviklerden bahsetti.
Varank, sıfır üretim kapasitesiyle devraldıkları altın madenciliğini verdikleri destek ve teşviklerle 6 milyar dolar yatırım hacmine ulaşan, 13 bin kişinin istihdam edildiği devasa bir sektöre dönüştürdüklerini, bugün dünyanın sayılı üreticileri arasında olduklarını söyledi.
Bakan Varank, “2000’lerin başında 1 gram dahi altın üretemeyen Türkiye, geçtiğimiz yıl pandemiye rağmen 18 aktif madende 42 ton altın üretti. Bizden önce Türkiye’nin altın ihtiyacı yüzde 100 ithalatla karşılanıyordu. Şimdi yaptığımız üretimle her yıl cari açığın azaltılmasına 2,4 milyar dolar katkı sağlıyoruz. Tüm bu gayretleri de yeterli görmüyoruz. Sektörü daha ileriye götürecek birçok yeni projeyi hayata geçiriyoruz.” diye konuştu.
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ile birlikte Munzur Üniversitesi bünyesinde 140 milyon lira bütçeli Nadir Toprak Elementleri Uygulama ve Araştırma Merkezi’ni kuracaklarını, bu merkezde, havacılık, elektronik ve otomotiv başta olmak üzere birçok alanda ileri teknolojili ürünlerin üretiminde ihtiyaç duyulan ham maddelerin Ar-Ge ve üretim faaliyetleri yürütüleceğini bildirdi.
– İlk altın dökümü 2022’nin son çeyreğinde
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, Türkiye’nin maden kaynaklarını aramada, keşfetmede ve işletmede Cumhuriyet tarihi boyunca yeterli özen gösterilmediğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“2000’li yılların başına kadar altın üretimi yapılmamış. Peki neden yapılmamış? Altın olmadığı için mi? Elbette hayır. Türkiye, kanıtlanmış altın rezervleri bakımından dünyada 12. sırada; potansiyele baktığımızda ise ilk 5 ülke arasında yer alıyor. Ama dediğim gibi ihmal edilmişlik, vizyonsuzluk hatta beceriksizlik yüzünden altın üretiminde ülkemiz geride bırakılmış.”
Varank, daha 1933 yılında Altın Arama ve İşletme İdaresi kurma vizyonuna sahip Türkiye’nin hedeflerini, kendilerine “Atatürk’ün partisiyiz” diyenlerin değil AK Parti’nin hayata geçirdiğini kaydederek, doğal gaz ve petrol aramalarında olduğu gibi altın madeni konusunda da geçmişin tüm ihmal edilmişliklerini telafi etmek için büyük bir gayret gösterdiklerini anlattı.
Bugün temelini atacakları tesisin de büyüyüp gelişen altın üretimi sektörünün önemli bir mihenk taşı olacağını dile getiren Varank, şu bilgileri verdi:
“Ağrı Mollakara bölgesinde gerçekleştirilen uzun arama faaliyetleri neticesinde, bugün, piyasa değeri 1,2 milyar dolar olan 20 ton altın ve 2,8 milyon dolar değerinde 3,5 ton gümüş rezervi bu bölgede tespit edildi. Ülkemiz, bölgemiz ve dünya açısından önemli bir gelişme. Bulunan rezerv 0,92’lik tenör değeriyle ülkemizdeki benzer madenlere kıyasla çok daha zengin bir içeriğe sahip. Şimdi yaklaşık 160 milyon dolarlık bir yatırımla bu rezervin çevreye duyarlı bir şekilde ekonomiye kazandırılmasını TMSF eliyle sağlayacağız.”
Varank, tesisin, işletme döneminde doğrudan 500, dolaylı olarak ise 2 bin vatandaşa ekmek kapısı olacağını bildirdi.
Tesisteki ilk altın döküm işleminin 2022’nin son çeyreğinde gerçekleşmesini beklediklerini aktaran Varank, ilk altın dökümüne Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılmasını beklediklerini söyledi.
– “Rezerv olarak daha büyük potansiyel söz konusu”
Bakan Varank, hesaplamalara göre ilk etapta 6 yıllık ömrü olan bu madende bir yandan da arama çalışmalarının devam ettiğini belirterek, rezerv olarak daha büyük bir potansiyelin söz konusu olduğunu, bulunacak yeni rezervlerle işletme ömrünün 15-20 yıla ulaşmasını beklediklerini vurguladı.
Madenlerle ekonomik değer sağlarken çevresel hassasiyetleri de en ön planda tuttuklarını kaydeden Varank, şu ifadeleri kullandı:
“Hem bu projede, hem de faaliyette olan bütün madenlerde sürdürülebilirliğin temeli çevreye saygıdan geçiyor. Proje çerçevesinde kurulacak ileri teknolojili sensörler vasıtasıyla, toz, gürültü, patlatma ve havada gaz ölçümleri düzenli olarak yapılacak. Bu tesiste altın üretimi konusunda kullanılacak en modern yöntemler sayesinde hem rezervleri verimli şekilde değerlendirileceğiz hem de çevresel etkileri minimuma indireceğiz. Tesisin ekonomik ömrünü tamamlamasından sonra, arazinin doğaya yeniden kazandırılması için gerekli rehabilitasyon çalışmaları yürütülecek. Emin olun burada yapılacak ileri teknolojili bu tesis, ülkemize katma değer kazandırırken çevre hassasiyetleri bakımından da örnek bir yer olacak.”
Varank, Koza Altın’ın terör odaklarının elinden alınıp TMSF’ye devredilmesinden sonraki başarılı performansını memnuniyetle takip ettiklerini söyledi.