Binlerce yıllık kadim Türk dili zaman içinde pek çok farklı dille etkileşime girmiş, değişmiş ve gelişmiştir. Bu gelişmeler sırasında diğer dillerin edebiyatlarında kullanılan birçok teknikle de tanışmıştır. Bunlardan biri olan aruz ölçüsü, şiirlerin hece yapıları üzerinden ahenk yaratılan bir tekniktir. Fakat Türkçe aruz ölçüsüne pek uygun olmadığı için özellikle yaygın kullanıldığı divan edebiyatı döneminde maalesef dilimize pek çok yabancı sözcük girmesine neden olmuştur.
Aruz ölçüsüne uygun olsun diye dilimize eklenen sözcüklerin büyük bir bölümü zaman içinde Türkçeleşmiştir ancak bazıları aynen kalmıştır. Tüm bunlara rağmen aruz ölçüsü uzun zaman Türk şiirinde kullanılmış hatta yakın zamanda kadar pek çok şair arasında tartışmalara bile neden olmuştur. Gelin aruz ölçüsü nedir, nasıl bulunur, kalıpları, kuralları ve özellikleri nelerdir gibi merak edilen soruları örnekleriyle biraz daha yakından inceleyelim.
Aruz ölçüsü nedir, nasıl bulunur, özellikleri neler?
Aruz ölçüsü nedir?
Aruz vezni olarak da adlandırılan aruz ölçüsü, uzun ve kısa hecelerin özel bir düzende yerleştirilmesi ile şiirde ahenk oluşturma tekniğidir. Arap edebiyatında ortaya çıkan aruz ölçüsü önce İran edebiyatına, 11. yüzyılda da Türk edebiyatına geçmiştir. Arapça bir kelime olan aruzun pek çok farklı sözlük anlamından bazıları şu şekilde;
- Yön
- Yan
- Bölge
- Bulut
- Gökyüzü
- Keçi yolu
- Deli
- Sarhoş
- Deve
- Çadırın orta direği
- Karşılaştırılan
- Ölçü olan şey
Aruz kelimesinin edebiyata geçerken hangi anlamı ile bildiğimiz kavrama dönüştüğü bilinmiyor. Ancak divan edebiyatını ayakta tutan teknik olduğu için çadırın orta direği anlamını ön planda tutmak mümkün. Aruz ölçüsünü bilimsel anlamda tanımlayan ilk kişi ünlü Arap dil bilimcisi İmam Halil bin Ahmed’dir
Aruz ölçüsü yıllar içinde Arap, Türk, Fars, Kürt, Afgan, Pakistan ve az da olsa Hint edebiyatında da kullanılan bir şiir tekniği haline gelmiştir. Bu teknikte uzun yani kapalı heceler – ile, kısa yani açık heceler . ile gösterilir. Bir de med adı verilen bir buçuk heceler vardır, onlar -. olarak gösterilir. Tüm bu birleşimlerden 8 ana kalıp oluşturulmuştur. Bu kalıplardan dördünün bir arada kullanılması tef’il, tef’ile ya da cüz olarak adlandırılır.
- fa’ûlün (fe’ûlün) (._ _)
- fâ’ilün, fâ’ilât (_._)
- mefâ’ilün (._._)
- fâ’ilâtün (_._ _)
- müstef’ilün (_ _._)
- mef’ûlâtü (_ _ _.)
- müfâ’aletün (._.._)
- mütefâ’ilün (.._._)
Aruz ölçüsü hece yapıları ve özellikleri:
- Açık heceler
- Kapalı heceler
Açık heceler:
Sadece tek bir sesli harften oluşan heceler açık heceler olarak adlandırılır. Örneğin uzun kelimesi ._ şeklinde gösterilir ve u hecesi açık hece olarak kabul edilir. Bir sesli, bir sessiz harften oluşan heceler de açık hece olarak adlandırılır. Örneği gülü kelimesi .. olarak gösterilir ve her iki hecesi de açık hece olarak kabul edilir.
Kapalı heceler:
- Bir sesli, bir sessizden oluşan -. olarak gösterilen öptü kelimesindeki ilk hece kapalı hece olarak kabul edilir.
- İki sessiz arasındaki bir sesliden oluşan – – olarak gösterilen gönlüm kelimesindeki her iki hece de kapalı hece olarak kabul edilir.
- Bir sessiz, bir sesli ve sonra tekrar iki sessizden oluşan Türk, genç, kalp gibi bir buçuk heceler de kapalı hece kabul edilir.
- Bir sesli, iki sessizden oluşan aşk ve ilk gibi tek heceler de kapalı hece olarak kabul edilir.
Divan edebiyatı aruz ölçüsü kalıpları ve örnekleri:
- Düz kalıplar
- Karışık kalıplar
- Rubai türündeki ahrem
- Rubai türündeki ahreb
Düz kalıplar:
- Mefâilün / Mefâilün / Mefâilün / Mefâilün ( . – . – ) ×4 ya da (. – – – )
- Müstef’ilün / Müstef’ilün / Müstef’ilün / Müstef’ilün ( – – . – ) ×4
- Müstef’ilâtün / Müstef’ilâtün / Müstef’ilâtün / Müstef’ilâtün ( – – . – – ) ×4
- Feûlün / Feûlün / Feûlün / Feûlün ( . – – ) ×4
- Mefaaletün / Mefaaletün
Örnek;
- Eşin var â / şiyânın var / bahârın var / ki beklerdin Kıyâmetler / koparmak ney / di ey bülbül / nedir derdin
Karışık kalıplar:
- Mefâîlün / Mefâîlün / Feûlün ( . – – -) ( . – – – ) ( . – – )
- Feilâtün (Fâilâtün) / Feilâtün / Feilâtün / Feilün (fa’lün) ( . .- -) (. .- -) (. .- -) ( . . – )
- Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilün ( – . – – ) ( – . – – ) ( – . – – ) ( – . – )
- Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilün ( – . – – ) ( – . – – ) ( – . – )
- Müfteilün / Müfteilün / Fâilün ( – . . -) ( – . . – ) ( – . – )
- Feûlün / Feûlün / Feûlün / Feûl ( . – – ) ( . – – ) ( . – – ) ( . – )
- Mefâilün / Feûlün / Mefâilün / Feûlün ( . – . – ) ( . – – ) ( . – . – ) ( . – – )
- Feilâtün (Fâilâtün) / Mefâilün / Feilün (Fa’lün) ( . . – – ) ( . – . – ) ( . . – )
- Fa’lün / Feûlün / Fa’lün / Feûlün ( . – ) ( . – – ) ( . – ) ( . – – )
- Mef’ûlü / Fâilâtü / Mefâîlü / Fâilün ( – – . ) ( – . – . ) ( . – – . ) ( – . – )
- Mef’ûlü / Mefâîlün / Feûlün ( – – . ) ( . – – – ) ( . – – )
- Mef’ûlü / Mefâîlü / Mefâîlü / Feûlün ( – – . ) ( . – – . ) ( . – – . ) ( . – – )
- Mef’ûlü / Mefâîlün / Mef’ûlü / Feûlün ( – – . ) ( . – – – ) ( – – . ) ( . – – )
- Mef’ûlü / Mefâîlü / Feûlün ( – – . ) ( . – – . ) ( . – – )
- Müfte’ilün / Fâilün / Müfte’ilün / Fâilün ( – . . – ) ( – . – ) ( – . . – ) ( – . – )
- Mefâilün / Feilâtün / Mefâilün / Feilün (Fa’lün) ( . – . – ) ( . .- -) ( . – . – ) ( . . – )
Örnek;
Rubai türündeki ahrem:
Rubai türündeki ahreb:
Aruz ölçüsü nasıl bulunur?
- Mısradaki heceler tek tek uzun ve kısa olarak ayrılır.
- Önceki mısrada bulunan heceler de tek tek uzun ve kısa olarak ayrılır.
- Medli hece olup olmadığı kontrol edilir.
- Uzun ve kısa hecelerin karşılıklı olup olmadığına bakılır.
- . ve – işaretleri dikkatli bir şekilde yerleştirilir.
- Tef’ile sayısı belirlenir.
- Yeni aruz kalıbının uyumlu olmasına dikkat edilir.
Aruz ölçüsü ile şiir yazmak hem şiire hem edebiyata hem de kullanılan dile hakim olmayı gerektiren bir alandır. Yani bu tür ufak kontrollerle sıfırdan aruz ölçüsü ile şiir yazmak pek mümkün değildir. Ancak yine de aruz kalıplarını bularak var olan şiirin nasıl bir yapıda yazıldığını tespit etmek mümkün.
Aruzla yazılan ilk Türk eseri ve aruz ölçüsü kullanan şairler:
Aruz ölçüsü adım adım Türk edebiyatına geçmiştir. İlk olarak 5. ve 11. yüzyıllar arasında Hakaniye Türkçesine, 7. ve 13. yüzyıllarda Anadolu Türkçesine ve 8. ve 14. yüzyıllarda Çağatay ve Azeri Türkçesine girmiştir. Tamamı olmasa da bir kısmı aruzla yazılan ilk Türk eseri Yusuf Has Hacib tarafından kaleme alınan Kutadgu Bilig’dir.
Aruz ölçüsü Türk şairleri arasında yaygınlaşmış ancak Türkçe, bu kalıba uygun olmadığı için sık sık Arapça ve Farsça sözcükler kullanılmıştır. Fuzûlî, Bâkî, Nef’î, Nâbî ve Nedîm gibi şairler divan edebiyatında; Tevfik Fikret, Cenap Şahabeddin, Mehmed Akif Ersoy, Yahya Kemal gibi şairler de yakın dönemde aruz ölçülü şiirler yazmışlardır. 1911 yılında başlayan Millî Edebiyat akımı sonra Ziya Gökalp gibi öncü isimlerle birlikte aruz yerini Türkçenin asıl ölçüsü olan hece ölçüsüne bırakmıştır.
Divan edebiyatı ile birlikte en parlak dönemini yaşayan Arap edebiyatı kökenli aruz ölçüsü nedir, kalıpları ve özellikleri nelerdir gibi merak edilen soruları yanıtlayarak bilmeniz gereken detaylardan bahsettik. Aruz ölçüsü hakkındaki düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.