DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, ülkeye katma değer sağlayan firmaların yaşatılması gerektiğini söyledi. Ateş, “Borçların ödeme imkanları doğrultu-sunda uzun vadeye yayılması hem onların ekonomiye katma değerini artıracaktır hem de istihdamı koruyacaktır ki Türkiye’nin en önemli meselesi büyü-me ve istihdamdır. Şu anda yapılandırmanın olabildiğince sağlıklı yapılabilmesi için bütün bankalar çalışıyor. Faizlerin düşmüş olması da hem firmaların hem bankaların işini kolaylaştırıyor. Ayrıca, yeniden yapılandırma kanununun getirdiği önemli avantajlar da var” dedi.
9. Uluslararası Resort Turizm Kongresi’nde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ateş, Avrupa’daki bankaların öz varlık getirilerinin kriz döneminde yüzde 1’lere düştüğünü ve Türkiye’de banka kârlarında da bu yıl bir miktar azalma görülebileceğini söyledi.
KOBİ candır…
Dünyada büyümenin yavaşladığını ve Türkiye’nin gelecek yıl büyümesinin hızlanmasının beklendiğini ifade eden Ateş, kamu bankalarından sonra en çok kredisini artıran bankanın DenizBank olduğunu söyledi.
KGF meselesini “memleket görevi” olarak gördüklerini ifade eden Ateş, “Orada 3-5 kuruş zararı da göze alsanız günün sonunda KOBİ’yi ayakta tutar-sanız, ticari hayatı ayakta tutarsınız. Biz Nefes 1 ve Nefes 2 kredi programlarında tek özel sektör bankası olmanın gururunu yaşadık. Ticari hayatı ayakta tutarsanız bankaları ayakta tutarsınız. KOBİ’ler candır. Onlara çok iyi bakmamız lazım” dedi.
“Büyümenin yavaşladığı ortamda işsizliğin artması doğal. İşsizliği azaltacak şey de yatırımdır” diyen DenizBank Genel Müdürü Ateş, şöyle konuştu:
İstihdam yaratılmalı
“Kimin yatırım yapacağı noktasında karşımıza özel sektör ve kamu çıkıyor. Reformlara müteakip, doğru, döviz kazandıracak ve istihdam yaratacak sektörlere gitmesi ve onların önünü açması işimize yarar. Özel sektör tarafında her duraksama döneminde ekonomide soğuma oluyor ve yatırım iştahı daralıyor. İnsanların ertelenmiş ihtiyaçları, ekonomik hayata yeni katılan genç nüfus, yani o kadar çok ki; ülkede kendi içinde bir dinamik yaratıyor. Bu günlerde yaşanan bu.”
‘Tasarruf etmeliyiz’
Hakan Ateş, dünya genelinde tedavüldeki tahvil tutarının 55 trilyon dolar ve bunun 12,5 trilyon dolarının negatif faizde olduğunu belirtti. Ateş, “Bunlar uzun dönemli tahviller. Ama bu getirisizlik insanların canına tak etti. Onun için gelişmekte olan pazarlara ciddi bir para akışı var. Türkiye, daha önce bundan 70 milyar doların üzerinde yararlanırken şimdi bu miktar 25-30 milyar dolarlara düştü. Bu para girişlerine ihtiyaç var. Çünkü bizim tasarruf miktarımız henüz büyüme emellerimizi tam olarak karşılamıyor. O nedenle burada da yapılması gereken çok şey var” diye konuştu.
Ocakta sermaye artışı geliyor
DenizBank’ın ocak ayında 400 milyon dolar (2.5 milyar TL) tutarında sermaye artırımı gerçekleştireceğini de bildiren Hakan Ateş, “Türkiye’nin risk primi düştükçe ve kredi notu arttıkça sendikasyon ve yurt dışı borçlanma faizlerinin otomatik olarak düştüğünü söyledi. Ateş, “Önümüzdeki hafta sendikasyonumuzu kapatıyoruz. Güzel bir kapanış olacak. Biz 6 yıl sonra tekrar toptan borçlanma pazarlarından çok güzel bir neticeyle karşınızda olacağız. Bütün işlemlerimiz tamamlandı. Dünyanın dört bir yanından talep oldu. İhtiyacımız kadarını alacağız” dedi.
‘Kurda artış olmaz’
Kur sepetinin, bütün makro göstergelerle birlikte dengelenme süreci sonrasında normale oturduğunu belirten Ateş, “Benim şahsi kanaatim, banka olarak da bütçelerimizi yaptığımız çerçevede enflasyonun tek hanelere yakın olacağını düşünüyoruz.
Kurda artışın dışında aşırı bir beklentimiz olmaması lazım. Sektör (turizm) döviz kazanan bir sektör ama enflasyon ve faiz düşük olsun. Mal ve hizmetleri turizme sevkedeceğimiz ucuz temin edelim. Kurumuz da makul düzeyde olsun, önümüzü görebilelim” diye konuştu.