Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Trans-Hazar Uluslararası Taşıma Güzergahı Birliği Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, dünyada kadim medeniyetlerin önemli ticaret yollarını yapan, işleten ve ticari kazanç sağlayan milletler tarafından kurulduğunu söyledi.
Anadolu’nun batısından başlayıp, doğuya devam eden ve Basra Körfezi’ne kadar uzanan Kral Yolu, Uzak Doğu’dan Avrupa’ya uzanan Baharat Yolu ve Çin’den Avrupa’ya kadar giden İpek Yolu’nun ticaretin sadece belli bir bölgede sınırlı kalmasını önlediğini ifade eden Karaismailoğlu, bu yolların ticaretin farklı kıtalara, hatta dünyaya yayılmasına yardımcı olduğunu bildirdi.
Karaismailoğlu, bugün tarihi İpek Yolu’nun, Demir İpek Yolu ismiyle yeniden canlandırıldığına dikkati çekerek yeni altyapı ve ulaşım yatırımları sayesinde Asya ve Avrupa arasındaki ticaretin geliştirilmesinin, kolaylaştırılmasının, hacminin ise artırılmasının hedeflendiğini dile getirdi.
Üç kıtanın ortasında, Karadeniz ve Akdeniz gibi önemli su havzalarının geçişinde yer alan Türkiye’nin, konumunun avantajını yüz yıllarca muhafaza ettiğini vurgulayan Karaismailoğlu, ” Türkiye, her dönem pek çok önemli ticaret yollarının güzergahında yer almıştır. Ülkemiz bugün 4 saatlik bir uçuşla 67 ülkedeki 1,6 milyar insanın, 38 trilyon dolarlık gayrisafi milli hasıla ve 7 trilyon dolarlık ticaret hacminin yer aldığı coğrafyanın merkezindedir. Bu avantajların verdiği sorumluluklar, omuzlarımızdaki yükü artırıyor, bizi ülkemiz ve dünya için daha çok çalışmaya teşvik ediyor. O nedenle 60’tan fazla ülkeyi, dünya nüfusunun 4,5 milyarını, küresel ekonominin yüzde 30’unu kapsayan Orta Koridor’da küresel lojistik bir süper güç olmak için uzun süredir önemli yatırımlar yapıyoruz.” diye konuştu.
Türkiye’nin potansiyelini artırmasına yardımcı olan Trans-Hazar Uluslararası Taşıma Güzergahı Birliğini çok önemsediklerini vurgulayan Karaismailoğlu, şöyle devam etti:
“Birlik, aldığı kararlar ve uygulamalarıyla Trans-Hazar bölgesindeki ticareti kolaylaştırmakta, mal hareketliliğini ve Orta Koridor’un cazibesini artırmaktadır. Üye ülkeler arasındaki tarife birliğinin sağlanması, güzergahın ilk kilometresinden son kilometresine kadar tek tip nakliye süreçlerinin uygulanması, güzergahtaki transit ve ticari yüklerin yönlendirilerek taşımaların artırılmasıyla birlikte, lojistik ürün çeşitliliğinin sağlanması da son derece önemlidir. Yük trenlerinin sınır geçişlerini kolaylaştırmak için kurulan elektronik entegrasyon sistemi, geçişlere katalizör etkisi yapmaktadır.”
“KOVİD-19 SÜRECİ, DEMİR YOLU TAŞIMACILIĞININ ÖNEMİNİ ORTAYA ÇIKARDI”
Kovid-19 sürecinin demir yolu taşımacılığının önemini bir kez daha ortaya çıkardığını ve küresel ticaretin demir yoluna ilgisinin arttığını belirten Karaismailoğlu, bu dönemde Türkiye’de de demir yolu kullanımının arttığını bildirdi.
Karaismailoğlu, Türkiye’nin Bakü-Tiflis-Kars Demir Yolu Hattı ile Orta Koridor’da etkinliğini artıran bir ülke olduğuna dikkati çekerek bu hattın açılışından nisan sonuna kadar 1 milyon 70 bin tona yakın yük taşındığını aktardı. Bakan Karaismailoğlu, “Bakü-Tiflis-Kars güzergahı için ana hedefimiz, yılda 1500 blok tren işletilmesi ve Çin ile Türkiye arasında 12 günlük seyir süresini 10 güne indirmek.” ifadesini kullandı.
Şubattan bu yana yaşanan Rusya-Ukrayna Savaşı ve bölgedeki gerilimlerin Kuzey Koridoru’nu da sıkıntıya soktuğuna işaret eden Karaismailoğlu, şu değerlendirmede bulundu:
“Orta Koridor mesafe ve süre açısından Kuzey Koridor için güçlü bir alternatiftir. Çin’den Avrupa’ya doğru yola çıkan bir yük treni, Orta Koridor ve Türkiye’yi tercih etmesi halinde 7 bin kilometreyi 12 günde katediyor. Aynı trenin Rusya Kuzey Ticaret Yolu’nu tercih etmesi halinde 10 bin kilometrelik bir mesafe ve en az 15 günlük seyir süresi söz konusu. Aynı tren, Güney Koridor’u tercih ederse gemiyle Süveyş Kanalı üzerinden 20 bin kilometre seyrederek ancak 45 ile 60 günde Avrupa’ya ulaşabiliyor. Bu rakamlar bile Orta Koridor’un küresel ticarette, Asya ve Avrupa arasında ne kadar avantajlı ve güvenli olduğunu gözler önüne seriyor.”
“YEŞİL MUTABAKAT ÇERÇEVESİNDE DEMİR YOLUNA VERİLEN ÖNEM İYİCE GÜÇLENDİ”
Gerek küresel ticaret yollarındaki dönüşümün gerek Türkiye’nin gelecek hedeflerinin gerekse de 2050’de karbon nötr Avrupa hedefleyen Yeşil Mutabakat çerçevesinde demir yoluna verilen önemin iyice güçlendiğini anlatan Karaismailoğlu, Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı çerçevesinde taşımacılıkta demir yolu payının yüzde 5’ten yüzde 22’ye çıkarma hedefinin de verilen değerin en somut göstergesi olduğunu söyledi.
Karaismailoğlu, bölge ülkeleri arasındaki iş birliklerinin artması ve küresel ekonomiye entegrasyonlarının güçlendirmesi açısından barındırdığı fırsatların, bu kararlılığı destekleyen unsurlar olduğuna dikkati çeken Karaismailoğlu, şunları kaydetti:
“Orta Koridor, fırsatlarıyla hiç şüphesiz, bölge ülkelerinin yapacağı koordineli iş birlikleriyle dünya ticaretinin en önemli bağlantılarından biri olacaktır. Asrın projesi Kanal İstanbul ile Karadeniz ve Akdeniz üzerindeki deniz ticaretine nefes aldırarak Orta Koridor’u daha da güçlendireceğiz.”
Demir yollarına ek olarak deniz liman bağlantılarıyla Orta Koridor’a hareketlilik kazandırmaya devam edeceklerini vurgulayan Karaismailoğlu, demir yollarına yapılan yatırımlara ilişkin bilgi verdi.
Karaismailoğlu, tüm ulaşım modları içinde demir yollarının millete, uluslararası ticarete paha biçilemez katkılar sunduğuna işaret ederek, bu ulaşım modundan en etkin biçimde yararlanmak için gereken hassasiyetin gösterildiğini sözlerine ekledi.