Barok mimari, adını Portekizcede “tam yuvarlak olmayan eğri-büğrü inci” anlamında olan “barocco” kelimesinden almıştır. 16. yüzyıl başlarında Katolik kilisesi tarafından Protestanlık akımına olan ilgiyi azaltmak amacıyla ilk olarak İtalya’da ortaya çıkmıştır. İtalya dışında Fransa, İngiltere, Bohemya, İspanya gibi ülkelerde de oldukça etkileyici barok tarzı mimari eserlere rastlamak mümkündür. Bu yazımızda, dünya genelindeki en popüler ve en önemli barok mimari örneklerini ve özelliklerini inceledik. İşte, Avrupa’nın dört bir yanından sizler için seçtiğimiz barok tarzı mimari örnekleri ve barok dönemi mimarisi…
Barok Tarzı Mimari Örnekleri
1. Versailles Sarayı, Paris, Fransa
Fransa tarihine adını “Güneş Kral” olarak yazdıran XIV. Louis’in yaptırdığı, barok mimarinin en güzel örneklerinden biri olan Versailles(Versay) Sarayı, Paris yakınlarında bulunmaktadır. Aynalı salonu, barok bahçeleri, fıskiyeleri ve göz alıcı mimarisi ile kendine hayran bırakan bu görkemli saray, 1837 yılından günümüze kadar halka açık müze olarak hizmet vermektedir. Dönemin güçlü Fransa kralı XIV. Louis, yeni bir cazibe merkezi oluşturarak her anlamda dünyayı adından söz ettirecek bir proje temelinde bu sarayı yaptırmıştır. Dönemin zengin aristokrat ailelerinin de evi olan Versailles sarayı, dünyanın en ünlü barok tarzı mimari örnekleri arasında ilk sırada yer almaktadır.
2. St. Charles Kilisesi (Karlskirche), Viyana, Avusturya
Ağırlıklı olarak Katolik nüfusa sahip olan Barok dönemin Avusturya’sında Habsburg Hanedanlığı oldukça güçlü dönemlerini yaşıyordu. Viyana’nın 17. ve 18. yüzyıllarda sahip olduğu zenginliğin yansımalarını, günümüzde de popülaritesini koruyan birçok barok dönemi mimarisi üzerinde görmekteyiz. Bu eserlerden biri de Avusturyalı mimar Johann Bernhard Fischer von Erlach tarafından tasarlanıp 1737 yılına yapımı tamamlanan St. Charles Kilisesi(Karl Kilisesi) veya Almanca adı ile Karlskirche’dir.
3. Santiago de Compostela Katedrali – Batı Cephesi, A Coruña, İspanya
Barok, Romanesk ve Gotik mimarinin zaman içerisinde bir araya gelmesi ile oluşan bu eşsiz yapının barok stilindeki batı cephesi, 18. yüzyılda ünlü mimar Fernando de Casas Novoa tarafından yapılmıştır. Oldukça başarılı bir barok dönemi mimarisi örneği olan katedral içerisinde, Hristiyan dininde 12 havariden biri olan Aziz James’in gömülü olduğu iddia edilmektedir. İşte bu efsaneden ötürü Santiago de Compostela Katedrali 8. yüzyıldan günümüze kadar en önemli hac noktalarından biri olmuştur. İspanya’nın kuzey batı uç noktasında yer alan bu katedral, tarihi dokusuyla şehri cazibe merkezi haline getirmiştir.
4. San Carlino Kilisesi (San Carlo alle Quattro Fontane), Roma, İtalya
Dönemin en önemli barok mimarlarından Francesco Borromini tarafından 1670 yıllarında yapımı tamamlanan kilise, San Carlino veya Aziz Charles olarak da bilinmektedir. O dönem manastır ile beraber planlanan yapı, mimarın ilk bağımsız eserlerinden biridir. Hatta ilk eserini ortaya çıkarmak için ünlü mimarın her hangi bir bedel almadığı da yazılmaktadır. Ancak maddi zorluklar sebebiyle tasarımın tamamlanması oldukça uzun sürmüştür. Sokakların kesişim yerinde bulanan ve kilise adında geçen dört farklı çeşme, barok tarzındaki yapının ilgi çeken özellikleri arasında yer almaktadır.
5. Aziz Petrus Meydanı, Vatikan
Vatikan denince akla gelen ilk görüntülerden biri mutlaka Aziz Petrus bazilikasının önündeki o büyük meydandır. (St. Peter’s Square / Piazza San Pietro) Dönemin ünlü heykeltıraş ve mimarlarından Lorenzo Bernini tarafından yapılan bu ünlü meydan; üzerinde 140 azizin heykelleriyle süslenmiş büyük kolonları ile adeta kişiyi içine hapsetmektedir. Meydanın tam merkezinde Papa V. Sixtus tarafından 1586 yılında diktirilen 25 metre yüksekliğinde bir Mısır dikilitaşı mevcuttur. Dikilitaşın sağ ve sol tarafına simetrik olarak yerleştirilmiş iki havuz bulunmaktadır. Papalığın merkezi olan Vatikan, her yıl milyonlarca Katolik Hristiyan’ı ve bölgeyi ziyaret eden turistleri barok mimarinin işte bu güzel meydanında ağırlamaktadır.
6. Les Invalides Kompleksi, Paris, Fransa
Fransız barok mimarisinin yapıtaşlarından biri olan Les Invalides komplesi XIV. Louis tarafından dönemin monarşisini savunmak için canlarını verenler anısına Paris’te yapılmıştır. Ünü Fransız mimar Liberal Bruant tarafından 1671-1678 yılları arasında yapımı tamamlanan barok tarzı mimari eser, o dönemlerde gazi olan askerler için misafirhane, huzur evi ve hastane olarak hizmet vermekteydi. Günümüzde içerisinde birçok müze ve anıt barındıran bu yapı Hôtel national des Invalides olarak yine Fransız gazileri için hizmet vermeye devam etmektedir. Ayrıca Napolyon da dahil olmak üzere birçok Fransız ulusal kahramanının mezarına ev sahipliği yapmaktadır.
7. Schönbrunn Sarayı, Viyana, Avusturya
“Güzel çeşme” anlamında gelen Schönbrunn, dönemin Habsburg İmparatorunun yazlık sarayı olarak inşa edilmiştir. Muhteşem mimarisi ve büyük bahçeleri ile günümüzde Avusturya’nın en çok ziyaret edilen turistlik yerlerinden biri olmayı başaran bu saray Avusturya’nın Versay’ı olarak da tanımlanmaktadır. Bu sarayın bir diğer özelliği de İmparator Franz Joseph’in eşi, İmparatoriçe Elisabeth’in en sevdiği yerlerden biri olmasıdır. İşte bu sebepten dolayı iç tasarımına ve peyzajına aşırı özen gösterilerek zenginliğin yansıtılması hedeflenen sarayın bir nevi Versay sarayına rakip olarak inşa edildiği ifade edilmektedir.
8. St. Paul Katedrali, Londra, İngiltere
1962 yılına kadar Londra’nın en yüksek binası olan Aziz Paul katedrali, 1666 yılında büyük Londra yangınında zarar gören kilisenin yerine yaptırılmıştır. İngiliz barok mimarisinin en güzel eserlerinden biri olarak kabul edilen katedral, İngiliz mimar Sir Christopher Wren tarafından yapılmıştır. Aynı mimar büyük yangından zarar gören 50’den fazla kilisenin yapımında da yer almıştır. Günümüzde Londra Piskoposluğunun merkezi olan katedral, Londra’da yabancı turistler tarafından en çok ziyaret edilen yerlerden biridir.
9. Kışlık Saray, Saint Petersburg, Rusya
Ünlü Rus imparator I.Petro nam-ı diğer Deli Petro tarafından kendi yaşam alanı olarak inşa edilen Kışlık Saray (Winter Palace), Romanov hükümdarlığı döneminde de Rus Devrimine kadar resmi konut olarak hizmet vermeye devam etmiştir. İtalyan mimar Domenico Trezzini tarafından tasarlanan saray, daha sonra birçok yenileme geçirmiştir. Bugünkü görünümünün büyük kısmı 1830 yıllarında geçirdiği yangın sebebiyle restore edilmesi sonucu elde edilmiştir. Günümüzde Ermitraj müzesine ev sahipliği yapmakta olan Kışlık Saray, barok mimarinin tüm cazibesini gözler önüne sermektedir.
10. Madrid Kraliyet Sarayı, Madrid, İspanya
Günümüzde devlet törenlerine ev sahipliği yapmakta olan ve bir kısmı da müze olarak kullanılmakta olan Madrid Kraliyet Saray’ında 3.418 oda bulunmaktadır. Saray Avrupa’nın en büyük saraylarından biri olarak sayılabilir. Tarihi çok eskiye dayanmakta olan saray, Kral V. Felipe tarafından 1735 yılında yaptırılmaya başlanmıştır. Yeni saray odalarının iç dekorasyonundan saray mimarisinin ince detaylarına kadar birçok özel detaya sahiptir. Dönemin barok mimarisinin olmazsa olmazı saray bahçeleri de yapının önemli güzellikleri arasında yer almaktadır.
11. Belvedere Sarayı, Viyana, Avusturya
Avusturya İmparatorluğunun gücünü ve zenginliğini gözler önüne seren bir başka barok tarzı mimari örneği, 1668-1745 yıllarında Savoy Prensi Eugen emri ile mimar Johann Lucas von Hildebrandt’a yaptırılan Belvedere Sarayı’dır. Muhteşem bahçeleri ve iki parçadan oluşan bina yapısı ile birçok sanat eserini içinde barındıran saray, günümüzde müze olarak kullanılmaktadır. 2. Dünya Savaşı sonrasında Avusturya’nın özgürlüğüne kavuştuğu anlaşma 1955 yılında bu sarayda imzalanmıştır. Bundan dolayı Belvedere Sarayı, Avusturya tarihinde oldukça önemli bir yere sahiptir.
12. Zacatecas Katedrali, Zacatecas, Meksika
Meksika’nın Zacatecas kentinde tarihi şehrin merkezinde bulunan katedral, Meksika barok mimarisinin en önemli eseridir. 1730-1760 yıllarından inşaatı tamamlanan katedral UNESCO Dünya mirasında yer almaktadır.
13. Juliusz Słowacki Tiyatrosu, Krakow, Polonya
2. Dünya savaşında Varşova kadar zarar görmeyen Krakow şehri, Polonya’nın ikinci büyük şehri olmakla beraber tarihi kültürel başkent olarak adlandırılmakta ve birçok güzel yapıya ev sahipliği yapmaktadır. İşte bunlardan biri de 1893 yılında mimar Jan Zawiejski tarafından 17. yüzyıl barok dönemi mimarisi esas alınarak yapılmış olan Juliusz Słowacki tiyatrosudur. Paris ve Viyana da bulunan ünlü opera binaları örnek alınarak yapılan bu bina tüm göz alıcılığını gözler önüne sermektedir.
14. Frauenkirche Kilisesi, Dresden, Almanya
Dresden, çarpıcı barok dönemi mimarisi ve sahip olduğu kültür mirası ile tam bir sanat ve müzik şehridir. 18. yüzyılda dönemin önemli kiliselerinden biri olarak inşa edilen bu barok tarzı mimari örneği, 2. Dünya savaşında Dresden bombalaması esnasında tamamen yıkılmıştır. 50 yıl boyunca savaş anıtı olarak yıkık vaziyette kalan kilise, Almanya’nın yeniden birleşmesinin ardından yeniden inşa edilmiştir. Günümüzde oldukça sağlam ve güçlü durumdaki kilise, Dresden merkezinde ziyaretçilerini beklemektedir.
15. Kiev Pechersk Manastırı, Kiev, Ukrayna
Barok tarzı mimari yapıların en güzel örneklerini görebileceğiniz şehirlerden biri de Kiev’dir. Kiev Mağara Manastırı (Kiev Pechersk Lavra ) olarak da bilinen bu yapı, Ukrayna barok mimarisini yansıtmaktadır. 17. ve 18. yüzyıllarda ülkeye Kazakların gelişi ile ortaya çıkmaya başlayan barok tarzı mimari örnekleri, daha çok Ortodoks manastırlarında kendini göstermektedir. Avrupa’nın aksinde genellikle daha basit inşa edilen barok yapılar oldukça etkileyici görünmektedir.