Mükelleflerin, sattıkları mal ve hizmetler için tahsil ettikleri KDV’nin, aldıkları mal ve hizmetler için ödedikleri KDV’den fazla olmasıyla oluşan devreden KDV sorununun çözümü için öneri geldi. Yeni Ekonomi Danışmanlık AŞ Kurucu Ortağı Nazmi Karyağdı, tutarı 220 milyar lirayı aşan devreden KDV alacaklarının ödenmemesinin en önemli sebebinin, Maliye’nin oluşan alacağı şüpheyle bakması olduğunu söyledi. Bakanlığın elinde 8 bin 500 civarında vergi müfettişi bulunduğunu ifade eden Nazmi Karyağdı, 2 bin 803 yeminli mali müşavirin (YMM) de sürece dahil edilerek, gerçekten iade hakkı olan mükelleflerin daha fazla zarar görmesini önlenmesi gerektiğini vurguladı.
Özellikle COVID-19 döneminde ekonomide yaşanan durgunluk bir yandan mükellefin vergi yükümlülüklerini yerine getirme zaafına yol açarken, kamudan KDV alacağı olanlar da nakit ihtiyaçları olmasına rağmen, bunların tahsilatını yapamadılar. Yeni Ekonomi Danışmanlık AŞ Kurucu Ortağı, Gelir İdaresi Başkanlığı eski bürokratlarından Nazmi Karyağdı, devreden KDV alacağı sorununun çözüm önerilerini paylaştı.
Türkiye’nin Avrupa’nın aksine devreden KDV’lerin iadesine izin vermediğini belirten Karyağdı, bunun çözümü için 2018 yılında TBMM’ye bir torba yasa sunulduğunu hatırlattı. Yasada devreden KDV’lerin bütçe imkanları göz önünde bulundurularak nakdi veya DİBS olarak ödenmesinin öngörüldüğü hükmün son anda tekliften çıkarıldığını dile getiren Karyağdı, bunun da büyük beklenti içindeki mükellefleri hayal kırıklığına uğrattığını söyledi.
Karyağdı, teklifin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmeleri sırasında Maliye’nin devreden KDV bakiyesinin bir kısmının sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgelerden (İşletmelerin defterlerine kaydettiği naylon faturalardan) kaynaklandığına dikkat çektiğini vurguladı.
“Alacak, hayali işlemlerden de oluşabiliyor”
Burada Maliye’nin haklı kaygılar taşıdığına da değinen Karyağdı, “Zira haksız yere iade yapmak vicdanları yaralayacak, ileride de Sayıştay denetimlerinde bu iadelerin altında imzası olan Vergi Dairesi Müdürleri ve diğer yöneticiler soruşturma hatta zimmet iddiasıyla karşı karşıya kalabileceklerdi” diye konuştu. KDV alacağının gerçek ticari işlemlerden oluşabileceği gibi, hayali işlemlerden de kaynaklanabildiğinin altını çizen Karyağdı, “Bir işletme, zararına mal veya hizmet satılmışsa, ticari işlerden genel anlamda zarar edilmişse, stoklar şişerken mal ve hizmet satışı mümkün olmamışsa, devreden KDV oluşabilir” dedi.
Karyağdı, işletmenin kayıtlı mal alıp, kayıt dışı satması sebebiyle stokların şişmesi veya naylon fatura kullanımıyla da gerçek dışı şekilde devreden KDV oluşabileceğini aktardı.
“Gelir vergisinde beyannamenin yüzde 47.2’si zarar gösteriyor”
“Gelir İdaresi’nin 2013’ten beri yayınlamayı durdurduğu, Beyanname Özetlerine baktığımızda zarar beyan eden mükellef sayısının epeyce yüksek olduğunu görüyoruz” diyerek, “Gelir vergisi mükelleflerinin %47,2’si (toplam beyanın %17,8’i zarar), kurumlar vergisi mükelleflerinin ise %40,6’sı zarar beyan ediyor (Toplam beyanın %31,1’i zarar). Zarar eden mükelleflerde doğal olarak devreden KDV oluşacaktır ” diye konuştu.
“Alacağını tahsil edemeyen devleti finanse ediyor”
Gerçek ve haksız taleplerin ayırt edilebilmesi için sayıları 8 bin 500 civarında olan vergi müfettişleri yanı sıra 2 bin 803 mali müşavirin de sürece dahil edilebileceğini söyleyen Karyağdı, böylece halkın parasının çarçur edilmesine fırsat vermeden de sorunun çözülmüş olacağını anlattı.
Nurettin Özdebir / Ankara Sanayi Odası Başkanı
“Birkaç ahlaksız yüzünden iyi mükellefler cezalandırılmamalı”
Hazine ve Maliye Bakanlığımız ikame para çıkartsa, bu para elektronik olarak şirketlerin banka hesaplarına gönderilse, şirketler de bu sanal ikame parayı borç ödemede, mal ve hizmet alımlarında 3 ay vadeli çek olarak kullansa, bu süreç içinde firmaların düzenlediği bu üç ay vadeli çekler 5 kez el değiştirirse, çarpan etkisiyle devletimiz en az piyasaya sürdüğü ikame para kadar vergi geliri elde edebilecektir. Bu paranın dağıtım kriteri olarak sadece KDV iadesi alacağı olanlar değil, kamuyla iş yapan firmaların alacakları da belirlenebilir. Aslında Hazine ve Maliye Bakanlığı özellikle son 10 yıldır naylon faturayı çok iyi takip ediyor, en ufak bir kaçağı tespit edebiliyor. Devletin asli görevi denetimdir. Bu parayı ödemesi denetime mani değildir. Eğer haksız ödeme varsa, bunu misliyle geri alabilir. Yasak koymak kolaydır, ekonomi bu kadar sıkışıkken, insanlar zordayken, sadece birkaç ahlaksız yüzünden iyi insanlar cezalandırılmaması gerekir.
Emre Kartaloğlu / TÜRMOB Başkanı
“Düzenleme can simidi olur”
Sonraki döneme devreden KDV tutarı ile iktisadi konjonktür arasında yakın bir ilişki var. Özellikle durgunluk dönemlerinde girdi ve çıktıların vergi oranları aynı dahi olsa stoklar arttığı için sonraki döneme devreden KDV tutarında artış meydana geliyor. Özellikle son dönemlerde COVID-19 dolayısıyla piyasada yaşanan durgunluk, işletmelerin sonraki döneme devreden KDV tutarlarında artışa neden oldu. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca bu konuda yapılacak bir düzenleme mükelleflere can simidi olur. Sahte fatura kullanımının önlenmesi için e-Fatura, e-irsaliye, e-bilet, e-SMM gibi uygulamalar yapıldı… 8 binden fazla vergi müfettişi ve ayrıca 2 bin 800 yeminli mali müşavir ile 116 bin SMMM sahte fatura kullanımının önlenmesi konusunda önemli bir işgücünü oluşturuyor. Ayrıca bu konuda Türkiye genelinde yaklaşık 116 bin SMMM’ye kanun düzenlemesi ile iade yetkisi verildi. YMM ve SMMM’ler devreden KDV’nin sağlıklı bir şekilde iadesi konusunda gerekli tüm çalışmaları yapar. Sadece bu konuda yasal düzenleme yapılması gerek.