Suriye’deki iç savaş nedeniyle yüz binlerce insan ülkemize göç etti. 81 vilayete dağılan Suriye vatandaşlarının büyük bir bölümü ise sınırdaki illerde kaldı. Hatay da en çok Suriyeliyi misafir eden illerimizden biri oldu. Konuyla ilgili bir televizyon programında açıklamalar yapan Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş, Suriye’deki savaşın Hatay’a olan etkilerine de değindi.
“BELEDİYE BAŞKANLIĞINA ADAY OLSALAR KAZANIRLAR”
Sınıra yakın olması nedeniyle kentteki Suriyeli sayısının hızlı bir şekilde arttığına dikkat çeken Savaş, “Ben seçimden önce bir çadıra gittim. Suriyeli kadın ve erkek 26 yaşında. 6 yıl önce Hatay’a gelmişler. Her yıl bir çocuk doğurmuşlar. Bu durum normal değil ama savaş psikolojisi her yıl çocuk yapmalarına sebep olmuş. Şu anda Türkiye’de 1 milyon 660 bin Hataylı nüfus var. 500 bin üstünde 600 bine yakın da Suriyeli nüfusu var. Geçtiğimiz zamanlara ilk yıllarda 3’te bir doğumlar vardı ama şu anda yüzde 55 civarında. Böyle giderse şu anda belli ilçelerimizde belediye başkanlığına aday olsalar rahatça kazanırlar.”
“EKONOMİK SORUNLARIMIZ GİTTİKÇE ARTIYOR”
Lütfü Savaş, Suriye’deki savaşın Hatay’ın ekonomisini olumsuz etkilediğini belirterek, “Suriyeliler tabii ki din kardeşlerimizler bakabilir, misafir edebiliriz. Belli şartlarda belli sürelerde bunu yapabiliriz. Yıllar geçtikçe sosyolojik, psikolojik ve ekonomik sorunlarımız gittikçe artmakta. Sadece Suriye bağlantılı günde 250 tır ihracat yapardık. Şu anda bir tane tırımız ihracat yapamıyor. Eğer yapılabilirse 25 günde bir Basra Körfezi’ne kadar deniz yolu ile yüz tane konteyner gönderebiliyorsunuz. Onların da bir kısmı yolda çürüyor. Bunun dışında Suriye kapısının kapanması, Mısır’dan olan bizim kara yollarının anlaşmasının iptali, Suudi Arabistan’ın bize ambargo koyması bütün bunlarla birlikte pandemi bizim ekonomimizi çok etkiledi” yorumunu yaptı.
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş
“SURİYE’DEKİ SAVAŞIN BİR AN ÖNCE BİTMESİNİ İSTİYORUZ”
Savaş, açıklamasına şu ifadelerle devam etti: “Tabi ki onlar bizim komşularımız. Osmanlı Döneminde aynı devletin insanlarıydık. Bizim hepimizin akrabalığı var. Ama şu bir gerçek ki Allah kardeşi kardeş yaratmış cebini de ayrı yaratmış. Kendi geleceğini de ayrı yaratmış. Suriye’deki savaşın bir an önce bitmesini istiyoruz. Savaşın bitmesi için de egemen güç olarak kendini tasvir eden devletleri hem de kendi ülkemizi yöneten hükümetin bu konuda adımlar atmalarını istiyoruz.
“SURİYE’NİN BÜTÜNLÜĞÜ, TÜRKİYE’NİN BÜTÜNLÜĞÜ DEMEK”
Bugüne kadar majör bir problem yaşamadık. Ama kendi aralarında ve bize karşı birçok problemi, gelen misafirler aracılığıyla yaşadık. Sınır ötesinde hemen sınıra yakın yerlerde çadır kentler kuralım. Sağlıklarını, barınmalarını, gıdalarını, giyimlerini ve eğitimlerini her şeyi orada karşılayalım. Suriye’nin bütünlüğü demek Hatay’ın ve Türkiye’nin bütünlüğü demek… Suriye’deki barış ortamı Hatay’da ve Türkiye’de barış ortamı demektir.
“HERKES SURİYE’DEKİ BARIŞA KATKI SAĞLASIN”
Biz ülke olarak da oradaki egemen güçler için de aynı şeyi söylüyorum. Hepimizin Suriye’nin 3’e veya 4’e bölünmesinden yana olmamamız gerektiğini ve Suriye’nin bütünlüğünün sadece kendisi için değil tüm bölge için gerekli olduğunu ifade ettim. Altyapı, eğitimleri, gıdası, giyinmeleri, barınması ve sağlık harcamalarıdır bunlar ile ilgili yapılan yardımlara teşekkür ediyoruz. Benimle konuşan bütün büyükelçilere, temsilcilere ve başkonsoloslara söylediğim lütfen herkes öncelikle barış için adım atsın. Suriye’deki barışa katkı sağlasın. Suriye’deki barışa herkes katkı sağlarsa bu kadar para dökmek zorunda kalmazsınız. Biz de bu kadar meşakkat çekmek zorunda olmayız. Her gelen büyükelçiye ve temsilciye bunları anlatıyorum.”