Gezegenimiz ciddi bir enerji tüketimiyle mücadele ediyor. Küresel anlamda karbon nötr hedefine ulaşmak için ise büyük ölçüde tasarrufun sağlanmasına ihtiyaç var. Peki tasarrufa nerden başlamalıyız? Cevap aslında çok net. “Evlerimizden.” Çünkü aslında bilinenin aksine en fazla enerji, yüzde 33 gibi bir oranla konutlarda tüketiliyor ve bu oranın yüzde 80’ine yakını ısıtma ve soğutma alanında kullanılıyor. Enerji tasarrufu sağlanması noktasında ise dış cephe mantolaması büyük öneme sahip. Çünkü mantolama sayesinde hem enerji tüketimini azaltmak hem de tasarruf sağlamak mümkün. Bu noktada ülke olarak ciddi bir cari açık verildiğine dikkat çeken Baumit Türkiye Genel Müdürü Atalay Özdayı, bunun en önemli nedeninin ise enerji ithalatı olduğunu belirtti.
2021 yılında 50 milyar dolara yakın enerji ithalat faturamız olduğu bilgisini veren Özdayı, “2022’de de bu rakam 100 milyar dolar seviyesine ulaştı. Hepimiz bunu kendi hanelerimizde bile faturalarımıza yansıyan rakamlarla tecrübe ettik. Konuyla ilgili çok güzel adımlar atılıyor. Neredeyse sıfır enerjili binalar konseptine geçiş, aşamalı olarak da olsa, zorunlu hale getirildi. Yani binalarda enerji performansı yönetmeliğine göre, bu yılın başından başlamak üzere, 1 Ocak 2023 ve 1 Ocak 2025 arasında yapı inşaat alanı 5 bin metrekare üzerinde olan tüm binalarda yüzde 5 yenilenebilir enerji kullanma zorunluluğu getirildi” diye konuştu.
Aynı zamanda enerji kimlik belgesinin en az B sınıfı olması gerekliliğinin de uygulamaya alındığını hatırlatan Özdayı şöyle devam etti, “Yani ülke genelinde ısı yatılımı olmayan binalarda en az B enerji sınıfına ulaşılması durumunda, biz her yıl, 10 milyar dolara yakın bir tasarruf yapabiliriz.10 milyar dolar demek her yıl bir tane daha İstanbul Havalimanı yapmak demek. Her yıl 10 tane şehir hastanesi yapmak demek. Her yıl 3 tane Yavuz Sultan Selim Köprüsü yapmak demek.”
Artık zorunluluk haline geldi
“Isı yalıtımı dün belki bir tercihti, daha sonra bir sorumluluk haline geldi, bugün ise artık bir zorunluluk” diyen Atalay Özdayı, “Sadece yalıtım levhalarının kalınlıklarını 2 kat artırdığımızda, çok cüzi bir bütçesel artışla, tüketiciler için enerji tasarrufunu en az iki kat artırmış, ülke için enerji ithalatını azaltarak ekonomiye ciddi katkı sağlamış oluyoruz” dedi. Mantolamanın depreme dayanıklı binaların inşasındaki önemine de özellikle değinen Özdayı, “Isı ve su yalıtımı depreme dayanıklı yapıların performans ömrünü artırıyor. Depreme dayanıklı yapıların inşasının önemi kadar o yapıları nitelikli ve sağlıklı yaşam alanları haline getirmede ısı ve su yalıtımının yanı sıra ses ve yangın yalıtımı da büyük önem taşıyor. Bunların herhangi birinden yoksun bir yapının “nitelikli” olmasından bahsedilemez” diye konuştu.
Küresel iklim değişikliği ve enerji kaynaklarının hızlı tüketiminin, sürdürülebilir bir dünya hayalimizi önemli ölçüde tehdit ettiğini vurgulayan Özdayı şöyle konuştu: “Dünyamız, çevre ve geleceğimiz için karbondioksit emisyonlarını yüzde 50’ye varan oranda azaltabiliriz. Bireysel tüketicilerin ısı yalıtımı uygulamasına teşvik etmek için Haziran 2022’de önemli bir gelişme oldu. Artık hayatımızda bir yalıtım kredisi mevcut. Aylık kredi ödemelerinin ise zaten yapılacak olan tasarruftan geri alınması mümkün.”
Binaların yüzde 80’i hâlâ yalıtımsız
Neredeyse Sıfır Enerji Binalar projesine Baumit olarak sağlayacakları katkıya değinen Baumit Türkiye Genel Müdürü Atalay Özdayı, “Binaların yaklaşık yüzde 80’inin hâlâ yalıtımsız olduğu ülkemizde biz de Baumit olarak tüm çalışmalarımızın odağına yaşam ve çevre faktörlerini koyuyoruz. 2023 yılında mesai arkadaşlarımıza, bayilerimize, iş ortaklarımıza kısaca insana dokunmaya devam etmeyi hedefliyoruz. Yükselen enerji maliyetleri, artan ısıtma-soğutma giderleri ve bunların aile bütçelerine olan negatif etkisinin dış cephe ısı yalıtım uygulamalarıyla nasıl minimize edilebileceğini de anlatmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Torba atığı oluşumunu engelliyoruz
Baumit olarak Ar-Ge çalışmalarına çok büyük önem verdiklerine de vurgu yapan Genel Müdür Atalay Özdayı, 2015 yılında Baumit Ar-Ge departmanının oluşturduğu Viva Araştırma Parkı’nın (Baumit Viva Research Park), Avrupa’nın karşılaştırmalı yapı malzemeleri araştırmaları için faaliyet gösterdiğini belirtti. Özdayı, “Tesis ile ortalama kullanıcı davranışlarıyla türlerine göre yapı malzemelerinin yaşam konforuna etkisini ölçme ve değerlendirme amaçlanıyor” şeklinde konuştu.
Yıllık 300 bin ton üretim kapasitelik tesis
Kökleri 200 yıl öncesine dayanan Schmid Industrie Holding bünyesinde 32 yıl önce kurulan Baumit’in Türkiye’de 2007 yılından beri faaliyet gösterdiği bilgisini veren Baumit Türkiye Genel Müdürü Atalay Özdayı, “Toplamda 14 milyon euroluk yatırımla Gebze’de 2008 yılında açılan üretim tesisimiz, yıllık 300 bin ton üretim kapasitesine ve likit üretim yeteneğine sahip. Bugün Türkiye’nin pek çok ilinde 200’ün üstünde bayimizle hizmet veriyoruz. Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de de ürün çeşitliliğinde pazarın öncüsü ve lider firmalarından biri konumundayız. Sağlıklı yaşam alanları oluşturmak için 9 ana ürün grubunda 250’yi aşan ürünümüzle, geniş bir ürün portföyüne sahibiz. Daha dayanıklı cepheler ve sunduğumuz inovatif çözümlerle enerji ihtiyacını azaltmaya yönelik çalışmalar yapıyoruz” dedi.
Şantiyelere zaman tasarrufu
Baumit olarak değişen iklim değişikliklerine uygun yalıtım teknolojisine değinen Baumit Türkiye Genel Müdürü Atalay Özdayı, “Jel teknolojisi ile yenilenmiş Contact ürünlerimiz ile artık daha kolay, hızlı ve sürdürülebilir çözümler sunuyoruz. Jel teknolojisi ile krema gibi bir kıvam alan yeni nesil mantolama harçlarımız diğer harçlardan farklı olarak elle çok daha kolay ve rahat uygulanabilmesinin yanı sıra sıva makineleriyle de çok kolay ve hızlı bir şekilde uygulama imkanı sağlıyor. Bu sayede şantiyelere büyük oranda zaman kazandırıyor” dedi.