Gallup’un yakın tarihli bir araştırmasına göre ABD işgücünün en az yüzde 50’sini sessiz istifa edenler oluşturuyor. 2021 yılından bu yana gerileyen çalışan bağlılığı oranları bugüne kadar ölçülen en düşük seviyeye ulaştı. Genel olarak en azını yapmak, yapılması gerekenler dışında hiçbir şey yapmamak ve daha az sorumluluk almak olarak ifade edilen sessiz istifa aslında bir vazgeçiş süreci.
Kötü çalışma koşulları, düşük maaş, gerçekçi olmayan beklentiler, aşırı iş yükü, baskı, değersizlik hissi, saygı görememe sessiz istifanın temelinde yatan nedenler. Yaşanan pandemi, olumsuz ekonomik koşullar ve doğal afetlerle birlikte sorgulanan yaşam amaçları da özellikle 2021 yılından bu yana sessiz istifanın daha fazla konuşulmasına neden olan kırılma noktaları olarak ifade edilebilir.
Youthall tarafından gerçekleştirilen Sessiz İstifa Araştırması’na göre Türkiye’de gençlerin yüzde 24’ü şu anda sessiz istifa sürecinde, yüzde 46,7’si ise bu kavrama yatkın.
Çalışan kendisini iş yerine ait hissetmiyor
Araştırmaya göre kendisini iş yerine ait hissedenlerin oranı sadece yüzde 18,5. Araştırmaya katılan çalışanların yüzde 58,1’i çalışma hayatlarında iş-yaşam dengesini kuramadıklarını belirtirken “Bunu başarabiliyorum” diyenlerin oranı yüzde 41,9 oldu.
“Hayatınızın ne kadarı özel yaşam odaklı?” sorusuna verilen yanıtlar, iş dışında yaşama ne kadar az vakit ayrıldığını gösterdi. “Hayatımın yüzde 30’undan azı özel yaşam odaklı.” diyenlerin oranı yüzde 41,1 iken sadece yüzde 30-50 arasında diyenlerin yüzdesi 36,4 oldu.
Ne yapılmalı?
Son 10 yılın neredeyse en düşük seviyesinde olan çalışan bağlılığını artırmak için neler yapabilirsiniz?
İş gücünüzü anlamak için an ketlere ve geri bildirimlere başvurun.
Fazla çalışmayı, stresi ve tükenmişliği azaltacak düzenlemeler gerçekleştirin.
Olumlu kültürü teşvik edin. Pozitif ve kapsayıcı bir ortam oluşturun.
Esnek çalışma sunarak tükenmişlikle proaktif bir şekilde mücadele edin.
Rolleri ve sorumlulukları iyileştirerek daha fazla hesap verebilir ve şeffaf bir ortam yaratın.
Çalışanların birbirlerinin işlerini yapmasını önlemek için iş rollerini ve sorumluluklarını tanımlayın.
Daha fazla kariyer geliştirme fırsatı sunun. Rotasyon imkânları oluşturun.
Etkileşim girişimleri oluşturun. Katılımı artırmak için özel bir strateji uygulayın.
Çalışanlarınıza daha iyi ücret ve yan haklar sunun.
Sessiz istifa oranı yüzde 50’yi aştı çalışma hayatı alarm veriyor
Sessiz istifa kavramının son yıllarda çalışma hayatının bir numaralı gündem maddesi haline geldiğine dikkat çeken Şapka Koçluk Eğitim Danışmanlık şirketinin kurucusu Müge Çevik, “Bazı insanlar iş yerlerinde proaktif olmadan, sadece verilen işi yapma ve onu da geciktirerek yapma eğiliminde. Çalışanların bu şekilde davranmalarının en önemli nedenleri ise yaptıkları işlerde kendilerini işe yarar hissetmemeleri ve işlerde yeterince anlam ve amaç bulamamaları” diyor.
Müge Çevik, iş yerlerinde performans sistemleri düzenlenmedikçe, yönetici rolleri net olarak tanımlanmadıkça ve verimliliğin önemi yeterince kavranmadıkça sessiz istifanın çalışma hayatının gündeminden düşmeyeceğini ifade ederek yapılan araştırmaların günümüzde çalışanların yüzde 50’ye yakınının sessiz istifa ile karşı karşıya olduğunu gösterdiğinin altını çiziyor: Ülkemizde maalesef çalışanların neyi neden yaptığını bilmediğini sadece bazı işleri yapmak için yaptıklarını ifade eden Müge Çevik, “Hal böyle olunca işe 4 elle sarılmak yerine ‘iş bir an önce bitsin ve başımdan’ gitsin mantığı ile yaklaşılıyor.
Hatta bazı çalışanlar ‘elimdeki iş erken bitirirse başka iş verirler’ diye mümkün olan son ana dek işi geciktiriyorlar” ifadesinde bulunuyor.
“Hiyerarşi çok net belli olmalı”
Yapılan araştırmalara göre günümüzde çalışanların yüzde 50’ye yakınının sessiz istifa ile karşı karşıya olduğunu belirten Müge Çevik bu oranın bir verimlilik ve mlli sermaye sorunu olduğuna da işaret ediyor ve “Şirketlerde performans sistemleri düzenlenmedikçe, yönetici rolleri net olarak tanımlanmadıkça ve verimlilik bizim için de çok önemli bir değer olmadıkça sessiz istifanın çalışma hayatının gündeminden düşmeyecek” diyor.