Çamlıca Camisi tamamlanmak üzere. İstanbul’un önemli yapılarından biri olarak gösterilen proje, aynı zamanda İstanbul’un simge silüetleri arasında yerini almış durumda.
Temeli 6 yıl önce atılan, toplam 60 bin kişinin aynı anda ibadet edebileceği bir kompleks olarak tasarlanan Türkiye’nin en büyük camisi Çamlıca Camisi, 15-20 gün içinde tamamlanacak.
Caminin yanı sıra müze, sanat galerisi, kütüphane, konferans salonu, sanat atölyesi ve otoparkın da yer aldığı, inşasında birçok yeniliğin ve farklılığın hayata geçirildiği Çamlıca Camisi‘nin açılışına sayılı günler kaldı.
Çamlıca Camisi’nin her bir bölümünde son rötuşlar yapılmaya devam ediliyor. İçine girildiği andan itibaren, İstanbul’un simgesi haline gelen selatin camilerinin adeta devamı hissini uyandıran Çamlıca Camisi, her bir bölümünde en ince ayrıntısına kadar düşünülen detaylarıyla ilgi çekiyor.
İstanbul Cami ve Eğitim Kültür Hizmetleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı Ergin Külünk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çamlıca Camisi’nin temelinin 6 Ağustos 2013’te atıldığını, bugün ise gelinen noktada caminin tamamlandığını söyledi.
Çamlıca Camisi’nin bir külliye olduğunu dile getiren Külünk, “Camiyi tamamladık demek işimizin bittiği anlamına gelmiyor. Cami, müze, konferans salonu, kütüphane külliyeyi oluşturuyor. Camimizin etrafında yaklaşık 80-90 dönümlük bir alanın peyzaj ve rekreasyon çalışmasını eş zamanlı yaptık. Ayrıca Bulgurlu’dan buraya bizim de istifade edeceğimiz, bir kara yolu tüneli yapıldı. Bütün bunların hepsini eş zamanlı tamamlamak gibi bir proje hedefimiz vardı. Bu proje hedefimizi bu ay içinde ‘bitirdik’ demek üzere büyük bir gayretle çalışıyoruz.” diye konuştu.
Topkapı Sarayı’na bağlı resmi müzesi olacak
Ergin Külünk, Çamlıca Camisi’nde yürütülen çalışmalara ilişkin şu bilgileri verdi:
“Net olarak söylemek gerekirse camimizi tamamladık. Konferans salonumuzu tamamladık, ufak tefek rötuşlarımız var. Sanat galerimiz devam ediyor, birkaç eksiğimiz var. Kütüphanemizde iddialıyız. Sıradan bir kütüphane yapmıyoruz. Dijital bir kütüphane olmasını düşlüyoruz. Çocuklarımızın gerektiği zaman oynayabileceği, kitap karıştırabileceği bir çocuk kütüphanemiz var. Gençlik kütüphane bölümümüz var. Bütün bunların yanında lise ve üniversite talebelerinin gece geç saate kadar ders çalışabileceği sessiz odalarımız var.
Sanat galerimiz, aynı anda 3-4 sanatçımızın eserlerinin sergilenebileceği bir sergi salonu olarak tasarlandı. Camimizin de içinde bulunduğu 100 dönümlük alandaki peyzaj çalışmalarında çiçek ekimi noktasına gelindi. Bütün bunların hepsini 15-20 gün içinde bitirdik deme noktasına geleceğiz müze bölümü hariç. Sayın Cumhurbaşkanımıza projeyi bitirdiğimizi, teftişe hazır olduğumuzu beyan edeceğiz. Ardından kendilerinin belirleyeceği açılış takviminde de projeyi vatandaşların hizmetine almış olacağız.”
Çamlıca Camisi Müzesi’nin Topkapı Sarayı Müzesi’ne bağlı çok özel ve resmi bir müze olacağını ifade eden Külünk, “Çok farklı bir çalışma yaptığımız için müze projesini, bütün bu çalışmalardan biraz soyutladık. Müze içi proje çalışmaları bitmek üzere. Eser seçimleri yapıldı. Eserlerin korunması ve teşhiri için gerekli çalışmalar yürütülüyor. Çok özel ve nadir eserlerin teşhir edildiği, belki dönem dönem değişik eserlerin geçici sürelerle teşhir edildiği çok özel bir müze çalışması oldu. Müzemiz aynı zamanda dijital bir müze olacak.” dedi.
Külünk, Çamlıca Camisi’nin inşaat çalışmalarında harcanan bütçeye ilişkin ise “Çok ekonomik gittiğimizi bu işin ehli olan herkes söylüyor. Çünkü bu proje bir bağış projesi. Türk insanının bireysel ve kurumsal bağışlarıyla yaptığımız bir proje. Türkiye şartlarında yüzde 50, uluslararası şartlarda üçte bir maliyetle projeyi yürütüyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Usta Sinan’dan öykündük ama kopya etmedik”
Klasik cami yapma hedefiyle sadece Türkiye’deki mimarların katılacağı yarışma açtıklarını belirten Külünk, sözlerine şöyle devam etti:
“Yaklaşık 62 eser katıldı. Bir jüri tayin ettik. Jürinin önerdiği eserler arasından bu projeyi yaptık. Biz Selçuklu ve Osmanlı çizgilerini taşımasını istiyorduk. İki hanımefendinin kazandığı bir proje. Ardından bir koordinatör mimarın başkanlığında 10’a yakın mimar arkadaşımız projenin içine girdi. Hala projemizin diğer bölümlerinin detaylarıyla ilgili çalışmalar devam ediyor.
Bu bir klasik cami, Usta Sinan’ın yaptığı eserlerinin devamı olması düşüncesiyle yola çıkılan bir cami. Usta Sinan’dan öykündük ama kopya etmedik. Ustanın cami mimarisine getirdiği en önemli özelliklerden biri ‘altın oranı’ kullanarak çok büyük bir cami yaptık. Şu an Türkiye’deki mevcut camilerin en büyüğü bu proje. Kemerimiz Sinan kemeri, kubbemiz Sinan kubbesi, minaremiz Sinan’dan öykünülmüş mimari tekniklerle yapılmış bir çalışma. Ecdadın yaptığı eserlerin hepsine saygı duyuyoruz.”
Ergin Külünk, kamuoyunda merak edilen caminin isminin ne olacağına ilişkin, “Şu anda Çamlıca Camisi diyoruz. Ama inşallah Cumhurbaşkanımız açılış merasiminde bizim bu merakımızı giderecek.” dedi.
Rakamlarla Çamlıca Camisi
Osmanlı-Selçuklu mimari tarzı ile bugünün çizgilerinin bütünleştiği Çamlıca Camisi, henüz ibadete açılmamasına rağmen kentin yeni sembollerinden biri haline geldi.
Görkemli mimarisiyle İstanbul’un her noktasından rahatlıkla görülebilen Çamlıca Camisi, bu heybetli yapısına yakışır anlamda bazı rakamsal büyüklükleri de ihtiva ediyor.
İmanın şartını temsilen 6 minareli inşa edilen Çamlıca Camisi’nin üç şerefeli 4 minaresi Malazgirt Zaferi’ne ithafen 107,1 metre, iki şerefeli 2 minaresi ise 90 metre yüksekliğinde.
Caminin 72 metre yükseklikteki ana kubbesi İstanbul’da yaşayan 72 milleti, 34 metre çapındaki kubbesi İstanbul’u simgeliyor.
Kubbenin iç yüzeyine, 16 Türk devletine ithafen Allah’ın isimlerinden 16’sı, Haşr Suresi’nin son iki ayetinden istifade edilerek yazıldı.
Ana kubbenin üzerine 3 metre 12 santimetre genişliğinde, 7 metre 77 santimetre yüksekliğinde, 4,5 ton ağırlığında alem yerleştirildi. Nanoteknolojiyle renklendirilen ve 3 parçadan oluşan alem, dünyanın en büyük alemi olma özelliğini taşıyor.
Caminin dışarıdan ana avluya girişinde yer alan ve mermerle kaplanan taç kapı, büyüklüğüyle de göz dolduruyor. Taş kapının avlunun içine bakan kısmında, Kasas Suresi’nin 77. ayeti yer alıyor. Caminin içine girilen kapının üzerine ise Al-i İmran Suresi’nin 132-136. ayetleri işlendi.
Caminin kubbe altındaki dört ayrı bölümde yer alan aslan göğüslerine, paslanmaz çelikten nanoteknolojiyle üretilen hatla Arapça “Ey ihtiyaçları gideren”, “Dualara icabet eden”, “Sesleri duyan”, “Dualarımızı kabul et” sözleri yazıldı. Yine nanoteknoloji ürünü 220 metre boyunda ve yaklaşık 9 bin parçadan oluşan Fetih Suresi’nin tamamı, kubbe altındaki kemerlere monte edildi.
Çamlıca Camisi, halı serili alanında 25 bin, avluda 12 bin 500, dış avluda 22 bin 500 olmak üzere toplam 60 bin kişinin aynı anda ibadet edebileceği bir cami kompleksi olarak tasarlandı. Camide aynı anda 8 cenazenin namazı kılınabilecek.
Çamlıca Camisi ibadet alanının yanı sıra 11 bin metrekarelik müze, 3 bin 500 metrekarelik sanat galerisi, 3 bin metrekarelik kütüphane, bin kişilik konferans salonu, 8 sanat atölyesi, 3 bin 500 araçlık kapalı otoparkı bünyesinde barındırıyor.