Türkiye‘nin son 10 yıldır gayrimenkul sektörü ile büyüdüğünü, bu gelişimin faizlerin dünyada ve ülkede artmasının yanı sıra ekonomideki dalgalamalar nedeniyle de sekteye uğradığını kaydeden EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, “Satışlar durma noktasına geldi. Hatta satış değil, eskiden sattıklarının iadeleri ile mücadele eden bir markalı konut sektörü oluştu. Hal böyle olunca bildiğimiz üretim şeklini devam ettirmek mümkün değil“ dedi.
Değer yaratan projeler geliştirilmeli
Zaman kaybetmeden sektöre farklı bakmak ve ezber bozan yaklaşımlar geliştirmek gerektiğini vurgulayan Yazıcı, “Artık farklı geliştirmelerde neler yapabiliriz, bizde olmayan ama olması gerekenler nelerdir diye şapkamızı önümüzde koyup düşünmeliyiz. Bu açıdan bakıldığında önümüzde önemli fırsatlar olduğunu ve bunların üzerinde çalışılması gerektiğini fark edebiliyoruz. Örneğin yaşlanan dünya nüfusunu Avrupalı bazı ülkeler ne yapacaklar, nasıl oyalayacaklar, nasıl geçindirecekler diye düşünüyorlar. Ülkelerinde emekli maaşları ile zor yaşayan bu kesim neden Türkiye’de kendilerine ait bir projede zamanlarını geçirmesin diye insan düşünüyor. Sağlık fasilitelerinin olduğu, belki termal suyun bulunduğu, güneşin 7-8 ay görüldüğü güzel iklimli bir bölgede bu kesimin beklentilerini kapsayan projeler neden geliştirmeyelim? Gerekirse satmayalım kiralayalım, hayatlarının sonuna kadar kadar kalsınlar. Sağlık hizmetleri organize edelim, eğlenceler düzenleyelim. Kalacakları yerlerde gayrimenkul sektörü, hizmetlerden hizmetler sektörü, tefrişten de yan sanayi faydalansın. Bu gibi fikirleri beyin cimnastiği ile elbirliğiyle geliştirebiliriz“ görüşünü ileri sürdü.
Sağlık turizmi ciddi fırsatlar barındırıyor
Yazıcı, sağlık turizminin giderek daha çok ön plana çıkmaya başladığı Türkiye‘de sürecin daha da olgunlaştırılabileceğini belirterek, “Kozmetik amaçlı ya da kozmetik amaçlı olmayan sağlık hizmetleri sunulabilir. Örneğin diyaliz hastaları gibi özel bakım ve makinaya ihtiyaç duyan hastalara bu hizmetin sağlandığı oteller temin edilebilir, sağlıkları bozulmadan tatil yapabilirler“ dedi.
Kentsel dönüşümde kat değil kar karşılığı inşaat
Kentsel dönüşümde de benzer bir yaklaşımın yakalanması gerektiğinin altını çizen Yazıcı, “Alan karşılığı yapılan projeler artık kat karşılığı oranları düşse de bu durum müteahhitlerin yeterince cesaret ve ilgi göstermesine yaramıyor. O zaman belki de bazı müteahhitler artık gerçekten ‘inşaatçı‘ kimliklerine dönebilir. Örneğin dairenin yeniden yapım bedelini ödeyip kar karşılığı inşaatı yapma modeline geçilebilir. Tabii o zaman bu modelin finans/kredilendirme bacağının kurulması, sigortasının sağlanması ve inşaat izlemesinin de güvenli şekilde yapılması sağlanmalı. Buradan da yepyeni bir sektör doğar“ dedi.
Bu tarz çözümleri çoğaltmak, yeni fikirler geliştirmek ve fark yaratmak için neler yapılması gerektiğini düşünmek vaktinin geldiğini söyleyen Yazıcı, dünya değişirken ezberlerin bozulduğunu, yeni fırsatları yakalamak için farklı düşünmek gerektiğini belirtti.