Miras yolu ile edinilmiş 10.000.000 TL ve üzeri değerli konuta sahip bir malik 100.000 TL değerli konut vergisi ödemek durumunda, bu malikin gelir düzeyine bakılmadan bu vergiyi talep etmek, murise bu konutu satmaktan başka seçenek bırakmayacaktır.
Ama evin değeri değerli konut vergisine de tabi olduğu için kimse bu konutu satın almak istemeyecektir. Uzun vadede değerli konutun talep görmemesi nedeniyle değeri de düşecek, değersiz konut olacaktır.
Kiraya verdiğini düşünsek bile toplam 300.000 TL kira geliri elde edecek bu gelirin 20.000 TL’si emlak vergisi, 75.000 TL kira gelir vergisi, 100.000 TL değerli konut vergisi, hesap edilemeyen giderleri de ilave edersek kira gelirinin yüzde 70’ini gider olarak ödeyecektir. Bunun hiçbir ticari mantıkla açıklaması yoktur.
Bunun yanında tapu kütüğünde “korunması gerekli kültür varlığıdır” kaydı konulmuş olan tarihi eser yapılar ile ilgili herhangi bir hüküm bulunmayıp Boğaziçi sahil şeridi veya öngörünüm bölgesinde ve ticari olarak kullanılanlar hariç olmak üzere 2863 sayılı Kültür ve Tabiat varlıklarını Koruma Kanunu’nun 21. maddesi gereğince değerli konut vergisinden muaf olmalıdır.
Bu sıralar düşen faiz oranlarıyla gayrimenkule olan talebin bir miktar olsun artarken söz konusu verginin getirilmesi yanlış olmuştur. 1942 yılında getirilen ve kısa süre yürürlülükte kalan varlık vergisinin benzeridir. Daha bilinçli, uzun vadeli bireye, ileri teknoloji üretimine ve sanayiye yönelik politikalar geliştirilirse, bu kişilerin ülkeye katma değeri yüksek olacak, her ödemeler dengesi bozulduğunda yeni vergiler getirmeye veya artırmaya gerek kalmayacaktır.
Değerli konut vergisi itiraz dilekçelerine ek olarak verilen SPK Lisanslı değerleme kuruluşlarınca verilen değerler itirazsız kabul edilmelidir. Değerleme kuruluşunun belirlediği değerden işlem yapılmalıdır. Emlak vergilerine bir yenisini getirmek yerine belediyelerin tahsil ettiği emlak vergilerinin düşük olan rayiç değerlerini gerçek değerine getirmek daha adaletli ve yeterli olacaktır. Ama Değerli Konut Vergisi’ndeki amaç hazineye Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü aracılığıyla direk yeni bir kazanç kapısı yaratmak. Bir konut için sadece tahsil eden devlet kurumlarının farklı olduğu aynı amaca yönelik iki tane vergi ödemek çok anlamsız. Hükümetten gelen son açıklamalar ışığında da verginin bir yıl erteleneceği ve adil olmayan kısımlarının revize edileceği haberleri gelmeye başladı.
Konu dışında olsa da enerji kimlik belgesi konusunda da birkaç cümle yazmak istiyorum. Bu konudaki tüm mevzuatı destekliyorum. Yeşilin ve çevrenin korunması için yapılan adımlar ertelenmemeli, mevzuatta yer aldığı gibi 1 Ocak 2020 yılından itibaren enerji kimlik belgesi almayan gayrimenkul sahipleri taşınmazlarını kiralayamayacak ve satamayacaklar. 17 Ağustos 1999 depreminden sonra zorunlu olarak yaptırılan DASK poliçelerinde de aynı zorunlu uygulamaya gidilmiş başarılı olunmuştu.
Aytekin Gurtuğ Kargı / Turyap İstanbul Yeşilköy Temsilcisi