Dünya Konut Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Şua İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Nimetullah Kaya, her an deprem gerçeği ile karşı karşıya olan Türkiye’de riskli binaların yenilenmesi sürecinde kentsel dönüşümün kritik önem taşıdığını vurguladı. Kentsel dönüşüm çalışmalarına acilen hız verilmesi ve toplumun depreme karşı bilinçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Kaya, Türkiye yüzölçümünün yüzde 92’sinin deprem kuşağında bulunduğunu hatırlattı. Sürdürülebilir bir dünya için inşaat sektörüne de önemli görevler düştüğünü belirten Kaya, çevre hassasiyeti taşıyan konutların hem küresel ısınmaya hem de tüketicilerin tasarrufuna ciddi katkıları olduğunu vurguladı.
Her yıl 13 Ekim tarihinde kutlanan Dünya Konut Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Şua İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Nimetullah Kaya, deprem gerçeği ile karşı karşıya olan Türkiye’de riskli binaların yenilenmesi sürecinde kentsel dönüşümün kritik önem taşıdığını ve çalışmalara acilen hız verilmesi gerektiğini ifade etti. Türkiye’nin yüzölçümünün yüzde 92’sinin deprem kuşağında bulunduğunu hatırlatan Kaya, konutların deprem bilinciyle ve insan ihtiyaçlarının iyi analiz edilmesi sonucunda itina ile tasarlanması gerektiğinin altını çizdi. Resmi verilere göre yaklaşık 20 milyonluk yapı stoğunun 7,5 milyonunun riskli durumda olduğunu belirten Kaya, sürdürülebilir bir dünya için inşaat sektörüne önemli görevler düştüğünü vurguladı.
Deprem yönetmeliğine uygun konutlar tercih edilmeli
Kentsel dönüşümün planlı bir şekilde hayata geçirilmesi durumunda depreme karşı dayanıklı ve kaliteli yapıların oluşabileceğini söyleyen Kaya, vatandaşlara da bu konuda önemli bir rol düştüğünü belirtti. Konut alırken binanın deprem yönetmeliğine uygun inşa edilip edilmediğinin sorgulanmasının büyük önem taşıdığını vurgulayan Kaya, “Özellikle büyük şehirlerde yaşanılan çarpık kentleşme ve beraberinde gelen yapısal sorunları planlı kentsel dönüşüm çalışmalarıyla ortadan kaldırmak mümkün. Burada önemli olan hususun yenilenecek yapıları, şehrin mimarisine uygun, her türlü teknik altyapıya sahip ve sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde planlanmak olduğunu unutmamak gerekiyor. Depremlerin oluşturacağı hasarları azaltmanın en etkili yolu ise toplumu depreme karşı bilinçlendirmek. Bu bilinç çerçevesinde güvenilir ve depreme dayanıklı bir ev sahibi olmak isteyenlerin detaylı bir araştırma yapması gerekiyor. Bu noktada gerek kentsel dönüşüm kapsamında binalarını yeniletmek gerekse yeni bir konut satın almak isteyenler, projelerini yönetmeliklere uygun olarak ileri inşaat teknolojisi ve yüksek kaliteli malzemelerle hayata geçiren, sermaye yapısı ve referansları güçlü, köklü inşaat firmalarını tercih etmeleri durumunda büyük avantaj sağlar” diye konuştu.
Binaların çevreye olan etkileri göz ardı edilmemeli
Çevre hassasiyeti yüksek ve insana saygılı yapıların hem giderek etkileri artan küresel ısınma ile mücadeleye hem de insan yaşamına önemli katkıları olduğunu belirten Kaya, “Konut satın alacaklar seçimlerini yaparken çevresel faktörleri de mutlaka göz önünde bulundurmalılar. Binaların çevreye olan etkilerini göz ardı etmemek gerekiyor. Akıllı telefon ya da tabletlerle internet bağlantısı üzerinden kontrolü sağlanabilen ve bu sayede enerjiyi verimli kullanan akıllı ev konsepti kurularak, yağmur sularının arıtılmasıyla elde edilen gri su arıtma sistemi gibi su verimliliğine yönelik uygulamalar tercih edilerek ve güneş enerjisinden yararlanılarak doğaya dost sürdürülebilir bir yaklaşımla dizayn edilen binalar, hem dünyanın sürdürülebilirliğine hem de tüketicilerin daha tasarruflu bir yaşam sürmesine katkı sağlıyor” diyerek sözlerini tamamladı.