Çok sayıda ülkeden bilim insanını bir araya getiren bir araştırmaya göre, tüm dünyanın sadece yüzde 3’lük bir kısmı ekolojik olarak bozulmamış halde kaldı.
Ekolojik olarak bozulmamışlık, sağlıklı bir nüfusa sahip tüm orijinal hayvan türlerinin bulunması ve herhangi bir zarar görmemiş yaşam alanlarının olması diye tarif ediliyor.
İnsan faaliyetlerinden zarar görmeyen bu bozulmamış alanlar, Amazonlar, Kongo’daki tropikal ormanlar, Doğu Sibirya ve Kanada’nın kuzeyindeki ormanlar ile tundralar ve Sahra Çölü’nde bulunuyor.
Çalışmaya göre kedi, tilki, tavşan, keçi ve deve gibi işgalci türlerin, yerli hayvan türlerine büyük etkide bulunduğu Avustralya’da ise ekolojik olarak bozulmamış alan yok.
Büyük ölçüde uydu fotoğraflarıyla yapılan daha önceki analizlerde, Dünya yüzeyinin yüzde 20 ila 40’ının insan faaliyetlerinden çok az etkilendiği tahmin ediliyordu.
Filler ve kurtlar hayati önem taşıyor
Ancak Frontiers in Forests and Global Change adlı bilimsel yayında yer alan araştırmayı gerçekleştiren uzmanlar, ormanlar, savanaların ve tundraların yukarıdan bozulmamış görünebileceğini, ancak yerde yaşamsal önemdeki türlerin kaybolmuş olabileceğini söyledi.
Bu yaşamsal önemdeki türlerden biri tohumları yayan ve ormanların içinde önemli alanlar açan filler ve bir diğeri de geyik nüfusunu kontrol altında tutan kurtlar.
Yeni değerlendirmede, insan faaliyetlerinin yaşam alanlarına verdiği zararı gösteren haritalarla, orijinal yaşam alanlarını kaybeden ve sağlıklı bir ekosistem için çok az sayıda kalan hayvanları gösteren haritalar birleştirildi.
‘Yüzde 20’lere çıkabilir’
Uzmanlar, bazı hasar almış bögelere az sayıda fil ve kurt gibi hayvanların yeniden yerleştirilmesiyle, ekolojik açıdan bozulmamış alanların yüzde 20’lere çıkarılabileceğini belirtti.
İngiltere’nin Cambridge kentindeki Önemli Biyoçeşitlilk Bölgeleri Sekreterliği’nden Dr. Andrew Plumptre araştırmanın baş yazarı. Plumptre, “Bozulmamış yaşam alanı diye kabul ettiğimiz yerlerde türler insanlar tarafından avlandıkları için kayıp ya da işgalci türler veya hastalıklar yüzünden yok olmuşlar. Korkutucu, çünkü Serengeti gibi müstesna yerlerin durumunu gösteriyor” dedi.
Plumptre ayrıca insan etkisinin hala az olduğu yerlere belirli türlerin yeniden salınması ve hayatta kalmalarının önündeki sorunların çözülmesiyle ekolojik olarak bozulmamış yerlerin oranının yüzde 20’ye dek çıkarılabileceğini vurguladı.
Plumptre, ABD’deki Yellowstone Ulusal Parkı’na kurtların yeniden salınmasının, ekosistemi dönüştürmesini örnek olarak gösterdi.