İzmir’de meydana gelen 6.6 şiddetindeki depremin ardından yeni veya eski çok sayıda binada çatlaklar oluştu.
Binaların taşıyıcı ve dolgu malzemeleri ile ilgili teknik bilgiye sahip olmayan çoğu vatandaş bu çatlaklardan dolayı panikliyor. Yeni binalarda oturanlar ise en ufak çatlakta binanın güvenli yapılmadığı fikrine kapılarak müteahhitleri sorumlu tutuyor.
Ancak duvar çatlaklarının binanın depreme dayanıklılığı ile ilgisi yok. Binanın güvenliğini taşıyıcı elemanlar olan kolon ve kirişler sağlıyor. Kolon ve kirişlerde hasar olmadığı sürece bina dimdik ayakta durabiliyor. Bunu İzmir’deki birçok projede imzası bulunan 25 yıllık inşaat mühendisi Aziz Baburhan söylüyor. Yaşanacak olası bir depremde duvar hasarlarının olabileceğini ön gördüklerini belirten Baburhan yeni binaların hiçbirinin taşıyıcı sistemlerinde bir hasar ile karşılaşmadıklarını da ifade etti.
Baburhan, depremde binalarda hasarların nasıl oluştuğunu ve hasarların nasıl önlenebileceğine dair bilgiler paylaştı.
DUVAR ÇATLAKLARI TEHLİKELİ Mİ?
Deprem sonrası oluşan duvar çatlaklarının tehlikeli olup olmadığı sorusuna cevap veren Baburhan, “Duvarlar dolgu elemanı olarak kullandığımız ikincil elemanlar. Biz belirli depremlerde bu duvarların hasar görebileceğini ön görüyorduk. Bizim deprem sonrası ilk önceliğimiz binanın taşıyıcı elemanlarında herhangi bir hasar olup olmadığı olmalı. Duvar çatlakları bizim binamızın depremde ne kadar deplasman yapıp geri geldiği bilgisini verir. Depremden sonra duvar çatlaklarını da ayrıca değerlendireceğiz. Duvar çatlakları neden bazı binalarda az, bazılarında fazla? Malzeme ile ilgili sıkıntı mı vardı, yoksa bu binalar diğer binalara göre daha yumuşak olup daha fazla mı deplasman gösterdi. Bunlar daha sonra değerlendirilecek olan şeyler. Bugün insanların sorduğu soru şu; duvarımda çatlak var, bu çatlaklar tehlikeli midir? Şu an için söyleyeceğimiz; duvar ikincil elemanlardır, depremlerde hasar görme olasılığı yüksektir. Hasar taşıyıcıya geçmediği sürece bu duvar çatlakları çok da önemli şeyler değildir. Hayati bir risk oluşturmaz” dedi.
DUVAR ÇATLAKLARI NASIL OLUŞUYOR?
Duvar çatlaklarının oluşma nedenini de açıklayan Baburhan sözlerini şu şekilde sürdürdü, “Deprem hep kuvvet bazlı anlatılır ancak deprem binamızdan bir deplasman yapmasını talep eder öncelikle. Bu deplasmanı yapabilen, yaptıktan sonra geri dönebilen binalar sağlam olarak kalırlar. Deplasmanı yapamayan binalar ise ağır sonuçlarla karşılaşabiliyor. Betonarme elemanlarla, duvar dolgu elamanları arasında bir rijitlik farkı vardır. Betonarme elamanları içlerindeki çelikten dolayı gittikten sonra elastik bir davranış gösterip çatlamadan geri dönebiliyor. Fakat duvarlarda böyle bir durum söz konusu değil. İçinde bu elastik hareketleri yapacak elemanlardan yoksun olduğu için bunlar da bu enerjiyi içinde çatlaklar oluşturarak sönümleyebiliyor. Olay tamamen 2 malzemenin birbirinden farklı çalışması ile ilgili.”
DUVAR ÇATLAKLARI NASIL ÖNLENEBİLİR?
Duvar çatlaklarının önlenmesi için neler yapılabileceğini aktaran Baburhan şu ifadelere yer verdi, “Deprem yönetmeliğini açtığınızda hasar görebilecek binalar yaptığımızı belirtir. Klasik yöntemle bina yaptığımız sürece bu çatlakları göreceğiz. Zemin iyileştirmesi, temeli olan binalarda biz bu çatlakları göreceğiz. Hasar görecek binalar üretiyoruz çünkü. Bunu önlemenin yolu izolatör, damper gibi deplasmanı önleyici, binanın bütün elemanlarının birlikte çalışmasını sağlayan, depremden biraz daha uzaklaştırılmış binalar yapmak. Bunun en güzel örneği şehir hastaneleri. Şehir hastanelerinde binanın taşıyıcı sistemlerinin hasar görmemesi bizim için bir şey ifade etmiyor. Bodrum depreminde hastanenin taşıyıcıları hiçbir zarar görmedi ama hastane kullanılmaz hale geldi. Asma tavanlar çöktü, duvar hasarları oluştu, makinalar devrildi. Elazığ Şehir Hastanesi’nde deprem izolatörü olduğu için hiçbir hasar görmedi ve eşyalar devrilmedi. Deprem anında da deprem sonrasında da hizmet vermeye devam etti.”
BAYRAKLI’DAKİ YENİ BİNALARDA ÇOK HASAR OLUŞMASININ 2 NEDENİ
Bayraklı’da binaların çok fazla hasar görmesinin bina tasarımı ve malzeme işçiliği ile ilgili olduğunu belirten Baburhan, “Bayraklı’da yaşanan depremin spektrumuna baktığımızda depremin 8-10 katlı binaları seçtiği ortada. Binaların bazıları yıkıldı, bunun hiçbir açıklaması yok. Çok büyük bir deprem olduğu için yıkılmadı. Müteahhitin, mühendisin, denetimin yaptığı bir hatadır bu. İş duvar çatlamalarına geldiğinde 2 unsur öne çıkıyor. Birincisi bina tasarımı, ikincisi duvarda kullanılan malzemelerin işçiliği. Bunların bir kısmı alçı gibi rijit elemanların kullanılması ile ilgili. Kaba sıva yapılmadan alçı sıva yapılan duvarlarda çok hasar oluştu. Kendi içinde düzensizlik olan binalarda da çok çatlaklar var. İç galerisi olan, taşıyıcıların öteleme şartları yönetmeliğin sonuna kadar zorlanan binalarda bu hasarlar çok fazla. Bu yüzden 8-10 katlı binaların bazılarında basit sıva çatlakları oluşurken bazılarında daha büyük çatlaklar ve dökülmeler oluştu” sözlerini kullandı.
YENİ BİNALARIN TAŞIYICILARINDA SIKINTI YOK
Deprem sonrasında birçok projede incelemelerde bulunduğunu belirten Baburhan, “Yeni yapıların hiçbirinin taşıyıcı sistemlerinde bir sıkıntı ile karşılaşmadık. Bu da malzemede sıkıntımızın olmadığını gösteriyor. Yeni yapıların bazılarında ciddi duvar hasarları vardı. Tasarımsal bazı sıkıntılar ve zemini çok iyi tanımamamızdan kaynaklı oluştuğunu düşünüyorum. Genel olarak yeni yapılar depremi ciddi bir hasar almadan atlattı diyebiliriz. Şunu aklımızdan çıkarmamak gerekiyor ki bu beklediğimiz İzmir depremi değildi” dedi.
1978’DE DE DEPREM YÖNETMELİĞİMİZ VARDI
“Piyasadaki en büyük yanılgılardan biri, şu tarihten önce yapılan binaları çöpe atalım diyoruz. Bizim 1978 yılında da bir deprem yönetmeliğimiz vardı. Çok da kötü bir yönetmelik değildi. Gelişen teknoloji ve olanaklarla deprem yönetmeliklerini sürekli iyileştiriyoruz. Her yeni yönetmelik çıktığında, bundan öncekiler kötüydü biz bunları çöpe atalım demek yanlış olur. Doğru tasarlanmış ve doğru malzeme kullanılmış eski binalarda bir hasar görmedik. Şu tarihten önceki binalar kötü, şu tarihten sonrakiler iyi gibi bir genelleme yapmak yanlış.”
ARABA ALIRKEN HERŞEYİ İNCELİYORUZ, EV ALIREKEN BANYO MUTAFAĞA BAKIYORUZ
Vatandaşın ev alırken yeterince araştırma yapmadığına ve daha çok görsel tarafına baktığına dikkat çeken Baburhan son olarak şu ifadeleri kullandı, “Müteahhitler ve mühendisler konut satarken vatandaşa hasar görebilecek konut sattığını söylemiyor. Deprem yönetmeliğine uygun diyoruz ancak deprem yönetmeliği hasar görebileceğini söylüyor. Önemli olan hasarın seviyesi ne? Hangi depremde ne kadar risk altındayız? Hasarda herkesin hata payı var. Vatandaş bir araba alırken 100 markaya bakıyor. Her şeyini tek tek inceliyor. Ancak ev alırken bunu yapmıyoruz. Ev alırken erkekler fiyatına ve otoparkına, kadınlar ise banyo ve mutfağın güzelliğine bakıyor. İnsanlar önümüzdeki 6 ay boyunca zemin iyileştirme, demiri betonu soracak daha sonra tekrar banyoya mutfağa bakmaya devam edecek.”