Ege Denizi açıklarında ilki 03.30’da olmak üzere bir günde 20’den fazla deprem yaşandı. Bölgede bir deprem fırtınası yaşandığına dikkat çeken DAUM Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, tsunami tehlikesini hatırlatarak, Türkiye’nin güneyinde deniz üzerindeki faylarda 7’nin üzerinde bir deprem olduğunda tsunami riskinin arttığını belirtti. Bölgedeki 2 fayın aynı zamanda Afrika ile Anadolu levhasının sınırına karşılık geldiğini anlatan Sözbilir, bu fayların jeolojik anlamda büyüklüğü 8’e kadar varan depremler üretebildiğini söyledi. Sözbilir, Özellikle Heleni dalma batma zonu Avrupa ölçeğinde en büyük faylardan biri. Bindirme fayına bağlı depremler üreten bir fayzondur. İki fayın kesişim yerlerine yakın yerlerde depremler oluyor. Bir çeşit deprem fırtınası yaşanıyor diyebiliriz bu bölgede. Geçmişte 8’e varan depremler olmuş.
Şuanda olan 5 büyüklüğündeki depremler bir tehlike oluşturmuyor. Bu tür Türkiye’nin güneyindeki deniz üzerindeki faylarda 7’nin üzerinde deprem olduğunda Türkiye’nin tsunami yaşama tehlikesi oluyor. Geçmişte bunlar olmuş. Ama 5 büyüklüğündeki depremler bu tür bir tehlikeye yol açmaz dedi. Bölgede 1 günde 20’nin üzerinde 4.5 büyüklüğünde depremler yaşandığını kaydeden Prof. Dr. Sözbilir, depremlerin birbirini tetiklediğini belirterek, Bu fay geçmişte 8’e varan depremler üretmiş. 1600-1800’lü yıllarda yıkıcı depremler üreterek Antalya-Fethiye dolaylarında tsunamiye neden olmuş. Yani geçmişte bir deprem silsilesi yaratmış. Tabi gelecekte de bu tür depremler olabilir ama bunların zamanını önceden söylemek mümkün değil diye konuştu.
100 YIL HATIRLATMASI
Yıkıcı büyüklükteki depremlerin 100 yıllık periyotlarda yenilenme riskinin arttığını belirten Prof. Dr. Hasan Sözbilir, bu faylar üzerindeki büyük ölçekli depremlerin yaklaştığını söyledi. Özellikle son 100 yılda bu bölgede tsunami yaratacak büyüklükte bir depremin yaşanmadığını anlatan Sözbilir, tsunami erken izleme sistemlerinin kurulması gerektiğini dile getirerek şöyle devam etti:
Geçmişte güney batı kıyılarında meydana gelen tsunami can ve mal kaybına neden olmuştu. Bunun için tsunami erken izleme sistemlerinin kurulması gerekiyor. Özellikle batı ve güney kıyılarımızda deprem tehlike analizi anlamında tsunami çalışması yapılmalı. Yani denizdeki herhangi bir fay 7’nin üzerinde deprem ürettiğinde hangi bölgelerde su baskınları yaşanacak, hangi bölgelerde tsunami ve belirli bir dalga boyu su baskınları oluşacak önceden modellenmesi gerekiyor. Bu tür çalışmaların Türkiye ölçeğinde yapılmasında fayda var.
Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, bu depremlerin gelecekte yaşanması beklenen İstanbul depremiyle bir ilgisi olmadığını anlatarak, Bunlar tamamen Heleni dalma batma zonuyla ilgili depremlerdir. İstanbul’dan uzak ama büyük ölçekli düşündüğümüzde Türkiye çevresindeki ana kırıklardan bir tanesi. Yani Heleni dalma batma zonu bir şekilde deprem üretmeye başladığında ve belli bir hareket oluştuğunda bizim Doğu Anadolu ve Kuzey Anadolu fayının buna kırılarak yanıt vermesi gerekiyor. Bu anlamda büyük ölçekli düşünüldüğünde böyle bir tetikleme gerçekleşebilir dedi.