Uluslararası Copernicus İklim Değişikliği Servisi’nin, dünya tarihinin en sıcak ekim ayının yaşandığını açıklaması gözleri Türkiye ve megakent İstanbul’un durumuna çevirdi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) tarafından yayınlanan veriler de durumun vahametini ortaya koyuyor. MGM’nin 2019 Yılı Ekim ayı ortalama sıcaklıklarına ilişkin yayımladığı mukayese tablosunda, Türkiye genelinde ortalama sıcaklık değerleri sadece; Gökçeada, Uzunköprü, Lüleburgaz, İpsala, Çeşme, Antakya, Karabük, Nallıhan ve Birecik çevrelerinde mevsim normalleri civarında gerçekleşti.
Sıcaklık artışı sonucu ortaya çıkan kuraklık tablosundan en çok etkilenen şehirlerin başında ise günlerdir yağmura hasret kalan İstanbul geliyor. İSKİ’nin yayınladığı verilere göre 29 Ekim’de yüzde 42.11 olan İstanbul barajlarındaki doluluk oranları 12 Kasım itibarıyla yüzde 39.54’e geriledi. İSKİ’nin yayımladığı verilere göre, Pabuçdere’deki su seviyesi yüzde 1.40’a, Istrancalar’da yüzde 2.20’ye, Kazandere’de yüzde 0.80’e, Elmalı’da yüzde 6.32’ye ve Alibeyköy Barajı’nda ise yüzde 11.23’e gerilemiş durumda. Uzmanlar vatandaşların su tasarrufuna yönelmeleri uyarısı yaptı.
Devam ederse kriz var
Ortaya çıkan tabloyu Milliyet’e yorumlayan DSİ Eski Daire Başkan Yardımcısı ve Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, Melen Barajı projesinde yaşanan gecikmenin uzaması durumunda İstanbul su temini konusunda sıkıntı yaşayabiliceğine dikkat çekerek, “Melen Barajı’nın devreye alınması 1 yılı geçecek gibi görünüyor. Kurak periyot 2020 sonbaharına kadar devam eder ise İstanbul ciddi bir su krizi yaşar. MGM bu yıl ülke genelindeki yağışlarda yüzde 17 artış olduğunu duyurdu ancak tablonun detayı gözden kaçıyor. Yağış artışı, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu’da gerçekleşiyor. Geçen seneye nazaran yağış artışı, Doğu Anadolu’da yüzde 29, Güneydoğu’da yüzde 98 arttı ancak Marmara Bölgesi’nde yüzde 13 azalma yaşandı ve bu tablodan en çok İstanbul olumsuz etkileniyor” dedi.
Yağışların ülke genelinde dengesiz artış ve düşüş eğiliminde olduğuna dikkat çeken Yıldız konuşmasına şöyle devam etti:
“Suyun çok verimli kullanılması gerekiyor. Ülke genelinde biraz daha baraj yapılması elzem hale geldi. İstanbul, çevresindeki su kaynaklarını sünger gibi emiyor. Melen havzasının yağış miktarı azaldığında büyük kriz yaşayacağız. Melen Bölgesi kuraklık periyoduna girerse tüm Marmara ve Batı Karadeniz olumsuz etkilenir. Bu kez belediyeler arası kriz ve kavgalara, kaosa uzanan bir süreci görebiliriz. Biran önce vatandaşların su kullanım bilincini arttıracak eğitim ve tanıtımlar yapılmalı. Suyu verimli kulanan tesisatlara geçilmeli. Araba yıkama, halı yıkama gibi hoyratlıklara son verilmeli. Bulaşık, çamşır yıkarken suyu çok dikkatli tüketmeliyiz. Sebekelerdeki su kaybı hızla yüzde 10’a düşürülmeli ve arıtılmış atık su kullanım oranını hızla arttırılmalı. İklim değişikliği ve mevcut nüfus artışı devam ederse bir süre sonra Melen Projesi de yetersiz kalır.”
Ekim ayında yurt genelinde sadece yeşil bölgelerde hava sıcaklıkları mevsim normallerinde seyretti.
Kadıköy’de 18.2 derece
MGM’nin 2018 Ekim ayı verileri de bugüne gelen sürece ışık tutuyor. Öyle ki; Marmara Bölgesi’nde uzun yıllar 15.4 derece olarak ölçülen ekim ayı ortalama sıcaklığı, 2018 ekim’de 16.7 derece olarak kayıtlara geçti. Geçtiğimiz yıl ekim ayında bölgedeki en düşük ortalama sıcaklık 14.7 derece ile Bilecik’te, en yüksek ortalama sıcaklık ise 18.2 derece olarak İstanbul Kadıköy’de gerçekleşti. Marmara genelindeki yağış oranı geçtiğimiz yıl ekim ayında yüzde 31.2 azaldı.
Ortalamanın üzerindeyiz
Dr. Öğretim Görevlisi Nilüfer Aykaç ise ortalama sıcaklığı son bir yıl içerisinde 1.2 derece arttığına dikkat çeken isimlerden: “Örneğin 1980- 2010 yılları arası ortalama sıcaklık ile kıyaslanırsa, 2018 yılının ortalama sıcaklık seviyesinin 1.9 derece daha yüksek olduğunu görürüsünüz. Mevsimsel kıyaslamada ise 2018 yılı, ilkbahar döneminde 3, kış döneminde ise 2.8 derece daha sıcak geçti. Oysa yaşamın devam edebilmesi için küresel düzeyde ortalama sıcaklık artışının önümüzdeki 30 yıl içerisinde en fazla 1.5°C artması gerekiyor.”