Koronavirüs dünyada ilk görülmeye başladığı andan itibaren bundan en çok etkilenen sektörlerden biri de turizm oldu. Türkiye’de ilk vakanın tespit edilmesiyle de Türkiye’deki acenteler için tehlike çanları çalmaya başladı.
Türkiye’de son 10 yıldır dünyanın birçok ülkesinden farklı olarak yurt içi turizminde tatilcilere ‘erken rezervasyon’ uygulaması yapılıyor. Tatilini erken satın alanlara yüzde 50’lere varan indirimler yapılıyor. Sistemden bugüne kadar hem acenteler hem de tatilciler memnundu.
Ancak 11 Mart’ta ilk Covid-19 vakasının görülmesi sistemin bir anda çökmesine neden oldu.
2020 yazı için erken rezervasyonda bugüne kadar yaklaşık bir milyon satış gerçekleşmişti. Tatilini aylar öncesinden satın alan müşteriler acentelerden ödediği paranın iade edilmesini istemeye başladı. Herkesin aynı anda iade istemesi nedeniyle acenteler ödeme sıkıntısı yaşamaya başladı. Çünkü bir müşteri tatili satın aldıktan sonra acente kısa sürede uçak, otel ve diğer ödemelerini yapıyor. Kendisi de aradaki komisyonu kâr olarak alıyor.
Tatil planını iptal eden vatandaşlar acentelerden parasını iade etmesini isterken, acenteler daha önce ödeme yaptığı uçak, otel ve diğer ödemelerini geri alamadı. Bu nedenle iade konusunda baş gösteren kriz halen devam ediyor.
“İki tür kıskaç yaşıyoruz”
“Acenteler aslında otelle müşteri arasında bir aracı. Satış yaptığında acentelerin elinde para durmaz. Havayoluna, otele ödeme yapar. Şu anda iki türlü kıskaç var. Satışlar durdu. Nakit girdi yok. Müşteri parasının iadesini istiyor. Bunun için elde nakit olması gerekiyor. Para ya otelde ya da uçak firmasında…”
Pandeminin ortaya çıkması sonrası hükümetin yaptığı ilk düzenlemelerden biri havayolu şirketleri için olmuştu. Buna göre havayolu ‘uçuşlar başladıktan 60 gün sonra iade etme koşulu’na sahip oldu. Bu düzenleme ile, aldığı ön ödemelerin iadesi konusunda öteleme hakkına sahip olan havayolu şirketleri rahat nefes aldı.
Sigortalar ödeme yapmıyor
Küçükyılmaz’ın verdiği bir başka bilgiye göre, normalde müşterilerin mesafeli satış sözleşmesinde ‘iade hakkı’ yok. Ancak mağduriyet yaşanmaması için her satış için ayrı bir sigorta yapılıyor. Böylece herhangi bir sorun olduğunda 72 saat öncesine kadar müşteriler parasını iade alma hakkını garanti altına alıyordu. Ancak sigorta şirketleri pandemiyi ‘mücbir sebep’ saydığı için şu anda herhangi bir ödeme yapmıyor.
Küçükyılmaz, Avrupa’da da benzer bir krizin yaşandığını ancak birçok ülkenin hükümet aracılığıyla bu sorunu çözdüğünü belirtiyor. Krizin nasıl çözüldüğüne dair Küçükyılmaz Almanya örneğini veriyor: “Seyahat acenteleri birliği hükümetle bir anlaşma yaptı. Tatil satın alanlara kupon verildi. Kuponlar 31 Aralık 2021’e kadar geçerli olacak, iade isteyenler de bu tarihten sonra alabilecek. Şirket batarsa da ödemeyi devlet yapacak.” Türkiye’de turizm sektörünün şu anda kalp krizi geçirdiğini ve anında müdahale edilmesi gerektiğini belirten Küçükyılmaz, gecikecek bir önlemin işe yaramayacağının altını çiziyor.
Çözüm sabırlı olmak
Yurt dışı tur satışları yapan seyahat acentesi Gazella Turizm’in Yönetim Kurulu Başkanı Velit Gazel, sektörün müşteriler ve acentelerin el ele vermesiyle batmaktan kurtulabileceğini belirtiyor ve ekliyor: “İki hafta içinde 2,5 milyon TL iade yaptık. Ancak bizden çok daha büyük firmalar var. Yüzlerce milyon liralık iadeler yapmalarının imkânı yok. Şu anda müşteriler haklı olarak paralarının iadesini istiyor. Ancak acenteler ödeme yaptığı için zor durumda.” Seyahat acentelerinin normalde tüm alt yapısının satış üzerine olduğunu hatırlatan Gazel, şu anda iadeye yönelik sistemlerin kurulduğunu, bunun zaman aldığını ve herkesin sabırlı olup birbirine yardımcı olması gerektiğini kaydediyor.
“Sadece ayakta kalmak istiyoruz”
Normalde rekabet halindeki birçok firma pandemi döneminde ortak çözüm arayışına girmiş durumda. Salgının tek getirisinin kendileri için bu olduğunu belirten Jolly Tur Yönetim Kurulu Başkanı Mete Vardar, “Ya hep birlikte kurtulacağız ya da hep birlikte dibi göreceğiz” diyor. Vardar’a göre, turizm sektörü bir bütün ve kurtuluş olacaksa tüm sektörün bundan kurtulması gerekiyor. İçinde bulundukları zor durumla ilgili de şunları söylüyor: “Devletin üzerinde çok yük var anlıyoruz. Türkiye, dünyanın en önemli altı turizm ülkesinden biri. Almanya, İtalya, Yunanistan ne yaptıysa biz de benzer bir çözüm üretelim istiyoruz. ‘Bizi finanse edin’ demiyoruz. Sadece ayakta kalmak istiyoruz.”
Vardar, tüm turizm birliklerinin ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yanlarında olduğunu ancak sebebini bilmedikleri bir şekilde tedbir konusunda bir takım adımların atılması konusunda işlerin ağır gittiğini belirtiyor.
TÜRSAB: Maddi yardım değil, yasal düzenleme bekliyoruz
Koronavirüs salgınının tam da sezonunun başında patlak verdiğini, turizmi çok kötü etkilediğini kaydeden Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Genel Başkanı Firuz Bağlıkaya ise, “Şu anda charter uçuşlarının başlaması gerekiyordu. Ancak tüm paydaşlar şu anda çok zor günler yaşıyor” diyor.
TBMM’nin gündemindeki Torba Yasa’nın içinde şu anda turizm acentelerinin beklediği yasal düzenleme yok. Sektör temsilcileri, Türkiye’deki çoğu turizmcinin kaderinin Ticaret Bakanlığı’nın bu konuda atacağı adıma bağlı oldugunu dile getiriyor.
DW