Surlar içindeki bu kasaba, duvarlarından çiçekler sarkan rengarenk boyalı evleri, o evlere ayrı bir hava katan kiremitli çatıları, kesme taşlarla döşeli sokakları ve mevsiminde gittiyseniz her köşesine sinen turunçgil kokularıyla huzur verici bir atmosferde hissetmeninizi sağlıyor.
Başkent Lizbon’a 85 km mesafedeki 10 bin nüfuslu kasaba köklü bir tarihe sahip. MÖ 308’de Keltler tarafından kurulan Obidos, 400 yıl boyunca Arapların egemenliğinde de kalmış. Çok katmanlı kültürü hem mimaride hem de zengin yemek çeşitliliğinde görebilmek mümkün.
Obidos’un diğer bir özelliği de çok sayıda tarihi kiliseye sahip olması. Çoğu Ortaçağ’dan kalan bu yapıları çevreleyen kent surlarının üzerinde yürüyüş de yapmak mümkün. Ancak yürünecek alanın darlığı, bu deneyimi yaşamak isteyenleri çok dikkatli hareket etmeye zorluyor.
Yükseklik korkunuz varsa ya da yanınızda küçük çocuğunuzlaysanız sur gezintisinden uzak durmakta fayda var. Obidos’u ziyaret etmek için en iyi zaman ise Nisan ve Ekim ayları arası. Kasabanın en ilgi çekici yapıları; 900 yıllık geçmişi olan Obidos Kalesi, çinilerle süslü Porta da Vila Kapısı, Rönesans döneminin özelliklerini yansıtan Santa Maria Meydanı ve görkemli Santuário do Senhor da Pedra binası.