Beyaz eşya sektörü, COVID-19 salgınına rağmen geçen yılı iyi geçirdi. Çünkü insanların evde geçirdiği süre uzadı. Sadece beyaz eşya değil evle ilgili tüm alanlardaki satış hacimleri büyüdü.Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) verilerine göre 6 ana üründe beyaz eşyadaki iç pazar satışı yüzde 16 oranında arttı. Toplam satışlar ise yüzde 4 büyüyerek 29.7 milyon adete ulaştı. TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkanı Can Dinçer, 2020’de beyaz eşya üretiminin yüzde 3 artışla 29.2 milyon adet olarak gerçekleştiğini açıkladı. Dinçer, 2020’de ihracatın hafif yükselişle 22 milyon adede çıktığı belirterek, “2020’de beyaz eşya iç satışı yüzde 16 artışla 7 milyon 750 bin adet oldu. Aralık ayında 6 ana ürün grubunda beyaz eşya üretimi yüzde 43, iç satış yüzde 30, ihracat ise yüzde 37 yükseldi” diye konuştu.
İhracat gücünü korudu
Can Dinçer, COVID-19 kısıtlamaları ve pandeminin genel ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerine rağmen beyaz eşya sektörünün zor bir yılı başarılı sonuçlarla geride bıraktığını kaydetti. Dinçer, “Artan hijyen ihtiyacı, zamanımızın büyük çoğunluğunu evlerde geçirmemiz ve konut satışlarındaki artış beyaz eşyaya talebi artırdı. En büyük yurtdışı pazarımız olan Avrupa’nın pandemiden en ağır biçimde etkilenmesine rağmen ihracatımızı korumayı başardık. İç satış ve ihracat olmak üzere toplam satışlarımız 2019 yılının yüzde 4 üzerinde gerçekleşerek 30 milyon seviyesine yaklaştı” diye konuştu.
Anti-damping soruşturması kaygı yarattı
TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yavuz ise, beyaz eşyanın temel girdisi olan yassı çelik temininde son dönemde yaşanan sıkıntının, beyaz eşya üretimini ve ihracatını olumsuz etkileyecek seviyeye ulaştığına dikkat çekti. Yavuz, “Yurtiçinde yassı sac vergilerinin yarattığı etki ile piyasada bozulma var. Uygulanan vergi oranı doğrultusunda piyasa fiyatları artıyor. Avrupa Birliği tarafından başlatılan anti-damping önleminin ardından Türkiye’de yakın zamanda yassı sıcak sac için açılan anti-damping soruşturması kaygı yarattı. Gümrük Birliği’nin modernizasyonu, vizyonu ve sektörümüzün birinci ihracat pazarının AB olması sebebiyle, misilleme olarak algılanabilecek yaklaşımların ihracata olumsuz etki etme riski olduğunu düşünüyoruz. İhracat ve üretim rekabetçiliğinin olumsuz etkilenmemesi adına yassı çelik ürünlerinde gümrük vergisi politikasının gözden geçirilmesi önem arz ediyor” şeklinde konuştu.