2020 yılının bir numaralı gündem maddesi olan koronavirüs salgını, pek çok şeyin halı altına süpürülmesine yol açtı. Ancak bir yandan koronavirüs salgını varken diğer yandan da küresel ısınma gibi unutulmaması gereken şeyler hala hayatımızın bir gerçeği durumunda. Hatta muhtemelen kimsenin dikkatini çekmedi ancak geride bıraktığımız eylül ayı, tarihin en sıcak eylülü olarak kayıtlara geçti.
Avrupa Komisyonu ile Avrupa Uzay Ajansı’nın yönettiği Kopernik Programı yetkilileri, eylül ayında dünya genelindeki en yüksek sıcaklıkların kaydedildiğini söylerken, Sibirya bölgesindeki sıcaklığın bile ortalamanın üzerinde olduğunu açıkladılar. Yapılan incelemelere göre Kuzey Kutbu’ndaki deniz buzu da uydu kayıtları başladığı günden beri en düşük ikinci seviyeye inmiş durumda. Kısacası küresel ısınma, etkisini hiç olmadığı kadar göstermeye başladı.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Kopernik Programı yöneticilerinden Samantha Burgess, yaşanan sıcaklıkların ve buna bağlı olarak gerçekleşen olayların olağanüstü olduğunu ancak bu durumun, “Sıcaklıklar her yıl biraz daha artacak.” şeklinde yorumlanmaması gerektiğini söylüyor. İklim ve hava durumunun oldukça değişken olduğunu ifade eden Burgess, yine de bu duruma neden olan şeyin insanlar olduğunun unutulmaması gerektiğinin altını çiziyor.
İngiltere’de bulunan Reading Üniversitesi bünyesinde çalışmalarını sürdüren Ed Hawkins ise bilim insanlarının yıllardır söylediği şeylerin gerçek olduğunu, bu yüksek sıcaklıkların şaşılacak bir durum olmadığını belirtiyor. Hawkins’e göre sera gazlarının salınımı, küresel ısınmanın etkilerini artırmaya devam edecek. Dünya üzerindeki sıcaklığın 1 santigrat derece artmasının bile tehlikeli olduğunu ifade eden Hawkins, 2 ya da 3 santigrat derecelik sıcaklık artışlarının etkisini görmek istemediğini sözlerine ekledi.
Bu arada yükselen sıcaklıklar sadece mevsimlerin değişmesine yol açmıyor. Yaşanan doğal felaketlerin de önemli nedenlerinden bir tanesi küresel ısınma. Örneğin bir dönem sık sık gündeme getirdiğimiz Avustralya yangınları ile şu sıralar ABD’nin ciğerlerini yakan orman yangınlarının en büyük nedeni küresel ısınmaydı. Ayrıca gerek Türkiye gerekse Fransa gibi çeşitli ülkelerde yaşanan sel felaketlerinin nedeninin de küresel ısınma olduğunu unutmamak gerekiyor.
Son olarak, yüksek sıcaklıkların sadece kutup bölgelerinde etkili olduğu düşüncesine kapılmamak gerekiyor. Mesela Avrupa, tarihinin en sıcak yılını geçirmiş durumda. Uzmanlara göre havalar bugün itibarıyla soğumaya başlamış olsa bile Avrupa‘daki ortalama sıcaklık, bugüne kadarki en yüksek değer olarak kalmaya devam edecek.