Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun faiz kararı piyasa beklentilerinin dışında, 1 puanlık indirim olarak açıklandı. Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre Alkin, piyasa faizlerinin yüzde 9.75’ten yüzde 8.75’e düşürülmesini değerlendirirken “Koronavirüs salgını sebebiyle faiz oranlarına karşı hassasiyetin kaybolduğu zamanlardan geçiyoruz. Dolayısıyla Merkez Bankası’nın bugün yaptığı faiz indirimi benim için şok niteliğinde değil” dedi.
Bütün dünyadaki Merkez Bankaları’nın ellerindeki tüm olanakları seferber ettiği bir durumda Merkez Bankası’nın aldığı kararı garip ya da anlaşılmaz bulmadığını ifade eden Alkin “Dolayısıyla 1 puanlık faiz indirimine yönelik ilk anda yapılan eleştirileri soğukkanlı bulmuyorum” diye konuştu.
Eldeki araçlar emisyon ve faiz
IMF’den kaynak almayı reddeden, başka ülkelerle swap anlaşması üzerinde çalışan Türkiye’nin bu görüşmeleri henüz sonuca bağlamadığını hatırlatan Prof. Dr. Alkin şöyle devam etti: “Tüm bu gelişmeler ışığında elde bir tek Merkez Bankası’nın faiz oranları kaldı. Merkez Bankası da hem emisyonla hem de faiz oranlarıyla elinden geldiği kadar ekonomiye destek vermeye çalışıyor. Sokaktaki vatandaşa veya tüccar ya da esnafa ‘faizler 9.75 mi yoksa 8.75 mi olsun’ diye soru sorsalar alacağımız cevap belli: Benim önceliğim hayatta kalmak bunlar önemli mevzular değil.”
“Yan etkiler ileride konuşulur”
Ekonomiyi ayakta tutmak için muhtelif reçetelerin denendiği bir dönemden geçildiğini ifade eden Emre Alkin “Böylesi bir dönemde faiz oranlarının düşürülmesinden dolayı ortaya çıkacak yan etkilere kimsenin dönüp bakacağını düşünmüyorum. O ileriki zamanlarda konuşacağımız ayrıntı. Döviz kurları da faiz indirimine karşı sınırlı bir tepki gösterdi. O zaman endişelenmemiz gereken konu faiz indirimi sonucu ortaya çıkacak arızalar değil, faiz indirimleri neticesinde ekonominin ayağa kalkıp kalkamayacağı” ifadelerini kullandı.
“Her indirim bekleneni vermez”
Bazı şartlar altında radikal faiz indirimlerinin herkesin beklediği yan etkileri ortaya çıkarmayacağını kaydeden Alkin, buna mukabil hiç kimsenin faiz indirimlerinin ekonomiyi düzelteceğine dair kesin bir görüş de ileri süremeyeceğini savundu. Alkin, “Ancak ekonomi yönetimi yapılabileceklerin tamamını yapmak zorundadır. Anladığım kadarıyla mevcut şartlar altında kendi yağımızla kavrulurken MB’nin faiz indirimlerine devam etmekten başka çaresi yok. Dolayısıyla MB’nin kararını bir seçenek değil bir zorunluluk diye değerlendirmek gerekir” dedi.