Geçen yıl bu rotayı yaparken bazı şehirler o kadar kalabalıktı ki yürümekte bile zorlandığımızı hatırlıyorum, gecesi ayrı gündüzü ayrı keyifli günlerdi. Yılın bu dönemlerinde bazı ülke ve şehirlerde kurulan marketler ziyaretçi akınına uğrar. Şehirler öyle güzel süslenir ki, bakmaya, gezmeye doyamazsınız. Kış ayının dondurucu soğukları vız gelir, o havadan kopmak, o masalsı ortamdan ayrılmak istemezsiniz. İşte biz de aynen bu duygularla Almanya’da; Aachen, Köln, Bonn, Heidelberg, Stuttgart, İsviçre’de; Basel, Fransa’da; Ribeauville, Riquewihr, Colmar, Eguesheim, Kaysersberg ve Strasburg’u keyifle gezmiştik.
2019 yılındaki turumuzun son durağı Fransa’nın Alsace bölgesiydi. Şarap rotası olarak da bilinen, Basel’den Strasburg’a kadar uzanan bölge… Aracınızla bu rotayı yaparken doğaya, yeşile, virajlar arasındaki köylere bayılacağınızın garantisini verebilirim. Geçen yıl bu bölgede gezdiğimiz Colmar ve çevresindeki köylerden, doğadan o kadar etkilenmiştik ki bu sene birkaç saatliğine de olsa oralara uğramak istedik. İsviçre seyahatinden dönüşümüzü Fransa üzerinden yaptık.
Fransa koronadan büyük ölçüde etkilenen ülkelerden birisi, uzun dönemler sokağa çıkma yasağı uyguladılar, ciddi kayıplar yaşadılar. Restoran, dükkan, sinema gibi kamuya açık alanlar halen kapalı ve birçok bölgede sokakta maske takımı zorunlu.
Tüm bu tedbirleri göz önünde bulundurarak İsviçre kara sınırından sorunsuz şekilde Fransa’ya geçiş yaptık, 30 dakika sonrasında Eguesheim’deydik. Geçen sene içerisinde yer bulamadığımız otopark boştu, ama girişindeki rengârenk tabela aynı heybetiyle yanıyordu. Aracımızı park edip yürümeye başladığımızda köyün içerisinde maske takmanın zorunlu olduğunu, aksi durumda 134 Euro para cezası ödememiz gerektiğini gördük.
Hemen maskelerimizi taktık, fotoğraf çektirdiğimiz anlar dışında hiç çıkarmadık, boş sokaklara rağmen… Köyün içerisinde dolaşmaya başladığımızda her yerin geçen seneki kadar güzel, detaylı süslendiğini gördük. Fakat tüm mağazalar, restoranlar kapalıydı, köy terk edilmiş gibiydi. Sokaklarda tek tük, bizim gibi meraklı birkaç kişi dışında kimse yoktu.
İçimiz burkuldu, geçen yıl “Her şey çok güzel ama keşke bu kadar kalabalık olmasa” dediğimiz anlar kulaklarımızda çınladı. Köylerin meşhur noktalarında fotoğraf çektirmek için sıra bekleyen insanları hatırladıkça, boş sokaklarda yürümek daha da burktu içimizi. “Umarız seneye her şey eskisi gibi olur” diyerek ayrıldık köyden. Bölgedeki diğer köyleri de hızlıca gezdik, maalesef hepsi birbirinin aynısıydı.
Son 1 senedir birçok insanın canını yakan korona, tıpkı bir film sahnesi gibi boşaltmıştı Alsace köylerinin sokaklarını… Geriye maskeli yüzlerimizle biz ve umutsuzsa sokakları bekleyen yeni yıl süsleri kalmıştı.