Yıldız Teknik Üniversitesi ve Odaklı Grup iş birliği sektör derneklerinin destekleriyle düzenlenen “Yapılarda Dönüşüm Zirvesi” 4-5 Ekim 2023 tarihlerinde Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşti.
‘’Sürdürülebilir Dönüşüm‘’ ana temasıyla düzenlenen zirveye, 61. Dönem Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz, Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı, GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kalyoncu, KONUTDER Yönetim Kurulu Başkanı Ramadan Kumova, Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kenan Aracı, Vakıf GYO Genel Müdürü Onur İncehasan, sektörel dernek temsilcileri, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri katıldı.
Zirvenin açılışında konuşan Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kenan Aracı, “Şehirleşme oranının sürekli arttığını dikkate alarak, yarının ihtiyaçlarını göz önünde tutan, vizyoner imar planlaması ile daha iyi tasarlanmış; çevre, sağlık, kültür, ulaşım, sosyal ve idari altyapıları ile yaşanabilir şehirler ve bu şehirlerden oluşan bir dünya yaratmalıyız.
Diğer yandan deprem gerçeği nedeniyle güvenli yapı stoku ihtiyacımız her geçen gün artıyor ve maalesef zaman giderek daralıyor. Tüm Türkiye’yi yasa boğan 6 Şubat Depremi’nde yaşadığımız kayıplar, önleyici tedbirler kapsamında güvenli binalara sahip olmamızın ne denli hayati önem taşıdığını, önceliğimizin can ve mal güvenliği olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Görüyoruz ki binalarımızın yüksek risk taşıması, en başta dönüşümün hızlandırılması ve güçlü yapılara kavuşmamız için daha birçok adımın atılması gerektiğine de işaret etmekte. Deprem bölgesinde yer alan ülkemiz binalarını üç grupta kategorize edersek; kesinlikle yıkılması gereken binalar, güçlendirilerek kullanılabilecek durumda olan binalar ve hâlihazırda deprem riski olmayan binalar olarak sıralayabiliriz.
Tüm şehirlerimizde depreme dayanıklı, enerji verimli yapıların sayısını artırmak için sürdürülebilir binalara odaklanmalıyız. Depreme hazırlık, şu an için atacağımız öncelikli adım olmalı” diye konuştu.
KONUTDER Yönetim Kurulu Başkanı Ramadan Kumova ise yaptığı konuşmada dernek olarak sektöre yol gösteren ve ilham veren bu zirvelerde yer almalarının değerlerinin bir misyonu olarak gördüklerini belirterek, “Biz dönüşüm başlığına farklı bir bakış açısı getirerek bu dönüşümün İstanbul’un marka değerine nasıl bir katkı sağlayabileceğini ortaya koymak istiyoruz. İstanbul Üniversitesinde öğretim üyesi olan bir arkadaşımın başkanlığında yakın zamanda bir toplantı yapıldı. Bu toplantıya kamu kurum ve kuruluşları, STK temsilcileri, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve bakanlığın yurt dışındaki temsilcilikleri de dahil olmak üzere çok sayıda katılım oldu. Toplantıda İstanbul’un marka ruhu şu kelimelerle betimlendi: ‘İstanbul; kendisine has, ikonik, özgür ve büyüleyicidir. Hayat dolu, asil, aydınlık ve ilham verici bir şehirdir. İstanbul’un marka kişiliği, diğer bir deyişle ayırt edici karakteristik özelliği İstanbul’un özgüvenli, güçlü, şaşırtıcı, sıcakkanlı yenilikçi ve çekici olmasıdır. Ahenklidir, bilgedir, dinamiktir, kutsal ve kadim bir şehirdir.’
Bu saptamalardan hareketle nasıl bir şehir inşa edelim ki İstanbullu olmaktan mutluluk duyulan, şehirlisini motive eden, ona coşku ve enerji veren bir hâle getirelim İstanbul’u ve yapılarımızı nasıl dönüştürelim ki bu amaçla İstanbul’u inşa etmemize katkı sağlayabilelim. KONUTDER olarak sektöre yol gösteren ve ilham veren bu zirvelerde yer almayı değerlerimizin bir misyonu olarak görmekteyiz. Bu değerli zirvenin İstanbul’un marka değerini daha yukarıya taşıyacağına öneriler ve çözümler getireceğine inanıyoruz” dedi.
Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kalyoncu konuşmasında belediyelerin ruhsat işlemlerinde hızlı şekilde dijital ruhsat süreçlerine geçmesi gerektiğini ederek, “ Yapıları dönüştürmekle ilgili aklımıza ilk gelen tabi ki kentsel dönüşüm meselesi. Elimizden geldiğince yapılarımızı ve şehirlerimizi dönüştürmeye çalıştık ama zihniyetlerin dönüşümü de burada önemliydi. Türkiye’de şehirlerle ilgili henüz verilmemiş kararlarımız var. Bu işlere atılmadan önce bu kararları vermemiz gerekiyor. Nedir bunlar? Örneğin şehirlerimizin nüfusu ile ilgili kararlar vermemiz gerekiyor. İstanbul kaç milyon kişiye ev sahipliği yapabilir, insani sınır ne? İkinci olarak, bizim modernleşmeyle olan imtihanımızın bir parçası olan modern araçlarla ilgili yaklaşım tarzımızı da netleştirmemiz gerekiyor. Bunun da başında otomobil meselesi var. ABD’de şehirler otomobiller için yapılıyor. Avrupa’da ise daha çok insanlar ve yayalar için. Bizde ikisi de değil. Biz hangisine karar vereceğiz? Öncelikle ulaşabilmek gerekiyor. Biz otomobillerimizi evimizin altına park edip bir yandan da yüksek standartlı bir şehirde yaşamayı eş zamanlı nasıl sağlayabiliriz? Bunun yerine sistem otoparklarına park edip evimize biraz yürüyerek gitmeye razıysak yürünebilir ve bisiklet dostu şehirler mümkün olur.
Marka şehirler konusunda bütün şehirler marka şehir olduğunu iddia ediyor zaten. Tasarım gücünden faydalanmadan marka şehir olunmaz. Geliştiricilerle konuştuğumuzda onların da tasarımcılardan mustarip olduğunu görüyoruz. Tecrübeler bizi bu noktaya getirdi. Tecrübelerden ders çıkarmamız lazım. Biz gayrimenkul sektörü olarak kendimize bir yol haritası oluşturduk ve bunu özellikle 6 şubattan sonra büyük bir şevkle uygulamaya çalışıyoruz. Türkiye’nin gayrimenkul değeri, madenlerinden daha değerli ve paha biçilemez ama bunlar biraz lafta kalıyor.
Gerçeklere bakalım, belediyelerimiz ruhsatları nasıl veriyor? Bir kağıt yığını var fakat onları inceleyecek insan kaynağı yok. Bizim çok acil şekilde dijital ruhsat süreçlerine geçmemiz lazım. Bir binanın olma veya olmama anı ruhsatın verilmesi ya da verilmemesine bağlı. Bunun üç aktörü var: Ruhsat veren belediye, ruhsatı alan müteahhit veya geliştirici, buna konu olan dokümanı oluşturan tasarımcı. Bu üç aktörün yaptığı iş birliğini çok daha şeffaf ve dijital araçlarla birtakım garantileri sağlanmış hâle getirebiliriz. Bazı belediyelerimizin bu noktada pilot uygulamaları başladı. Bahsettiğimiz dijital ruhsat, denetlenebilir ve sorgulanabilir. Yapı bilgi modellemesi araçlarının kullanılabildiği, örneğin yangın yönetmeliğinin yapay zekâyla çok kolay kontrol edilebildiği bir imkân sunabilir bize. Bununla ilgili adım atmalıyız. Bu bize teknoloji katma değeri de getiriyor” şeklinde konuştu.
Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı ise “ Dönüşüm derken değişimi de ön planda tutmamız gerekiyor. Dirençli yapı yönetim modelini artık geliştirmeliyiz. Çünkü her şartta bazı sorunlarla karşı karşıyayız. Sadece deprem değil selle ya da orman yangınları ile ilgili felaketleri de bir şekilde yaşıyoruz. Bu çerçevede şehirlerimizde bunları da göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Son depremde 11 ilde 62 ilçe ve 10 bin 190 köy etkilendi. Bu çok büyük bir rakam. Bunu göz ardı edemeyiz. Afet esnasında ve sonrasında hızlı iyileştirmeleri yapabiliyoruz ama afet öncesinde risk analizi, zayıf nokta analizi ve tehlike analizi gibi konuları hep göz ardı ediyoruz. Bu şekilde biraz daha rahatlıyoruz ama işin vicdani boyutunu ön planda tutmamız lazım. Bu vicdan analizlerini de yaparak bizler gelecek noktada büyük çalışmaları gerçekleştirebiliriz. Bu çalışmaları yaparken risk analizi yapma anlayışı içine de girmemiz gerekiyor.
Sık yapılan hatalar var. Bizim de bu hataları ortadan kaldıracak tedbirler almamız gerekiyor. Planlama, yer seçimi, zemin, projelendirme, tasarım, yapım aşaması, malzeme seçimi, inşaat sonrası ya da periyodik bakım ve süreçlerde sigortalama ve denetim kavramlarında birçok hatayı ortadan kaldırabilecek bir yaklaşımla hareket etmeliyiz. Bundan sonraki hedefimiz sıfır hata olmalı” dedi.
Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz, gayrimenkul sektörü ve üniversitelerin mevcut problemlere karşı yan yana hareket etmesi gerektiğini dile getirerek,” Üniversitelerin temel görevleri içerisinde zihinsel dönüşüme öncülük etmek vardır. Eğer bir problemin merkezinde üniversite yoksa ilk bakacağımız şey bu olmalı. Bugün yapıları konuşuyoruz. Büyük bir deprem yaşadık. Çok büyük kayıplarımız var. Bu sorunu konuşuyoruz. Tek bakmamız gereken şu ki, merkezinde üniversitelerin olduğu bir çözüme mi yoksa yine parçacıl yine pansuman birtakım tedbirlere doğru mu gidiyoruz? Üniversitelerin merkezinde olmadığı herhangi bir çözümün başarılı olma şansı yoktur. Bunu göz ardı etmeyelim.
Yıldız Teknik Üniversitesi de hem kentsel dönüşümde hem de inşaat ve tasarım sektöründe öncü olmaya çalışıyor. Biz şu anda içerisinde Türk Hava Yolları ve TAV’ın da olduğu yirmi şirkete sürdürülebilirlik belgeleri vermeye başladık. Buna bizim liderlik yapmamız lazım. Arkasından sektörün gelmesi gerek. Biz sektörün arkasında kaldığımız zaman sektörün bizi de yanına çekmesi gerekir. Mutlaka sektörün yanına beraber koşmamız lazım. Ancak bu şekilde başarılı oluruz” şeklinde konuştu.
61. Hükümet Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ise yaptığı konuşmada, “Üniversitelerin, akademisyenlerin sadece eğitim vermezler aynı zamanda bulundukları toplumu da dinamize ederler. Bu anlamda gerçekleştirilen bu programda konuşmacılar da çok güzel ifadeler de bulundular bu nedenle öncelikle üniversitemize ve tüm konuşmacılarımıza teşekkür ediyorum. Türkiye’nin öncelikli problemlerinin başında kentsel dönüşüm geliyor. Kentsel dönüşüm Türkiye’nin olmazsa olmaz bir gerçeğidir. Eğer biz Türkiye’de radikal, bilimselliğe uygun bir kentsel dönüşüm yapabilirsek ihracatımızda da birinci sırayı inşaat malzemeleri alacak” dedi.
2 gün süren zirvede, 8 oturumda 34 konuşmacı ile yapılarda dönüşüm tüm yönleri ele alındı. Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ’ın modaratörlüğün de gerçekleştirilen Gayrimenkül Sektöründe Gelecek Projeksiyonu oturumunda Vakıf GYO Genel Müdürü Onur İncehasan, Ege Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Didem Güneş ve Siemens Ülke Direktörü Tolga Afşin sektörün geleceğini konuştu.
Yıldız Teknik Üniversitesi Genel Sekreteri Ahmet Yüksel Karahan’ın moderatörlüğün de gerçekleştirilen Kentsel Dönüşümde Afet Öncesi ve Sonrası Planlama oturumunda KAMİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Adıgüzel ve Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serhat Başdoğan kentsel dönüşümü tüm yönleri ile ele aldılar.
İlk günün son oturumunda ise Türkiye İMSAD Genel Sekreteri Aygen Erkal moderatörlüğün de gerçekleştirilen Geleceğe Hazır Sürdürülebilir Yapılar oturumunda ÇEBDİK Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sami Kılıç, EYODER Yönetim Kurulu Üyesi Serkan Emin sürdürebilirlik ekseninde yapılaşmayı konuştu.
Zirvenin ikinci gününde üç oturum gerçekleştirildi. TSKB Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Makbule Yönel Maya’nın moderatörlüğünde gerçekleştirilen Kentsel Dönüşümde Finansal Riskler, Kısıtlar ve Fırsatlar oturumun da İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Hepşen, KONUTDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ömer Barlas Ülkü ve KENTSEV Başkan Vekili Dr. Haldun Ersen tarafından kentsel dönüşümün finans kısmı her yönüyle masaya yatırıldı.
GAPAS Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Özcan moderatörlüğün de gerçekleştirilen Malzeme ve Kaynak Yönetimi oturumunda MTMD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hüseyin Erdem, THBB Genel Sekreteri Reşat Sönmez ve VERİMDER Genel Sekreteri Arkın Konak ile kentsel dönüşümde doğru malzeme kullanımı ve kaynak yönetimi konusu konuşuldu.
Zirvenin son oturumunda EYODER Denetleme Kurulu Üyesi Melih Ballıkaya’nın moderatörlüğün de KUZU GRUP Mekanik İşler Lideri Semih Çalapkulu, Akçakaya Mühendislik Genel Müdürü Ahmet Akçakaya ve UTTMD Başka Yardımcısı Ali Gülker dönüşümde dijitalleşme ve bina teknolojileri ile ilgili sunumlarını gerçekleştirdiler.