Gayrimenkul sektöründe artan maliyetler nedeniyle konut fiyatları zirve yaparken, artan fiyatlar ve kısılan kredi imkanları, sektörün yavaşlamasına neden oldu. Hükümetin bu sorunu çözmek amacıyla Ekim ayında İlk Evim Kampanyası’nı duyurması beklenirken, yeniden hareketlenmek için umudunu kampanyaya bağlayan gayrimenkul sektöründe konut fiyatlarının akıbeti yeniden tartışılmaya başlandı.
Gayrimenkul Danışmanı ve İSTOÇ İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Şenay Araç Demir, kampanyanın ev sahibi olmak isteyenlere destek olarak piyasayı canlandıracağını söyledi. Demir, “Ancak konut fiyatlarında kalıcı bir düşüş beklemiyorum, çünkü bunun için öncelikle konut üretiminin artırılması gerekiyor.” dedi.
Yatırım amaçlı konut talebi yavaşlar
Son 1 yıldır bankaların konut kredilerini kısıtlamasından dolayı piyasada kredili satışların önemli ölçüde gerilediğini belirten Demir, “BDDK’nın açıkladığı yeni konut kredisi tebliği, ikinci, üçüncü konutunu alacak olanlara ayrı faiz oranları uygulanmasını ve kısıtlı kredi verilmesini öngörüyor. Bu durum yatırım amaçlı talepleri, dolayısıyla konut fiyatlarını geçici bir süre frenleyecektir. Aşırı yükselen fiyatlar bir süre yatay seyirde devam edecektir.” dedi.
Demir, konut fiyatlarının seyri hakkında şu değerlendirmede bulundu:
“Son 1 yılın en düşük seviyesinde gerçekleşen konut satışlarının yaşandığı bu dönemde inşaat firmaları dolardaki artışı maliyetlerine ekleyip, yeni fiyatlandırma yaptılar ve satışlarında kendi imkanlarını kullanarak vadelendirme yaptılar, kendi sistemlerini kurmak durumunda kaldılar. Enflasyonist ortamda her ay gelen zamlara karşılık, konutta döviz bazında bir rakam belirlenerek, müşteriden onun karşılığı olan TL istenmekte. Bir anlamda dövizdeki artış otomatik olarak fiyatlara yansıtılmakta. Piyasadaki konutların yüzde 80’ini nakit alım yapan vatandaşlar satın almaktalar. Bu nedenle konut fiyatlarında gevşeme yaşanmıyor. Devletimizin TOKİ, Emlak Konut, Belediyeler aracılığıyla finanse ederek satışa çıkardığı konutlar var ama bunlar orta ve alt gelir grubunun talebine yeterli olamıyor. Türkiye’de her yıl ortalama 800 bin ile 1 milyon konuta ihtiyaç var. İnşaat maliyetleri, arazi sıkıntısı, pandemi koşulları nedeniyle yeterli üretim yapılamadı. Bu durum da piyasada olan konutların fiyatının şişmesine neden oldu. Dünyada konut fiyatlarındaki artış sıralamasında Türkiye birinci sırada. Bu da konutlardaki fiyat artışlarının ne kadar yüksek olduğunu doğruluyor.”
“Hiç evi olmayanlar için 20 yıla yakın vadelendirme yapılacak”
Demir sözlerini şöyle sürdürdü: “Ekim ayında açıklanması planlanan İlk Evim Kampanyası merakla bekleniyor. Düşük faizle 15 ve 20 yıl vadelerde yapılacak kampanya, hiç evi olmayan vatandaşlar için hazırlanıyor. Devletimizin vatandaşına ev sahibi olma hakkını sağlaması piyasanın hareketlenmesini sağlayacaktır. Konut sektörüyle bağlantılı 174 sektör var, bu sektörler konut inşaatlarından bitimine kadar birbiriyle bağlantılı sektörleri temsil beslemektedir. Bu nedenle konut imalatı çok önemli, ama konut fiyatlarında düşme olmasını beklemiyorum. Keşke düşse de her vatandaş ev sahibi olsa, belki birkaç ay dolar yükselmezse konut fiyatları yatay şekilde seyredebilir…”
Hükümetin bugüne kadar ki konut politilari maalesef fiyatların artmasında ana ve en büyük etkendir Çünkü realiteden uzak, vatandaş yerine yandaşa faydası olan uygulamalar oldu.
Doğrusu şu:İkinci el ve yaş sınırı olan ilk evim yada tek konut gibi mesken alımına mümkünse faizsiz 5 yıl vade,ya da düşük faiz uzun vade gibi uygulama olmalıdır.
Yine geniş,lüks konut yerine 2+1 konut alımı olabilir