İzmir’de bir süredir etkili olan bunaltıcı sıcaklıklar, hayatı olumsuz etkiliyor. Meteoroloji 2’nci Bölge Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde olduğu, haziran ayı ortalamasının 31,3 derece olması gerekirken 37 derecelerde seyrettiği bildirildi. Açıklamada, etkili olan sıcak hava dalgası nedeniyle güneş ışınlarının dik geldiği saatlerde vatandaşların dikkatli olmaları gerektiği belirtildi, cumartesi gününden sonra sıcaklıkların düşeceği ifade edildi.
Kavurucu sıcaklıkların sağlık sorunlarına neden olabileceğini belirten uzmanlar uyarılarda bulundu. Uzman kardiyologlar kalp ve tansiyon hastalarının risk altında olduğuna dikkat çekerken, dermatologlar ise güneş ışınlarına maruz kalmanın deri hastalıklarına yol açacağını ifade etti.
‘HİPERTANSİYON HASTALARINDA KÖTÜ SONUÇLARA YOL AÇABİLİR’
Sıcak havanın en çok zarar verdiği hasta grubunun hipertansiyon hastaları olduğunu ifade eden Medicana International İzmir Hastanesi’nde görevli Kardiyoloji Uzmanı Dr. Serdar Biçeroğlu, bu kişilerin sıcak havalarda ataklar geçirdiğini ve bu ataklara bağlı kafa içinde kanamalar oluşabileceğini söyledi. Bazı atakların kötü sonuçlara yol açabileceğini kaydeden Uzm. Dr. Biçeroğlu, “Aort damarı yırtılması ve benzeri birçok tehlikeli ölümcül sonuçlar meydana gelebilir. Dolayısıyla biz bu hastalara güneş altında aktivitede bulunmamalarını öneriyoruz. Mümkün olduğu kadar gündüz saatlerinde korunaklı ve serin yerlerde bulunmalılar. Tansiyon düzenleyici ilaç kullansalar da bazen sıcak havalarda ilacın kendisi bir risk taşıyor. Tansiyon hastalarının ilaçlarını bu yüzden yaz aylarında gözden geçirmek gerekebiliyor” dedi.
‘KARDİYOVASKÜLER SİSTEMİNİ OLUMSUZ ETKİLİYOR’
Koroner damar hastalarının da sıcak havadan oldukça etkilendiğini söyleyen Uzm. Dr. Biçeroğlu, “Göğüs ağrıları tekrar edebiliyor. Bir stres durumu oluştuğu için yeni bir damar tıkanıklığı meydana gelebiliyor. Öte yandan sıcak havalarda öğlen saatlerinde yenilen yağlı yiyecekler, kardiyovasküler sistemine olumsuz etkide bulunuyor ve tansiyon kontrolünü zorlaştırıyor. Sersemlik hissi, uykuya meyil, baş dönmesi, baş ağrısı, göğüs ağrısı, sırt ağrısı, inme, peltek konuşma, farkındalığın azalması, bilişsel fonksiyonların kaybolması gibi semptomlar meydana gelebiliyor. Bu nedenle öğlen saatlerinde hafif yiyecekler tüketilmesini öneriyoruz. Özellikle çok terleyen kişilerde mutlaka sıvı alımı desteklenmelidir” diye konuştu.
GÜNEŞİN KANSEROJEN DALGA BOYLARINA DİKKAT
Güneş ışınlarının zararlarına dikkat çeken Dermatolog Prof. Dr. Şemsettin Karaca ise, “Güneş ışınları ultraviyole A-B-C olmak üzere üç farklı sınıfa ayrılır. Ultraviyole C ozon tabakasından geçmeyen ama bazı hasarlar nedeniyle yeryüzüne ulaşan kanserojen bir dalga boyudur. Ultraviyole B ise hızlıca bronzlaşmayı sağlayan dalga boylarından biridir. Güneş dozunda maruziyet faydaları getirir ancak sınırı aştığımızda zararlarıyla karşı karşıya kalırız. Çocukluk döneminde maruz kalınan güneş ışınlarının uzun dönemde deri kanseri gibi kötü sonuçlara neden olabileceği göz önünde bulundurularak özellikle çocuklarımız bu ışınlardan korunmalıdır” ifadelerini kullandı.
‘BAZI ÜRÜNLER GÜNEŞLE ETKİLEŞİME GİREBİLİR’
Güneşe gereğinden fazla maruz kalmanın kötü sonuçları olabileceğini ifade eden Prof. Dr. Karaca, “Güneşe fazla maruz kalmak melanom gibi bazı deri kanserlerinin görülmesine sebep olabiliyor. Buna ek olarak kırışıklıkların ve lekelerin ortaya çıkmasının yüzde 80 nedeni güneştir. Kronik hastaların kullandığı ilaçlar da güneşten daha fazla etkilenmesine neden olabilir. Bazı ilaçlar güneşe hassasiyeti arttırır. Bunu hastanın kendi bilinciyle fark ederek hekime başvurması gerekir. Bazen deri üzerine sürülen ilaçlar da güneşle etkileşime girmektedir. Kozmetik ürün ve aromatik yağlar da güneşle etkileşime girerek istenmeyen lekeleri meydana getirebilir” dedi.
‘KIZARMAYACAK KADAR MARUZ KALINMALI’
Kişinin güneşe kızarmayacak kadar maruz kalması gerektiğini belirten Prof. Dr. Karaca, “Şapka ve giysiler fiziksel korumayı oluştururken, güneş faktörlü ürünleri kullanmak da güneşten korunmanın bir yöntemidir. Çok çeşitli güneş koruma faktörlü ürünler var ancak eczane veya hekim referanslı ürünler güvenilir olarak kabul edilebilir. 15 faktörlü bir güneş koruma ürününün koruma oranı yaklaşık yüzde 92’dir. 50 faktörlü bir koruma ürününün ise etkinliği yüzde 97’dir. Dolayısıyla faktörden ziyade güneş kremini aksatmamak önemlidir” diye konuştu.