Heybeliada’da 21 Ağustos günü saat 13.00’de başlayan yangında 7.2 hektarlık alan küle dönmüştü. Heybeliada Mahalle Afet Gönüllüleri de bir rapor hazırlayarak yangında ihmal iddialarını gündem getirdi. “Orman Gönüllülerinin Değerlendirme ve Önerileri” başlıklı raporda, Ada’nın İstanbul yönüne bakan yamaçta başlayıp, güneydeki Çamlimanı mevkiine kadar ilerleyen yangında, orman teşkilatı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi (IBB) İtfaiyesi arasında koordinasyon sorunu yaşandığı, Orman Genel Müdürlüğü tarafından Heybeliada’da olası orman yangınlarına erken müdahale için konuşlandırılan su tankerlerinin ise yangın günü sabahı adadan ayrıldığı, yerlerine başka araçların getirilemediği ve tankerlerin transferini yapacak Adalar Belediyesi’ne ait çıkartma gemisinin de bozuk olduğu iddia edildi.
‘İNSANLAR KURTULAMAZ’
İstanbul Valiliği’nin ormana girişleri yasaklayan kararına rağmen polislerin o gün ormanda kontrol yapmadığına işaret edilen raporda, ormanda devriye gezen eğitimli orman gönüllülerinin çalışmasına ise Kaymakamlıkça izin verilmediği vurguladı. ISKI yangın musluklarının çalışmadığı iddialarının da yer aldığı raporda, “Sıcak ve kurak mevsimde şiddetli rüzgâr varken çıkacak bir yangında Büyükada’nın tamamen yanması 4 saat, Heybeliada’nın ormanı ve evleriyle tamamının yanması ise sadece 2 saat sürecektir. Böyle bir yangında Adalar’da özellikle hafta sonları gelen 10 binlerce insanı kurtaracak tahliye kapasitesi yoktur. Yangının başlangıç yeri, giriş yasağı bulunan orman alanı değildir. Evlerin ormanla iç içe olduğu yerleşim alanıdır. Başlangıç noktasının çok yakınında ahşap evler vardır. Rüzgâr kuzeye (tepeye doğru) değil güneye esiyor olsaydı evler yanacaktı” tespitlerine yer verildi.
HİDRANTLARDA SU YOK
Afet gönüllüleri raporlarında, IBB’ye ait itfaiye aracı yangın yerine kısa surede ulaşarak aşağıdan yukarıya doğru müdahaleye başladığını ancak araçtaki su bittikten sonra yangın musluğundan (hidrant) su takviyesi yapılamadığına da dikkat çekildi. “Son 10 yılda 5 yangın yasayan Heybeliada’da her yangında ISKI yangın musluklarıyla sorun yaşanıyor” hatırlatma ve tespitine yer verilen raporda, yangın musluğu sayısının yetersiz olduğu bazı bölgelerde hiç yangın musluğu olmadığı ve bazılarının çalışmadığı yetkililere defalarca bildirildiğine de dikkat çekildi. Raporda, “Adalar’da ISKI kontrolündeki yangın muslukları halen gerektiği gibi çalışmıyor. Yüksek yerlerdeki yangın musluklarına pompayla su basılması gerekirken, yangın çıktığı zaman elektriklerin devre dışı bırakılmasıyla yangın musluklarına su gitmiyor” dendi.
‘HER YERDEKİ EKSİKLER’
Türkiye Yangından Korunma ve Eğitim Vakfı Başkanı Taner Kaboğlu, raporun sanki sabotaj nedeniyle çıkan bir yangın göz önüne alınarak yazıldığına işaret ederek, “Dikkat çekilen bazı husus ve eksikler zaten ülkenin her yerinde var olan bir durum. Örneğin Türkiye’de yangın muslukları yani hidrantların hiçbiri çalışmaz. Planlamalarımız maalesef kâğıt üzerinde kalıyor. İtfaiye teşkilatlarındaki eğitim, araç-gereç alımlarına bakınca plansızlık göze çarpıyor. Yangınlara müdahale sadece belediyelerin insafına bırakılmadan, çok geniş çaplı ele alınmalı” dedi.
‘SU TANKERLERİ NEDEN GERİ ÇEKİLDİ BİLMİYORUZ’
Adalar Belediye Başkan Yardımcısı Engin Çelik ise belediyelerine ait bir çıkartma gemisinin arızalı olduğunun kısmen doğru olduğunu ancak diğer gemimiz aktif olarak çalıştığını ve bu duruma bağlı bir gecikme yaşanmadığını söyledi. Raporu değerlendiren Çelik, şunları dedi:
“Yangın 2 saatte kontrol altına alındığı gibi yerel ve merkezi yönetimle birlikte tüm kurum ve kuruluşlar üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Soğutma işlemlerinde TOMA’lar da kulandı. Askeri personel ve ada halkımız da özveriyle yangın söndürmeye katıldı. Havadan müdahale çok önemliydi. Yangını 20 dakikasında ilk helikopter, 45. dakikada ikinci söndürme helikopteri bölgede müdahaleye başlamıştı. Soğutma işlemleri başladığında 6 helikopter havadaydı. İBB itfaiye ekipleri yangının 40. dakikası adadaydı. Hidrant konusunda ortaya atılan iddiaları kabul etmiyoruz. Elektrik kesintisi nedeniyle hidrantlar ilk 10 dakika çalışmadı ancak sonrasında çalıştı. Su tankları valilik kanalıyla getirildi ancak niye geri çekildiği veya çektirildiğini bilmiyoruz. Yeşil alanların korunmasına yönelik emniyet, zabıta ve mahalle afet gönüllüleri ile sürekli denetimler yapılıyordu. Ne kadar denetim yaparsak yapalım her noktayı, her an kontrol etmemiz mümkün olamaz.”